Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
DİYANET-İLAHİYAT İŞBİRLİĞİ - 8 Nisan 1988

Müesseseler arası işbirliği ihtiyacı, Türkiye'de en lü­zumlu olgulardan biri... Benzer hizmetler yapan ku­ruluşlar arasında diyalog noksanlığının sakıncalı boyut­lara ulaştığını zaman zaman görmüşüzdür. "Köy Hizmetleri"nin DSİ ve YSE yetkileriyle girift durumlarını... Ma­hallî idarelerin, merkezi idare birimleriyle yetki tedahül­lerine düştüğünü... Diyanet-Vakıflar, Diyanet TRT arasın­daki tatlı tartışmaları... Hattâ "kuvvetler ayrılığı" reali­tesi sebebiyle "Devlet"i meydana getiren organlar arasındaki yetki çatışmalarını...

Din eğitimi kurumları arasındaki sun'î rekabetin yara­larını şükür sarmış bulunuyoruz.

"Diyanet İşleri Başkanlığı-İlâhiyat Fakülteleri" arasında zaten mevcut işbirliği, bugün başlayacak bir büyük ilmî organizasyonla boyut kazanacak. 250 bilim adamı ve uzmanın, sunulacak 40 bildiriyi 3 gün boyunca tartışarak sonuca ulaştırması plânlanmış.

Yurt dışından 7 bilim adamının tebliğlerle katılacağı mil­letlerarası çaptaki seminer, Türkiye'deki "din eğitim öğretimi" ve "din hizmetleri"ni tabir caizse teşrih masasına yatıracak, imam hatip liselerindeki meslekî ders­ler hangi usulle nasıl okutuluyor? Aynı derslerin ilahiyat fakültelerindeki tedris seviyesi nicedir? Bu seviyeyi yük­seltmenin pratiğe dönük tedbirleri nelerdir? Yurt dışındaki Türk çocuklarının din eğitim-öğretimi nasıl yürüyor? Din­ler arası öğretimde hangi metod seçilmeli? Bunlar tartışı­lacak. Diğer yandan da Diyanet İşleri Başkanlığı ve hiz­metleri...

Hayat yürüyor. Dünya sanayi çağını tamamlamış; ça­tıya çıkmış; sanayi ötesi çağı yakalamış; "bilgi cağı"ndan söz eder olmuştur. İslâmiyet cihanşümul bir din olarak, "sanayi ötesi" ve "sanayi toplumu" arası bir ge­çitte henüz "Din-Devlet-Laiklik" münasebetlerini yerli yerine oturtamamıştır. Bu kararsızlık ve bulanıklık içerisin­de istikbâlin karmaşık toplum yapısına hangi terbiye me­toduyla yaklaşacağız. Bu çok kompleks hizmeti yürüte­cek elemanı hangi usulle yetiştiriyoruz? Bu konular da se­minerde enine boyuna tartışılacak.

Yürüyen, gelişen, değişik ufuk ve boyutlarda her gün mesafe kateden günümüz dünyasında hayatın gerisinde kalmamanın çaresi, herhalde ilme-tecrübeye başvurmak­tır. Bu sebeple milletlerarası boyutlu seminerin Diyanet hizmetlerinde bir dönüm noktası olması beklenir.

Ankara, İzmir, Konya, Samsun ve diğer ilahiyatlar geç­mişte "din öğretimi" seminerleri yaptılar. Fakat Diyanet ve hizmetlerini de içine alan böylesine ihatalı bir kongre ilk defa yapılıyor. Kaynak ve istihdam müesseselerinin iş­birliği şüphesiz hizmet verimini artıracak; yeni diyalogla­ra kapı aralayacaktır.

Din öğretimi ve din hizmetleri konusunda 40 tebliğin 250 bilim adamı ve uzman tarafından değerlendiril­diği ilmî kongrede ulaşılan sonuçları kamuoyu merak ede­cektir. Bu sebeple varılan neticeler "sonuç bildirisi" ola­rak kamuoyuna açıklanmalı; ilgili kuruluşlara bildiril­melidir.

"Din eğitimi" - "Din hizmeti" sunan resmî personel, "100 bin'ler ölçüsündedir. Bu hizmetlere destek olan der­nek ve vakıf mensuplarıyla sayı 2'ye katlanabilir. Hizmet­lerin muhatabı ise bütün Türkiye'dir. Diyanet-İlâhiyat iş­birliği, hizmete muhatap 10 milyonlar arasında diyalog ka­pıları açmalıdır. Seminerin asıl esprisi işte budur!.. "

Bu çapta bir organizasyon herhalde kolay olmaz. Finans işini Diyanet Vakfı üzerine almış... İşbirliğinde yeni bir boyut da bu!..

Bu çapta işbirliği ve diyaloglara öyle ihtiyacımız var ki!..