Bazı tehlikeler var. Tehlike olduğu bilinir, ona göre tedbirler alınır. Kimse dinamitle oynamaz. Hiç kimse akrepten hoşlanmaz, yılanla arkadaşlık etmez. Kafes arkasındaki aslana, kaplana bile korkmadan, güvercine-tavusa yaklaşır gibi kimse yaklaşamaz. Verem, kanser mikrobundan herkes kaçar da, nezle grip ve soğuk algınlığına pek az kişi aldırır.
Prof.Dr.Fuat Aziz GÖKSEL'in bir konferansını dinlemiştim. "Hafif içki" denilen "bira"yı ağır içkilerden; "rakı"dan - "şarap"tan daha tehlikeli buluyordu. "Zira..." diyordu, "Bira ayaküstü, yemek arasında, su içer gibi, meşrubat alır gibi içiliyor. Sık içilen içki alışkanlık yapar. İşte biranın tehlikesi burada!"
Aziz dost Göksel'in "Gençlik Yılı"nın açılışında yaptığı konuşmada, Sayın Cumhurbaşkanımız da hazır bulunmuştu. Cumhurbaşkanı'mız elinin altında şüphesiz güvenilir rapor, doküman ve istatistikler vardır. Nitekim, çok geçmedi, "İçki, kumar, sigara gibi zararlı alışkanlıkları bırakma kampanyasını başlattı. Bu kampanya, özellikle sigara açısından yurt çapında ma'kes buldu. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü, üniversite içinde karşılıklı sigara ikramını yasakladı. Tekel Genel Müdürlüğü, sigara reklamlarını kaldırttı. Bazı valilikler, resmî daireler ve toplu işyerlerinde sigara içilmemesi konusunda tedbirler geliştirdiler. Bir günlük gazete, "Sigarayı bırak" kampanyası başlattı.
NİÇİN TEHLİKE
Sigaranın tehlikesi nereden geliyor? Önce ihtiva ettiği zehirden, sonra da, bir "tehlike" olarak görülmemesinden. Hiç kimse sigaradan "verem" mikrobundan, "kanser" virüsünden kaçar gibi kaçmıyor. Sigarayı tehlike olarak görmüyor. Sayın Göksel'in tabiriyle, işte tehlikesi de buradan geliyor.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selâhaddin KAPTANAĞASından, Yeşilay'ın 66'ncı kuruluş yıldönümü vesilesiyle bir mektup aldım. Yeşilay'ın emektar kumandanı mektubuna "A'-dan Z'ye Sigara" adında 330 sayfalık bir de kitap eklemiş. Mektubu ve kitabı dikkatlice okuyunca doğrusu ürperdim.
Son araştırmalar, sigaranın gizli tehlikeler taşıyan nasıl sinsi bir düşman olduğunu ortaya çıkarmış. Öyle ki, tütününde, kâğıdında, dumanında, başta katran olmak üzere nikotin, kolidin, nikdin, piridin, amonium, siyonit, siyanejen, arsenik, kurşun, karbonmonoksit, karbondioksit ve kansere yol açan bin kadar zehirli madde bulunuyormuş.
Akciğer kanserine yakalanan hastaların %94'ünün: gırtlak kanserine yakalananların 99'unun sigara tiryakisi oldukları anlaşılmış… Fransa'da 1973 yılında ölen 24 bin kanser hastasının 18 binine sigaranın sebep olduğu açıklanmış.
Sigara içen kadınların çocuklarında sakatlık ihtimalinin %65 gibi ciddî bir rakama ulaştığı tesbit edilmiş... Sigara içmeyen kadınlarda kısırlık %3 iken, sigara içenlerde bu oran %41 boyutuna ulaşmış. Erken doğum ve düşük yapan annelerin %80'inin sigara içen anneler olduğu sonucu ortaya çıkmış..
Bacaklarında damar tıkanıklığı bulunanların %90'ının sigara içenlerden olduğu belirlenmiş.
Bütün uyarıcı ve uyuşturucular arasında en fazla ölüme sebep olan madde sigara imiş. Worsldwathe Instute tarafından yapılan bir araştırma sonunda, dünyada heryıl iki-üç milyon insanın sigaradan öldüğü anlaşılmış. Diğer tütün mamulleri hesaba katılırsa, rakam 5 katına ulaşıyormuş. Sigaradan ölenlerin sayısı, trafik kazalarında ölenlerin 7 katı imiş..
ASIL TEHLİKE
Kaptanağası'mn himmetiyle elimize gecen kitaptaki tesbitlerin en korkuncu şu: Sigara içen bir kimse, sigara içmediği halde bu dumanı teneffüs etmek zorunda kalan kişiyi de %40 ilâ %80 arasında zehirliyormuş. Düşününüz; sigara içmeyeceksiniz, canınızı dişinize takıp delikanlı oğlunuzun sigaraya alışmasını önlemeyi başaracaksınız, buna rağmen sigaraya bağlı hastalıklardan siz de payınızı alacaksınız. İşte asıl garip olan bu! Dünya üzerinde hiçbir hukuk ve mantık, bir başkasının sıhhatına zarar vererek keyiflenmeyi meşru ve ahlâkî sayamaz.
Bir arkadaşınım şu sözünü hiç unutmam: "Eşim ve çocuklarımla yolculuk yapmak, en büyük hazzım. Fakat uzun otobüs yolculuklarında, hiç tanımadığım adamların ağzından burnundan savrulan dumanları, karımın-kızımın teneffüs etmek zorunda kalmaları yok mu? Sırf bu yüzden yolculuklara çıkamıyor; "kin" nedir bilmediğim halde, bu yüzden kinleniyor, öfkeleniyorum. Ulusoy Firması'nın NEOPLAN'larında sigara içmenin yasaklandığını gördüm de, kendilerine dua ve teşekkür ettim.
Hep "Avrupa" deriz. Avrupa'da bu işler halledilmiş. Birçok Avrupa ülkesinde sigara tüketimi hızla azalmaya başlamış. Uçak, tren ve otobüslerde sigara içenler bölümleri ayrılmış. Bizde "Ana-okulu" servislerinde bile, şoför efendinin sigara içtiğini söylesem inanır mısınız bilmem... Eve döndüklerinde çocukların üst-başları sigara kokuyor. Bu yüzden servise binmek istemiyorlar da, anne-babalar çaresizlikten, kafese kanarya sokar gibi, küçücük yavruları servise her gün zorla tıkıştırıyorlar.
Görüldüğü gibi sigara çağımızın bir hastalığı. Medeniyet hastalığı. 1985de sigaraya 1 trilyon 12 milyar lira harcamışız. Bu para ile kaç fabrika, kaç baraj, kaç okul, kaç hastane, kaç kilometrelik yol yapılır, onu uzmanları bilir. Ülkemizde 20 milyon kişi sigara içiyor ve zehirleniyor. Geri kalanlar da, içenlerin dumanından nasipleniyor. Bu 20 milyonluk sigara mübtelâsı nüfusa günde 1500, yılda 500 bin kişi ekleniyor. Liselerimizde sigara kullanımı %40'tan başlıyor, %90'a kadar çıkıyor.. Türkiye nüfusunun %63'ü, içki ya da sigaraya mübtelâ.
Ne diyelim, kolay gelsin...