Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
FİTNENİN TUĞYANI - 20 Mayıs 1986

“Ahirzaman”da “fitnenin tuğyan edeceği”, Peygamberimiz Efendimiz tarafından haber verilmiş. Fitne, bozgunculuk niçin kötüdür? Ammenin huzu­runu bozduğu, zihinleri bulandırdığı dinî-içtimaî-millî bütünlüğü parçaladığı için... İslâmiyet'te fitne o kadar yasaklanmış ki, ümmetine şef­kati müsellem olan; hep "Ümmetimi Ümmetim" di­yen Hz. Peygamber, "-Fitne uykudadır. Allah onu uyan­dırana lanet etsin" diye inti­zarda bulunmuş. Gazab ve "lanet" değil, "rahmet" Peygamber'i olan Efendimiz'e bu intizarı yaptıran se­bep nedir? Şüphesiz "fit­ne"nin bir millet için dehşet veren kötülüğü...

"Fitne"yi yasaklayan âyet ve hadislere baktım da, bu âyet ve hadislerin tam da günümüzü tasvir buyurdukları­nı anladım ve doğrusu ürper­dim.

21 Şubat 1986 tarihli TERCÜMAN'da "kıyamet alameti" başlıklı bir "sohbet" sunmuştum. Bu sohbetin yurt içinde ve yurt dışında yankıları oldu. Zira, Hz. Peygamber'in 1400 sene önce "kıyamet alâmeti" ola­rak haber verdiği hadiseler, günümüzde aynen yaşanan olaylardı, öyle ki, İslâmi­yet'in "hak din" olduğuna, Hz. Peygamber'in bu mucize-hadisleri yeter de artardı.

İşte o alâmetler cümlesin­den bir hadis-i şerif daha! Lütfen, her maddesi üzerin­de günümüz açısından ayrı ayrı tefekkür, tezekkür bu­yurunuz:

"-Ümmetim, aşağıda be­lirtilen kötü fiilleri yapana, belâ ve musibetler sel gibi üzerlerine gelir: 1- Devlet malı bir ganimet gibi çar-çur edilir, dost ve yârana dağıtı­lırsa; 2- Emanetine, muhafazasına, sorumluluğuna tevdi edilen mal ve imkânlara ria­yet edilmez, bunlar âdeta ganimet sayılırsa; 3- Zekat, ödenmek istenmeyen bir kul borcu gibi kabul edilir, iste­meye istemeye ödenirse (Not: Ya hiç ödenmezse yâ Resûlullah!); 4- Ailede erke­ğin değil, sadece kadının sözü geçer hale gelirse; 5- Ki­şi annesine isyan, babasına cefa eder, eş-dost ve çevresinin arzularını onların rızala­rına tercih ederse; 6- Cami ve mescidlerde vaaz ve irşad için konuşulanlar yüksek ses­le, bağırıp-çagırarak, cema­atlarını azarlayarak konuşur hale gelirlerse; 7- Mille­tin önüne, idaresine dü­şük ahlâklılar geçerse; 8-Kişiye, şerrinden korunmak için ikram ve itibar edilirse; 9-Alkollü içkiler alenen içi­lir hale gelirse; 10- İnsanlar hep ipekli, gösterişli kıyafetler tercih ederlerse; 11- Çeşit­li eğlence âletleri ve çalgılar evlere kadar girerse; 12- Son­radan gelenler, öncekileri hep kötülerlerse, o zaman göklerden ve yerlerden gele­cek bela emirlerini bekleyiniz!"

Tirmizi'den aldığım bu hadisi, Peygamberimiz Efendimiz'den, Hz. Ali (K.V.) nakletmiş...

...VE FİTNE

Peygamber Efendimiz'in etrafa fitne yayan, boz­guncu fikirler taşıyanlar hak­kında da mucize-haberleri var:

"-Ümmetim içinde ihtilâflar, ayrılıklar çıkacak. O fitne çıkaranların sözleri cilalı, süslü ve güzeldir. Yaydıkları-fikir ve fiilleri ise çirkindir. Kur'ân da okurlar, fakat okudukları Kur'ân, boğazlarından aşağıya, kalp­lerine inmez. Yaydıkları fitne sebebiyle, ok yaydan na­sıl çıkarsa, onlar da dinden çıkarlar."

"-İyi ameller hususunda acele ediniz! Yakın zamanda karanlık geceler gibi birta­kım ilmeler vukua gelecektir ki, insan mümin olarak sa­baha çıkar, kâfir olarak ge­celer. Mümin olarak geceler, kâfir olarak sabaha çıkar. İnandığı dini, dünyevî müla­hazalara değişir, alet eder."

"C.Hakk bir cemiyetten ilmi durup dururken çekip almaz. O cemiyet, âlimleri tükenir veya dinlenmez olur da ilimsiz kalır. Bu durum­da insanlar birtakım cahille­ri dini önderler, dinlenir kişiler kabul ederler. O cahil kimseler ilimsiz, bilgisiz dinî fetvalar verirler. Bu yanlış fetvalarla kendileri sapıklığa düşerler, peşindekileri de idlal eder, saptırırlar." Bu hadis-i şerifi okuyunca, orta­lıkta dolaşan; işi "O" olma­dığı halde her konuda, her yere dinî fetvalar yetiştiren bilmezleri hatırlamamak mümkün değil. Olacak tabiî, Hz. Peygamber -hâşâ- yalan mı söyleyecek? Fitne fitnesi­ni, fesad fesadını yapacak, yayacak. Bize düşen ise, işte ondan korunmak... Onların yapmak istediklerinin sû-i akıbetini bir mümin feraseti ile farketmek; cemaattan ay­rılarak, sapıklığa düşenlerin peşine takılıp, dalâlete düş­memek... İşi ehline, bilene, sorumluluk altında buluna­na bırakmak... Fitne kılıcı ile sokağa dökülmemek...

Hz. Peygamber'in bu ko­nuda da mucizevî ikazları var:

"-İstikbalde birçok fitne­ler ortaya çıkacak... O zaman­da oturan, fitneye kapılıp ayağa kalkandan; ayakta olan yürüyenden; yürüyen koşandan hayırlıdır. Kim o fitnelere alet olur, giderse, fitne onu yıkar. Kim o za­manda bir sığınak, bir fırsat bulursa, hemen oraya sığınsın!.. Yakasını fitneden kur­tarsın!."

CEMAATTAN KOMPAMAK

“Şer'i şerif” üzre yaşa­nmak, fitneye âlet ol­mamak kolay değildir. Peygamberimiz, bu konuda da bizi uyarmıştır: "-Kıyamete yakın günler­de dinin korunması, kor ha­lindeki ateşi elle tutmak kadar zordur."

"-Size cemaati tavsiye ederim cemaati!.. Ayrılıktan hazer ediniz!.. Zira şeytan, topluluktan ayrılanlarla be­raberdir. Kim cennete girme­yi istiyorsa, cemaattan ayrıl­masın, birlik ve bütünlüğe riayet etsin!."

"-Kim cemaattan, birlik­ten bir karış ayrılırsa, o kim­se İslâm'dan çıkmış olur."

"-Kim cemaattan ayrılırsa, cahiliye ölümü ile ölür."

Bunları okuyup düşündükçe, şu grup-bu grup, şu hizip-bu hizip diye, din adına, milletin karşısında ayrı flamalarla çıkanları bir düşününüz!. Ramazan'ı, bayramı, namazı bile tefrika konusu yaparak, cemaattan, seleften ayrılanları...

Fitnenin en korkuncu, en tahripkâr olanı, şüphesiz "din" adına yapılanıdır!.

C.Hakk cümle ümmet-i Muhammed'i "tuğyan" eden "fiten-i ahirzaman"ın şerrinden muhafaza buyur­sun!.. Cahiliye ölümü ile ölmekten cümle Müslümanlar'ı korusun!