Değerli hatip, yazar, din ve gönül adamı Tahsin YAPRAK, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'ya yaptığı 3 aylık seyahatten döndü. Gözü ve gönlü açık dost insan Amerika Birleşik Devletleri'nin New York, Detroit, Toledo, New Jersey, Washington, Philadelphia; Kanada'nın Niagara ve Toronto şehirlerinde bulunmuş. Oralarda, sadece Türkiye'den gidenlerle değil, 1917 Komünist ihtilâli, 2. Dünya Harbi ve başka sebeplerle Sovyet ve Çin Türkistanı'ndan, Ural ve Altaylar'dan, Kazan ve Kafkasya'dan, Karaçay ve Kırım'dan yeni kıt'aya giden Turkler'le görüşmüş, kaynaşmış, dertlerini dinlemiş, isteklerini tesbit etmiş... Diyanet İşleri Başkanlığı'nca değerlendirilmek üzere bir "ön-rapor" verdi. Daha genişini bilâhare takdim edeceğini de ilâve etti.
Raporu dikkatlice inceledim. Biz Türk insanı, olaylara yön vermek yerine, hadiseleri hep gerilerden takip ederiz. Amerika için de öyle olmuş.
Bu kıt'ada 1 milyon Türk yaşıyor. Sadece New York ve çevresinde, 50-60 bin Türk. Kanada'da mevcut soydaşlarımız bile 100 bine ulaşmış... İnsan her yerde insan. Bunların da elbet din ve ibadet ihtiyaçları var. Avustralya'nın tamamında, New York'taki kadar vatandaşımız varken, oraya birden çok resmi din görevlisi göndermişiz de, Amerika Birleşik Devletleri'nde mevcut 1 milyon dindaş ve soydaşımıza bir kişi olsun din görevlisi yollamamışız...
"Türk'ün aklı sonradan gelir" diye bir halk deyimi var. Nereye kadar doğru veya yanlış bilmem. Bari şimdiden aklımız başımıza gelse de, hürriyetlerin makûl şuurlarım çoktan aştığı, her türlü uyuşturucunun ortalıkta cirit attığı, maddi refahın, manevî sefaletlere yolaçtığı, manevî istinat arayan insanların yalana peygamberlere sığınır hâle geldiği yeni dünyadaki soydaşlarımıza elimizi uzatsak.
KAYIP NESİLLER
Sayın Yaprak bizi ikaz ediyor. "-İslâm binasının temelini kıt’alararası bir genişlik üzerine oturtmaya mecbursunuz" diyor... "-Kıt'a kıt'a dolaşan ve insanlık yararına çalışan ilim-iman-irfan ordunuz nerede?" diye haklı olarak soruyor. "-Bu millet dünya kalesinin hizmet kulelerinde nöbet tutacak evlatlarını çoktan yetiştirmiş. Sizden organizasyon, plan, program bekliyor" diye ilâve ediyor...
Amerika'da yaşayan Türk kardeş ve dindaşlar, 4. nesle ulaşmış. 1. nesil, 1917 Komünist İhtilâli'nin mağdur ve mazlumları... 2. nesil, İkinci Dünya Harbi kurbanları 3. nesil Amerika'da doğup büyüyenler... Babalarından aldıkları an'anevî kültür ve inançlarıyla Amerikan kültürü arasında savaş verenler. Tutunacak bir dal, uzanacak bir el bekleyen, uçurumun kenarındaki irşada muhtaç nesil. 4. batın, bunların çocukları. Amerikan cemiyetinin, yakası açılmadık cinayet, beyaz zehir, intihar canavarlarının yutmaya başladığı talihsizler.
T. Yaprak Hoca soruyor: "-Amerika'da hayvanlar bile talihlidir. Zira, tuvaletlerinden mamalarına kadar her şeyi plânlanmıştır. Ya bu talihsiz soydaşlarımızın elinden kim tutacak?"
Amerika Birleşik Devletleri'nde başka azınlıklar da varmış... Bir azınlık, dayanışma halindeki insan sayısı, parası ve sesini ustaca duyurabilmesi ile yaşayabilirmiş. Amerika'da mevcut "Yahudi" toplumu bu 3 imkana da sahipmiş. "Ermeni" unsuru, hem ekonomi musluklarının başında, hem politika ve idare mekanizmasının içinde imişler. "Rum"lar da onlardan geri kalmazmış... Her 3 toplum kendi mahalleleri, çarşı-pazarları, radyo-televizyon ve diğer yayınları, kiliseleri, kültür merkezleri ile, Amerika'nın bütün demokratik imkânlarından faydalanırmış. Ayrıca bunlar, kendi aralarında dayanışma halinde oldukları gibi, dışarıdan da destek görürlermiş.
Türk azınlığına gelince: Dernekler kurmuşlar, kültür merkezleri oluşturmaya başlamışlar... New York çevresinde 17 dernek birleşmiş, bir "Federasyon" kurmuş... "Amerikan-Türk Dernekleri Federasyonu." Washington'da da benzer bir federasyon oluşturulmuş. Hayatta kalan büyük ve küçük dedeler, evlât ve torunlarını kaybetmeme savaşı veriyorlar. Amerika içinden ve dışından destekleri yok. Dini yayın, dinî irşad ve bunları yapacak din personeline muhtaçlar. Ekonomik güç ve potansiyelleri sınırlı. Üstelik güçlü "Ermeni", "Rum", hattâ yer yer "Yahudi" toplumunun tasallutu altındalar.
KARALAMA KAMPANYALARI
Tahsin Hoca, raporuna Ermenilerce çok miktarda basılıp dağıtılan, sokaklara asılan, kapıların altından atılan bir broşür eklemiş... Ürpertici! "The terrible Turk" başlığını taşıyor. "Korkunç, vahşi Türk" demek.. Aynı büyük başlıklarla "Milletlerarası soy kıran faili bu vahşi Türklerin, milletlerarası eroin salgını ile Amerika Birleşik Devletleri'ne harp ilân ettiği" yazılı... Bir de çirkin resim: Başında ayyıldızlı fes bulunan korkunç yüzlü bed bir insan azmanı. Amerikan serpuşu giymiş, masum görünüşlü birini boğazından sıkmış, önünde açık duran tabuta koymaya hazırlanıyor. Öteki elinde ise, üzerinde "Heroin" yazılı bir şırınga. Defnedilmeye hazır sıra sıra tabutlar. Üzerlerinde "Armenia", "Greece", "Lebanon" "Cyprus" ve başka isimler yazılı.
Tahsin YAPRAK önüne çıkan bir Amerikalı'ya Türkiye'yi hiç tanıyıp tanımadığım sormuş. Aldığı cevap şu: "-Yunanistan'ın yanında bir haşhaş ülkesiymiş... "
İşte Amerika'daki sahipsiz "Müsluman-Türk" varlığı!.. Sadece bayat kavgası, milli kültürlerini muhafaza savaşı vermiyorlar, bunlarla ve daha nice problemlerle de mücadele ediyorlar.
Türk Milleti'nin millet olma tecrübesi hiçbir toplumda yok... Dünyanın her yanına dağılmış. Buğday taneleri gibi düştüğü her yerde yeşermiş. Arkalarında tek müstakil Türk devleti var T.C.Devleti.
Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir devlet... Avusturya'dan İskandinav ülkelerine, Kıbrıs'tan Avustralya'ya kadar Türk'ün bulunduğu her yere din hizmeti sunarak uzanan devlet eli, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan soydaşlarımıza da erişmelidir!..
Ülkemizi tanıtmada, Türkiye'ye karşı hazırlanan habis planları boşa çıkarmada, Amerika Birleşik Devletleri'nde mevcut Türk varlığının muhafaza ve güçlendirilmesinde Türk din adamının hizmeti büyük olacaktır.