ALLAH AFFEDİCİDİR AFFEDENLERİ SEVER
İnsan, nefis sahibi bir varlık olarak, günah işlemeye mütemayil yaratılmıştır. Aklı ve vicdanı nefsine mağlûp olan her insan günah işler. Cenab-ı Hak ise affedicidir, daima kulunu affetmeyi diler. Buna dair âyet ve hadislerden bazıları şunlardır:
"-Ey günah işleyerek, nefislerine kötülük yapmakta ileri gidenler! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Zira Allah, akla gelebilecek bütün günahları affeder (1)"
"-Biz, nankörlük ve inkârda ileri gidenlerden başkasını cezalandırmayız (2)".
"-İlâhî azab, ancak peygamberleri yalan sayan ve Hak'tan yüz çevirenlerdir (3)".
"Benim rahmetim her şeyi kuşatmıştır (4)".
"-Bir kimse Allah'tan başka ilâh olmadığına; Hz.Muhammed (SAV)'in Allah'ın kulu ve resulü olduğuna; Hz. İsa Aleyhisselam'ın Allah'ın kulu, resulü ve Allah tarafından Hz. Meryem'e ilka edilen bir kelime ve ruh olduğuna; cennet ve cehennemin hak olduğuna gönülden inanırsa, Cenab-ı Hak o kimseyi ameli ne olursa olsun affeder ve cennete koyar, cehennemi ona haram eder (5)".
''-Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur. Bir iyilik yapana o iyiliğin on katı veya daha fazlası sevap yazılır. Bir kötülük yapana ise ancak o kötülük kadar günah yazılır veya o kötülüğü tamamen affederim. Bana bir karış yaklaşana bir arşın yaklaşırım. Bir arşın yaklaşana bir kulaç yaklaşırım. Yürüyerek gelene koşarak gelirim. Bana şirk koşmayan bir adam, yeryüzünü dolduracak kadar büyük günahla da gelse, ben o kimseyi günahlarına eşit mağfiretle karşılarım (6)".
"Allah'a şirk koşmadan ölen kimse cennete girer (7)".
"-Bir kimse, Allah'tan başka hak ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed (SAV)'in Allah'ın kulu ve resulü olduğuna şehadet ederse, Allah ona cehennemi haram eder (8)".
"-Allah'ın kullarına merhameti, bir annenin çocuğuna merhametinden kat kat fazladır (9)".
"-Eğer siz günah işlemeseydiniz, Cenab-ı Hak, af sıfatı gereği günah işleyen bir kavim yaratır, onlar Allah'a istiğfar ederler de, Allah da onları mağfiret ederdi (10)".
"-Allah'tan başka hak ilah olmadığına gönülden inanan kime raslarsanız, onu cennetle müjdeleyiniz! (11)".
"-Kıyamet gününde Müslümanlardan bir kısmı, dağlar kadar büyük günahlarla gelirler de, Cenab-ı Hak onları affeder (12)".
TEVBE, GÜNAHLARA KARŞI SİPERDİR
Yukanda belirtilen âyet ve hadislerden çıkan mânâ, Cenab-ı Hakk'ın kulunu affetmeyi dilemesi ve sevmesi-dir.
Cenab-ı Hakk'ın kulunu affetmesinin bir şartı da, kulun tevbe etmesidir.
Kulun işlemiş bulunduğu günahlara karşı tevbe etmesi "vacip"tir. Tevbenin vacip oluşu, "kitap", "sünnet" ve "icmâ" ile sabittir.
Tevbenin şartı, günahı terketmek, işlenen günahtan dolayı pişmanlık duymak, günahın. tekerrür etmemesi konusunda azim ve gayret göstermektir. Günah, kul hakkına taalluk ediyorsa, hakkı geçen kimse ile "helâllaşmak"da tevbenin şartları arasındadır.
Cenab-ı Hakk'ın, kulun tevbe etmesini sevdiği ve tövbeleri kabul buyuracağına dair âyet ve hadislerde vaatler vardır:
"-Ey iman edenler! Hepiniz Allah'a tevbe ediniz ki felaha kavuşasınız (13)". "-Rabbinizden af dileyiniz. Sonra O'na tevbe ediniz! (14)".
"-Ey iman edenler! Allah'a tevbe-i nasûh ile tevbe ediniz! (15)".
"-Gündüz günah işleyenlerin tevbe etmesi için Allah geceleyin elini açık tutar. Gece günah işleyenlerin tevbe etmeleri için ise gündüzleyin elini açar. Bu hal kıyamete kadar böylece devam edip gider (16)".
"-Bir kul can çekişmeye başlamadıkça, Allah onun tevbesini kabul eder (17)".
“-Kulunun tövbesinden dolayı Allah'ın sevinci, ıssız bir çölde binitini kaybedip de tekrar bulan kimsenin sevincinden daha fazladır (18)”.
"-Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: Ey âdemoğlu! Sen bana dua edip, mağfiret talebinde bulunduğun müddetçe, sana ait bütün günahları affederim. Ey ademoğlu! Günahların gökleri ve yeri dolduracak kadar çok da olsa, bana tevbe edersen, günahlarını bağışlarım Ey âdemoğlu! Yeryüzünü dolduracak günahlarla da gelsen, bana şirk koşmadığın müddetçe seni affederim (19)".
HAYIR VE İBADETLER BİRER VESİLEDİR
Cenab-ı Hakk'ın kulun yaptığı hayır ve ibadetlere ihtiyacı yoktur. Allah'ın emrettiği hayır, iyilik ve ibadetler, kulun affına birer vesiledir. Bu hayır ve ibadetler de, iyi davraraşlar sebebiyle Allah'ın kullarına açtığı tevbe kapısı da, hep biz kullar içindir.
Dünyada ve göklerde ne varsa hepsini insanların emrine müsahhar kılan Cenab-ı Hak, kularını yüceltmeyi istemiş ve düsturlarını vaz'ettiği kulluk kaideleriyle bizi kendisine yaklaştırmayı dilemiştir.
Kul günah sahibi, mevlâ günahları affedendir. Kul günah işlemeye mütemayil, mevlâ affa hazırdır.
Allah'ın affetmeyeceği günah yoktur. Zira affetmek onun şanındandır.
Affedilmeyi isteyenler, affedici olmalıdırlar. Zira Cenab-ı Hak affedicidir ve affedenleri sever.
Zümer Suresi: 53
Sebe Suresi: 17
Taha Suresi: 48
A’raf Suresi: 156
Buhari, Muslim, Riyazu’s- Salihin Tercümesi, Diyanet İşleri B.Yayınları, Ankara,1980, C.1, Sh. 445-447
Müslim, a.g.e. C.1, Sh. 446-447
Müslim a.g.e. C.1, Sh. 447
Buhari, Müslim a.g.e. C.1, Sh. 448
Buhari, Müslim a.g.e. C.1, Sh. 454
Müslim a.g.e. C.1, Sh. 458
Müslim a.g.e. C.1, Sh. 459
Müslim a.g.e. C.1, Sh. 466
Nur Suresi: 31
Hud Suresi: 3 Tahrim Suresi: 8 Muslim, Riyazu’s-Salihin Tercümesi, Diyanet İşleri B.Yayınları, Ankara,1980, C.1, Sh. 21
Tirmizi, a.g.e. C.1, Sh. 21-22 Buhara, Muslim, a.g.e. C.1, Sh. 20 Tirmizi, a.g.e. C.1, Sh. 478-479