“Ahirzaman”da “fitnenin tuğyan edeceği”, Peygamberimiz Efendimiz tarafından haber verilmiş. Fitne, bozgunculuk niçin kötüdür? Ammenin huzurunu bozduğu, zihinleri bulandırdığı dinî-içtimaî-millî bütünlüğü parçaladığı için... İslâmiyet'te fitne o kadar yasaklanmış ki, ümmetine şefkati müsellem olan; hep "Ümmetimi Ümmetim" diyen Hz. Peygamber, "-Fitne uykudadır. Allah onu uyandırana lanet etsin" diye intizarda bulunmuş. Gazab ve "lanet" değil, "rahmet" Peygamber'i olan Efendimiz'e bu intizarı yaptıran sebep nedir? Şüphesiz "fitne"nin bir millet için dehşet veren kötülüğü...
"Fitne"yi yasaklayan âyet ve hadislere baktım da, bu âyet ve hadislerin tam da günümüzü tasvir buyurduklarını anladım ve doğrusu ürperdim.
21 Şubat 1986 tarihli TERCÜMAN'da "kıyamet alameti" başlıklı bir "sohbet" sunmuştum. Bu sohbetin yurt içinde ve yurt dışında yankıları oldu. Zira, Hz. Peygamber'in 1400 sene önce "kıyamet alâmeti" olarak haber verdiği hadiseler, günümüzde aynen yaşanan olaylardı, öyle ki, İslâmiyet'in "hak din" olduğuna, Hz. Peygamber'in bu mucize-hadisleri yeter de artardı.
İşte o alâmetler cümlesinden bir hadis-i şerif daha! Lütfen, her maddesi üzerinde günümüz açısından ayrı ayrı tefekkür, tezekkür buyurunuz:
"-Ümmetim, aşağıda belirtilen kötü fiilleri yapana, belâ ve musibetler sel gibi üzerlerine gelir: 1- Devlet malı bir ganimet gibi çar-çur edilir, dost ve yârana dağıtılırsa; 2- Emanetine, muhafazasına, sorumluluğuna tevdi edilen mal ve imkânlara riayet edilmez, bunlar âdeta ganimet sayılırsa; 3- Zekat, ödenmek istenmeyen bir kul borcu gibi kabul edilir, istemeye istemeye ödenirse (Not: Ya hiç ödenmezse yâ Resûlullah!); 4- Ailede erkeğin değil, sadece kadının sözü geçer hale gelirse; 5- Kişi annesine isyan, babasına cefa eder, eş-dost ve çevresinin arzularını onların rızalarına tercih ederse; 6- Cami ve mescidlerde vaaz ve irşad için konuşulanlar yüksek sesle, bağırıp-çagırarak, cemaatlarını azarlayarak konuşur hale gelirlerse; 7- Milletin önüne, idaresine düşük ahlâklılar geçerse; 8-Kişiye, şerrinden korunmak için ikram ve itibar edilirse; 9-Alkollü içkiler alenen içilir hale gelirse; 10- İnsanlar hep ipekli, gösterişli kıyafetler tercih ederlerse; 11- Çeşitli eğlence âletleri ve çalgılar evlere kadar girerse; 12- Sonradan gelenler, öncekileri hep kötülerlerse, o zaman göklerden ve yerlerden gelecek bela emirlerini bekleyiniz!"
Tirmizi'den aldığım bu hadisi, Peygamberimiz Efendimiz'den, Hz. Ali (K.V.) nakletmiş...
...VE FİTNE
Peygamber Efendimiz'in etrafa fitne yayan, bozguncu fikirler taşıyanlar hakkında da mucize-haberleri var:
"-Ümmetim içinde ihtilâflar, ayrılıklar çıkacak. O fitne çıkaranların sözleri cilalı, süslü ve güzeldir. Yaydıkları-fikir ve fiilleri ise çirkindir. Kur'ân da okurlar, fakat okudukları Kur'ân, boğazlarından aşağıya, kalplerine inmez. Yaydıkları fitne sebebiyle, ok yaydan nasıl çıkarsa, onlar da dinden çıkarlar."
"-İyi ameller hususunda acele ediniz! Yakın zamanda karanlık geceler gibi birtakım ilmeler vukua gelecektir ki, insan mümin olarak sabaha çıkar, kâfir olarak geceler. Mümin olarak geceler, kâfir olarak sabaha çıkar. İnandığı dini, dünyevî mülahazalara değişir, alet eder."
"C.Hakk bir cemiyetten ilmi durup dururken çekip almaz. O cemiyet, âlimleri tükenir veya dinlenmez olur da ilimsiz kalır. Bu durumda insanlar birtakım cahilleri dini önderler, dinlenir kişiler kabul ederler. O cahil kimseler ilimsiz, bilgisiz dinî fetvalar verirler. Bu yanlış fetvalarla kendileri sapıklığa düşerler, peşindekileri de idlal eder, saptırırlar." Bu hadis-i şerifi okuyunca, ortalıkta dolaşan; işi "O" olmadığı halde her konuda, her yere dinî fetvalar yetiştiren bilmezleri hatırlamamak mümkün değil. Olacak tabiî, Hz. Peygamber -hâşâ- yalan mı söyleyecek? Fitne fitnesini, fesad fesadını yapacak, yayacak. Bize düşen ise, işte ondan korunmak... Onların yapmak istediklerinin sû-i akıbetini bir mümin feraseti ile farketmek; cemaattan ayrılarak, sapıklığa düşenlerin peşine takılıp, dalâlete düşmemek... İşi ehline, bilene, sorumluluk altında bulunana bırakmak... Fitne kılıcı ile sokağa dökülmemek...
Hz. Peygamber'in bu konuda da mucizevî ikazları var:
"-İstikbalde birçok fitneler ortaya çıkacak... O zamanda oturan, fitneye kapılıp ayağa kalkandan; ayakta olan yürüyenden; yürüyen koşandan hayırlıdır. Kim o fitnelere alet olur, giderse, fitne onu yıkar. Kim o zamanda bir sığınak, bir fırsat bulursa, hemen oraya sığınsın!.. Yakasını fitneden kurtarsın!."
CEMAATTAN KOMPAMAK
“Şer'i şerif” üzre yaşanmak, fitneye âlet olmamak kolay değildir. Peygamberimiz, bu konuda da bizi uyarmıştır: "-Kıyamete yakın günlerde dinin korunması, kor halindeki ateşi elle tutmak kadar zordur."
"-Size cemaati tavsiye ederim cemaati!.. Ayrılıktan hazer ediniz!.. Zira şeytan, topluluktan ayrılanlarla beraberdir. Kim cennete girmeyi istiyorsa, cemaattan ayrılmasın, birlik ve bütünlüğe riayet etsin!."
"-Kim cemaattan, birlikten bir karış ayrılırsa, o kimse İslâm'dan çıkmış olur."
"-Kim cemaattan ayrılırsa, cahiliye ölümü ile ölür."
Bunları okuyup düşündükçe, şu grup-bu grup, şu hizip-bu hizip diye, din adına, milletin karşısında ayrı flamalarla çıkanları bir düşününüz!. Ramazan'ı, bayramı, namazı bile tefrika konusu yaparak, cemaattan, seleften ayrılanları...
Fitnenin en korkuncu, en tahripkâr olanı, şüphesiz "din" adına yapılanıdır!.
C.Hakk cümle ümmet-i Muhammed'i "tuğyan" eden "fiten-i ahirzaman"ın şerrinden muhafaza buyursun!.. Cahiliye ölümü ile ölmekten cümle Müslümanlar'ı korusun!