Müesseseler arası işbirliği ihtiyacı, Türkiye'de en lüzumlu olgulardan biri... Benzer hizmetler yapan kuruluşlar arasında diyalog noksanlığının sakıncalı boyutlara ulaştığını zaman zaman görmüşüzdür. "Köy Hizmetleri"nin DSİ ve YSE yetkileriyle girift durumlarını... Mahallî idarelerin, merkezi idare birimleriyle yetki tedahüllerine düştüğünü... Diyanet-Vakıflar, Diyanet TRT arasındaki tatlı tartışmaları... Hattâ "kuvvetler ayrılığı" realitesi sebebiyle "Devlet"i meydana getiren organlar arasındaki yetki çatışmalarını...
Din eğitimi kurumları arasındaki sun'î rekabetin yaralarını şükür sarmış bulunuyoruz.
"Diyanet İşleri Başkanlığı-İlâhiyat Fakülteleri" arasında zaten mevcut işbirliği, bugün başlayacak bir büyük ilmî organizasyonla boyut kazanacak. 250 bilim adamı ve uzmanın, sunulacak 40 bildiriyi 3 gün boyunca tartışarak sonuca ulaştırması plânlanmış.
Yurt dışından 7 bilim adamının tebliğlerle katılacağı milletlerarası çaptaki seminer, Türkiye'deki "din eğitim öğretimi" ve "din hizmetleri"ni tabir caizse teşrih masasına yatıracak, imam hatip liselerindeki meslekî dersler hangi usulle nasıl okutuluyor? Aynı derslerin ilahiyat fakültelerindeki tedris seviyesi nicedir? Bu seviyeyi yükseltmenin pratiğe dönük tedbirleri nelerdir? Yurt dışındaki Türk çocuklarının din eğitim-öğretimi nasıl yürüyor? Dinler arası öğretimde hangi metod seçilmeli? Bunlar tartışılacak. Diğer yandan da Diyanet İşleri Başkanlığı ve hizmetleri...
Hayat yürüyor. Dünya sanayi çağını tamamlamış; çatıya çıkmış; sanayi ötesi çağı yakalamış; "bilgi cağı"ndan söz eder olmuştur. İslâmiyet cihanşümul bir din olarak, "sanayi ötesi" ve "sanayi toplumu" arası bir geçitte henüz "Din-Devlet-Laiklik" münasebetlerini yerli yerine oturtamamıştır. Bu kararsızlık ve bulanıklık içerisinde istikbâlin karmaşık toplum yapısına hangi terbiye metoduyla yaklaşacağız. Bu çok kompleks hizmeti yürütecek elemanı hangi usulle yetiştiriyoruz? Bu konular da seminerde enine boyuna tartışılacak.
Yürüyen, gelişen, değişik ufuk ve boyutlarda her gün mesafe kateden günümüz dünyasında hayatın gerisinde kalmamanın çaresi, herhalde ilme-tecrübeye başvurmaktır. Bu sebeple milletlerarası boyutlu seminerin Diyanet hizmetlerinde bir dönüm noktası olması beklenir.
Ankara, İzmir, Konya, Samsun ve diğer ilahiyatlar geçmişte "din öğretimi" seminerleri yaptılar. Fakat Diyanet ve hizmetlerini de içine alan böylesine ihatalı bir kongre ilk defa yapılıyor. Kaynak ve istihdam müesseselerinin işbirliği şüphesiz hizmet verimini artıracak; yeni diyaloglara kapı aralayacaktır.
Din öğretimi ve din hizmetleri konusunda 40 tebliğin 250 bilim adamı ve uzman tarafından değerlendirildiği ilmî kongrede ulaşılan sonuçları kamuoyu merak edecektir. Bu sebeple varılan neticeler "sonuç bildirisi" olarak kamuoyuna açıklanmalı; ilgili kuruluşlara bildirilmelidir.
"Din eğitimi" - "Din hizmeti" sunan resmî personel, "100 bin'ler ölçüsündedir. Bu hizmetlere destek olan dernek ve vakıf mensuplarıyla sayı 2'ye katlanabilir. Hizmetlerin muhatabı ise bütün Türkiye'dir. Diyanet-İlâhiyat işbirliği, hizmete muhatap 10 milyonlar arasında diyalog kapıları açmalıdır. Seminerin asıl esprisi işte budur!.. "
Bu çapta bir organizasyon herhalde kolay olmaz. Finans işini Diyanet Vakfı üzerine almış... İşbirliğinde yeni bir boyut da bu!..
Bu çapta işbirliği ve diyaloglara öyle ihtiyacımız var ki!..