MÜSTEHCEN NEŞRİYAT PROBLEMİ (Müstehcenin tayininde "Hicab" esas tutulur. Cemiyetin ar ve hayâ duygusuna muhalif olan her hareket, yazı ve resim müstehcendir.)
Çok sayıda okuyucumuz, özellikle son yıl içerisinde artan "müstehcen neşriyat "a dikkat çekmekte, bu neşriyatla niçin mücadele edilmediğini sormaktadırlar. "Müstehcen ve hayâsızca yazılmış her nevî kitap, gazete, risale, mecmua, varaka, makale, ilân, fotoğraf, kaset, plak, film" ve benzerlerinin basımı, imali, dağıtımı... "Türk Ceza Kanunu"nun 426 ve 427'nci maddeleri ile yasaklanmıştır. Bu maddeler, genel ahlâkın muhafazası gayesi ile getirilmiştir.
Müstehcen neşriyat, kişilerin ar ve haya duygularım renciden eden, genel ahlâkı zedeleyeni aile müessesesini sarsan, yeni yetişen gençleri yanlışlara, hattâ bunalımlara sürükleyen zararlı yayınlardır. Konu sadece ülkemizi değil bütün dünyayı ilgilendiren boyutlara ulaşmıştır. Hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun, milletlerin maruz kaldıkları ahlâkî çöküntü, eğitimci, hukukçu ve yöneticileri geniş tedbirler almaya zorlamaktadır.
Milletler milli kültür ve ahlâk müessesesiyle ayakta dururlar. Bu sebeple sağlam aile yapısının Türk cemiyetinin hiçbir millette bulunmayan müşterek ahlâk ilkelerinin korunması, TC Devleti'nin görevidir.
Nitekim T.C. Anayasasının 5'inci maddesinde Devlete "İnsanın manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartlan hazırlama" görevi verilmiştir. 41'inci maddede “Aile Türk toplumunun temeli” sayılmış, madde gerekçesinde ailenin "Ahlâkî bir çevre", "Mukaddes bir temel" olduğu belirtilmiştir.
Anayasa'nın 28'inci maddesinde ise "genel ahlâkın korunması" maksadıyla alınabilecek hukukî ve idarî tedbirlerden sözedilmiştir.
Ana kanun ve ona bağlı mevzuatının iyi olması yetmez. Suçun tesbit, takip ve cezalandırılmasında uygulayıcılara büyük iş düşmektedir. Tatbik edilmeyen kanun yok demektir.
Müstehcenin tayininde "Hicab" esas tutulur. Cemiyetin ar ve haya duygusuna muhalif olan her hareket, yazı ve resim müstehcendir. Bu bakımdan müstehcen hareket, yazı ve fotoğrafların önlenmesi, insanın hicab, vakar ve haysiyetinin korunması demektir.
Türk milletinin gelenekleşmiş milli terbiyesi ve sağlam aile yapısı korunmalıdır. Ahlâkî bakımdan yozlaşan cemiyetlerde fiyatları sabit tutmanın; milli geliri adaletli dağıtmanın, uyuşturucu madde alışkanlığı, yalan, rüşvet gibi sosyal hastalıklardan korunmanın; suç ve cinayetleri önlemenin imkânı yoktur.
San'at eserinde müstehcenlik aranmaması gerektiği, bazı çevrelerce savunulmaktadır. San'at "Nezih" olduğu ölçüde san'attır. San'at duygusu, müstehcene kalkan yapılmamalıdır.