Merhum Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin bir küçük kitapçığı vardı: "Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?"...Muhtevası nasıldı pek hatırlamıyorum ama yazıldığı yıllarda önemli yankılar yapmıştı.
Değerli eğitimci yazar Abdullah SEVİNÇ onu tedaî ettiren bir oyun yazmış: "Kaybolan Nesil"... Sevinç'in eseri reaksiyoner değil. Yurt dışında ilgisizliğimiz sebebiyle kaybolan nesli anlatıyor. Anadolu'nun içe kapalı kültür muhitlerinden alıp, beynelmilel kültür emperyalistlerinin iştah pazarlarına sürdüğümüz insanların hangi bunalımlar, intibaksızlıklar, krizler içerisinde bulunduğunu...
Abdullah SEVİNÇ tipik bir Anadolu çocuğu... Okumuş, Türk ve dünya tarihini incelemiş, Anadolu'nun muhtelif bölgelerinde ve Avrupa ülkelerinde görevli olarak bulunmuş... Aralarında yetiştiği Anadolu insanının Avrupa'da yaşadığı dramatik ve canhıraş sahneleri bizzat müşahede etmiş... Bütün bu birikimden sonra da, müşahedelerini "Kaybolan Nesil" de toplamış... Oyun o kadar beğenilmiş ki, Avrupa'nın çeşitli yerlerinde oynanmış... Mevcut teknik imkânlar icabı uygulamalar video-kasetlere alınmış; elden ele, evden eve dolaşmış... Abdullah SEVİNÇ'i tebrik ediyorum.
NİÇİN KAYBOLDUK?
Kişiler inançları, toplumlar ortak değerleri ile ayakta dururlar.
Bizim, tarihin derinliklerinden kopup gelen millî normlarımız var. İslâmiyet öncesinden başlayan, İslâmiyet'le gelişip güçlenen sosyal değerler, içtimaî bağlar...
Türk kültürünün bir envanteri yapılmamıştır. Millet yapımız hangi manevî, ahlâkî, ma'şerî temeller üzerinde duruyordu, bunun bir müfredatı yoktur. Bu sebeple sadece Avrupa pazarlarına sürdüğümüz insanlar için değil, bizim gibi Türkiye'de yaşayanlar için de bu müfredat yoktur.
Çarpım cetveli ezberletir gibi kültür aşılanamaz. Binlerce yıllık kültür birikimi; zengin ve renkli bin tarihi, akarsu ve dağlarının bile destanı olan Türkiye'yi tarihi, coğrafyası, millî kültürü ile sevdirecek bir kültür politikamız yoktur. Asla yoktur. Bu olmayınca da, bu terbiyesiz eğitim, hedefsiz kültür politikasıyla varabileceğimiz bir yer yoktur.
Çocuklarımız onun için sahipsiz, insanımız onun için başıboş, politikamız onun için hedefsizdir. Abdullah SEVİNÇ haklıdır. Millet olarak dünya içerisinde giderek tükenmemizin, kaybolmamızın sebebi budur.
ÇARE NEDİR?
Kıymetli SEVİNÇ kusura bakmasın. Sadece yurt dışında değil, Türkiye'de de nesillerimizin içinde kaybolduğu labirentler iyi tesbit edilmelidir.
Millî kültür erozyonunun altında, umumiyetle yabancı hayranlığı yatar. Eskiyi aynen yaşayamazsınız. Fakat, arkasında ikibin beşyüz yıllık bir miras bulunan milii kültürü tamamen terk edemezsiniz de... Bu sebeple yeni yetişenlerimize-yurt içinde de, yurt dışında da "yeni" ile "eski"nin sentezi olabilecek fikirler sunulmalıdır. Genç nesillerin fikir ve okuma açlığını ne ile giderdiğinin hesabı yapılmalıdır. Ciddî şekilde yapılmalıdır.
Bitki kendi kökünden beslenir. Geçmişi inkâr, kendini inkâr demektir.
Bugünki karmaşık toplum yapısı, cemiyetin ahlâkî ve manevî temelleri hakkında tereddütler ortaya çıkarmıştır.
Endüstrileşmenin ve hızlı şehirleşmenin etkisi ile bütün milletler kat'î bir kültür değişikliği vakıası yaşamaktadırlar. Türk toplumu, son 150 yıldan bu yana böylesine bir yapı değişikliği geçirmektedir. Buna "Millî kültür krizi" demek mümkündür.
Çare kendimize dönmektir.