TÜRKÇE KUR’AN MESELESİ
(Kur'ân-ı Kerim yalnız "Arabça" olduğu için değil, aynı zamanda "Rabca" olduğu için eşsizdir. Bu dil, C. Allah'ın, kelâmım bize bildirmek için seçtiği dildir.)
Kur'ân-ı Kerim bir din kitabıdır. Müslüman olan herkes, ister Asyalı ister Avrupalı, ister Afrikalı veya Amerikalı olsun, kutsî kitabını kendi lisanı ile okumalı, anlamalı değil midir? Ezanın, ibadetlerin kendi dilimizle ifası daha makûl olmaz mı?.." Bu soru her zaman sorulmuş ve taraftar bulmuştur.
Konunun çeşitli yönleri vardır:
1. "Kur'ân Dili", Allah'ın kelâmı olarak Müslümanlar’ın müşterek lisanıdır. Türkiye'de bulunan Arab, Hindli,. Senegalli, Avrupalı Müslümanlar bu müşterek lisanla okunan "Ezan"ı dinler; müşterek lisanla kıldırılan "namaz"a uyarlar. Bunun aksi, kendi ülkesinde bulunmayan Müslüman'ın yabancı bir dilde okunan ezana, kıldırılan namaza yabana kalmasıdır.
İslâmiyet cihanşümul bir dindir. Bütün insanlığa hitabeden bir elinin her dilden, her ırktan inananları için müşterek temelleri bulunmalıdır. Rusça kıldırılan namaza Batı Bloku'na mensup Müslümanlar'ın; İngilizce kıldırılan namaza Doğu Bloku Müslümanları'nın uymak istemeyecekleri düşünülebilir. Bu, cihanşümul bir dinin adetâ mahallileşmesi sonucunu doğurur.
İslâm devletleri arasında siyasî kaynaklı ayrılıklar görülmüştür ama, İslâm milletleri "müşterek değerler sebebiyle" birbirlerine daima yakınlık duymuşlardır.
2. Kur'ân-ı Kerim "lâfzı" ve "mânâsı" ile mucizedir. Kur'ân-ı Kerim'in ilâhî muhtevasına, eşsiz ritm ve âhengine bakarak, bu kitabın ancak Allah kelâmı olabileceğine inanan çok sayıda çağdaş bilim ve branş adamı mevcuttur. İfade ve mânâdaki bu incelik, ahenk ve muhtevayı kul eseri tercümelere aktarmak mümkün olmaz. Hiçbir tercümenin, orijinal metnin yerini tutamayacağı hususu ilmî bir gerçektir.
3. Kur'ân-ı Kerim yalnız "Arabça" olduğu için değil, aynı zamanda "Rabca" olduğu için eşsizdir. Bu dil, C. Allah'ın, kelâmını bize bildirmek için seçtiği dildir. Arabca'nın gramer kaideleri ve telâffuz özellikleri ülkeden ülkeye değişmiştir ama Kur'ân dili hiçbir zaman değişmemiştir.
4. Kur'ân'ın Türkçeleştirilmesi tekliflerinin altında, "Allah'ın emirlerini anlayarak okuma arzusu" gibi masum görünen bir teklif de vardır. Mukaddes kitabı, onu inanan herkesin kendi dili ile okuyup anlamasında elbette büyük faydalar vardır. Bu ihtiyaç sebebi iledir ki, Kur'ân-ı Kerim dünyanın bütün kültür dillerine ve Türkçe'nin bütün lehçelerine tercüme edilmiştir. 1333 yılında "Oğuz Lehçesi" ile yapılan ilk mealden bu yana Türkçe'ye yapılan tercüme adedi 100'e yaklaşmıştır. 1924'de yapılan ilk K.Kerim tercümesinden bu yana cumhuriyet döneminde yapılan meal sayısı 20'yi aşmıştır. Diyanet İşleri Başkankğı'nca yapılan meal, bugüne kadar 260 bin adet basılmıştır.