Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
MÜSTEHCEN NEŞRİYAT PROBLEMİ - 9 Mart 1984

MÜSTEHCEN NEŞRİYAT PROBLEMİ (Müstehcenin tayininde "Hicab" esas tutulur. Cemi­yetin ar ve hayâ duygusuna muhalif olan her hareket, yazı ve resim müstehcendir.)

Çok sayıda okuyucumuz, özellikle son yıl içerisinde artan "müstehcen neş­riyat "a dikkat çekmekte, bu neşriyatla niçin mücadele edilmediğini sormaktadırlar. "Müstehcen ve hayâsızca yazılmış her nevî kitap, gazete, risale, mecmua, varaka, makale, ilân, fotoğraf, kaset, plak, film" ve benzerlerinin basımı, imali, dağıtımı...  "Türk Ceza Kanunu"nun 426 ve 427'nci maddeleri ile yasaklanmıştır. Bu maddeler, genel ahlâkın muhafazası gayesi ile getiril­miştir.

Müstehcen neşriyat, kişile­rin ar ve haya duygularım renciden eden, genel ahlâkı zedeleyeni aile müessesesini sarsan, yeni yetişen gençleri yanlışlara, hattâ buna­lımlara sürükleyen zararlı yayınlardır. Konu sadece ülkemizi değil bütün dünyayı ilgilendiren boyutlara ulaşmıştır. Hangi dinden, hangi ırktan olursa olsun, milletlerin maruz kal­dıkları ahlâkî çöküntü, eği­timci, hukukçu ve yöneti­cileri geniş tedbirler almaya zorlamaktadır.

Milletler milli kültür ve ah­lâk müessesesiyle ayakta dururlar. Bu sebeple sağlam aile yapısının Türk cemiyeti­nin hiçbir millette bulun­mayan müşterek ahlâk ilkelerinin korunması, TC Devleti'nin görevidir.

Nitekim T.C. Anayasası­nın 5'inci maddesinde Devlete "İnsanın manevî varlı­ğının gelişmesi için gerekli şartlan hazırlama" görevi verilmiştir. 41'inci maddede “Aile Türk toplumunun temeli” sayılmış, madde gerek­çesinde ailenin "Ahlâkî bir çevre", "Mukaddes bir te­mel" olduğu belirtilmiştir.

Anayasa'nın  28'inci maddesinde ise "genel ahlâ­kın korunması" maksadıyla alınabilecek hukukî ve idarî tedbirlerden sözedilmiştir.

Ana kanun ve ona bağlı mevzuatının iyi olması yetmez. Suçun tesbit, takip ve cezalandırılmasında uygulayıcılara büyük iş düşmektedir. Tatbik edilme­yen kanun yok demektir.

Müstehcenin tayininde "Hicab" esas tutulur. Cemi­yetin ar ve haya duygusuna muhalif olan her hareket, yazı ve resim müstehcendir. Bu bakımdan müstehcen hareket, yazı ve fotoğrafların önlenmesi, insanın hicab, va­kar ve haysiyetinin korun­ması demektir.

Türk milletinin gelenekleşmiş milli terbiyesi ve sağ­lam aile yapısı korunmalıdır. Ahlâkî bakımdan yozlaşan cemiyetlerde fiyatları sabit tutmanın; milli geliri adaletli dağıtmanın, uyuşturucu madde alışkanlığı, yalan, rüş­vet gibi sosyal hastalık­lardan korunmanın; suç ve cinayetleri önlemenin imkânı yoktur.

San'at eserinde müstehcenlik aranmaması gerektiği, bazı çevrelerce savunulmaktadır. San'at "Nezih" olduğu ölçüde san'attır. San'at duygusu, müstehcene kalkan yapılmamalıdır.