İSLAMİYET’TE AZINLIKLAR KONUSU (Yüzyıllarca Avrupa'mn ufkunu karartan kanlı mezhep kavgaları, veraset savaşları, ırk kıyımları, yabancı kültür talanı Islâm-Türk tarihinde yoktur. Dünyanın gözünü kamaştıran Endülüs-Emeyi medeniyetinden bugüne küçük bir iz bile bırakılmamıştır.)
İslam-Türk tarihinde, özellikle Osmanlı döneminde inanç hürriyetinin çiğnendiği; azınlıklara baskı yapıldığı iddiası, Türk düşmanı çevrelerce zaman zaman gündeme getirilmektedir.
Bu kasıtlı iddialar, tarih bilgisine sahip tarafsız çevrelerde tutmamıştır. Zira gerek Kur'ân ve sünnetçe yer alan hükümler, gerek asr-ı saadetten bu yana aralıksız devam eden uzun uygulama dönemi iddiaları çürütmektedir.
Bakara sûresinin 256, Râd sûresinin 40, Yunus sûresinin 99. Hacc sûresinin 40, Kâfirûn sûresinin 6. Ayetlerinde yeralan hükümler, İslâmiyet'te fikir-inanç ve düşünce hürriyetinı teminat altına alan kesin naslardır.
Hz. Peygamber ve onu takibeden muttasıl imparatorluklar dönemindeki uygulama, Kur'ân'ı Kerîm'de yer alan bu kesin hükümler doğrultusunda olmuştur.
Hz. Peygamber'in "-Sizden herhangi biriniz, gayrimüslim teb'adan birine zulmederseniz, biliniz ki ben kıyamet gününde zulmedilen o kimse tarafında olacağım" şeklinde hadisi İslam ve Osmanlı tarihindeki uygulamalara mi'yar olmuştur. '
Nitekim Hz. Ömer ölüm döşeğinde "Gayrimüslim halka yapılacak muamele" konusunda çevresindekileri ikaz etmiş; Hayber, Kudüs ve İstanbul'un fethi başta olmak üzere, kazanılan her savaş sonrasında mağlûplara İslâmiyet’in bu geniş müsamahası sergilenmiştir.
Bu anlayış sonucu olarak Osmanlı ve diğer Türk imparatorlukları, hâkimiyetleri altında bulunan azınlıkların din ve vicdan hürriyetlerini korumuşlar; gelenek ve dillerine müdahalede bulunmamışlardır. Bugün Osmanlı imparatorluğu toprakları üzerinde 20'den fazla müstakil devlet kurulmuş bulunması bunun isbatıdır.
Bu realiteyi yabancı yazarlar da itiraf etmişlerdir.
Nitekim Fransız şair ve tarihçisi Lamartin "-Türkler, hâkimiyetleri altında bulunan Hıristiyanların ibadetlerine, papazlarına, manastırlarına dokunmamışlardır. Zira Türkler'in dinlerinde ve siyasetlerinde bu hoşgörü mevcuttur" diyerek bu uygulamayı övmüştür.
Herbert Adams Gibbons, coğrafyacı Elise Reclus, M.A. Ubuçini, Polonyalı Mikocsha ve çok sayıda Batılı yazar, İslâm ve Türk tarihindeki bu müsamahaya eserlerinde yer vermişlerdir.
Gayrimüslim teb'a üzerindeki bu müsamaha cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.
Yüzyıllarca Avrupa'nın ufkunu karartan kanlı mezhep kavgaları, veraset savaşları, ırk kıyımları, yabancı kültür talanı Islâm-Türk tarihinde yoktur. Dünyanın gözünü kamaştıran Endülüs-Emeyi medeniyetinden bugüne küçük bir iz bile bırakılmamıştır. Islâm-Türk medeniyetlerinde ise azınlıklar asıl teb'adan daha güvenli, huzurlu yaşamışlardır. Bu sebeple "azınlık kıyımı" iddiaları siyasi, ideolojik ve kasıtlı girişimlerden ibarettir.