İSLAM ÜLKELERİ NİÇİN GERİ KALMIŞTIR
“İslâmiyet hak dindir. O halde İslâm ülkeleri niçin hep geri kalmış ülkeler arasındadırlar?"
İslâmiyet hem dünya, hem ahiret saadetinin sağlanmasını hedef almıştır. Yeryüzünü imar etmek; bilgili, ileri, güçlü bir cemiyet hayatı kurmak İslâmiyet’in hedefidir. Müslüman milletler bu seviyeye ulaşabilmiş değillerdir. Bunun sebebi açıktır:
İslâmiyet’in insanlığa getirdiği yeni iman, yeni dünya görüşü, ilim ve sanat anlayışı, ileri metot Müslüman cemiyetlerce henüz kavranamamıştır.
İslâmiyet çalışmayı, zamanı iyi değerlendirmeyi emretmiştir ama sabahtan akşama kadar boş oturulan kahvehaneler bizim icadımızdır. İslâm ülkelerinde en bol servet boş insan, boş zamandır.
İslâmiyet fikir ve inanç hürriyetini teminat altına almıştır. Fakat biz, ayrı dinden, ayrı inançtan insanlara tarihten gelen bir terbiye ile müsamahayı esirgemezken, kendi aramızda küçük düşünce farklılıklarına bile hazımsızlık gösteririz.
İslâmiyet "kul hakkı"nı gözetmeyi emretmiştir ama, çarşıdapazarda piyasa ahlâkını, iş ahlâkını, ticaret ahlâkını arasanız da bulamazsınız.
İslâmiyet işçiye de, işverene de karşılıklı mükellefiyetler yüklemiş; "iş barışı"nı hedef almış; fakat işyerlerimizde bu barışın sık-sık bozulmasını önleyemezsiniz.
İslâmiyet "sosyal adalet" demiş; imkânı kıt olanları imkânı geniş olanlara emanet etmiştir ama en büyük refah farklılıkları ve farklı yaşayış çirkinlikleri İslâm ülkelerindedir.
"İnsana hizmet" İslâmiyet'in emridir. Fakat ecdadımızın bu maksatla kurup işlettikleri geniş teşkilâtların bugün adını bile bilmeyiz.
İslâmiyet beden, çevre ve ruh temizliğini emretmiştir. Buna rağmen hangi İslâm ülkesine gitseniz, sokak ve şehirlerin intizamsız; insanların sağlık şartlarından uzak, umuma açık yerlerin utanılacak kadar kirli olduğunu görürsünüz.
İslâmiyet akla her şeyden çok değer biçmiş, ilmi her şey den üstün tutmuştur. İslâm ülkeleri ise hurafelerden, bâtıllardan, tutarsızlıklardan kendilerini kurtarabilmiş değillerdir.
Müslüman ülkelerin niçin geri kaldıklarının cevabı işte bu gerçeklerdir.
Kusur İslâm'da değil, Müslümanların yaşayış ve davranışlanndadır.
Müslüman milletler İslâmı tam yaşadıktan çağlarda dünya medeniyetini temsil etmişlerdir.