Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
HAC YOLUNDA - 15 Temmuz 1988

Siz bu satırları okurken —Allah nasib ederse— biz mukaddes ve muazzam "Kâbe"nin müemmen ha­remine inmiş olacağız. Gönlünde bu duyguyu taşıyan herkese nasib etmesini C.Hak'tan dilerim.

Eskiden aylarca süren çetin yolculuklar için "hac kervanları" düzenlenirdi. Karadan ve denizden... Bu uzun ve muhataralı yolculukta karşılaşılan güçlükler, "şiir", "destan", "ağıt" olarak san'at ve edebiyatımıza girmiş; güzergâhı, uğrak ve mola yerleri hakkındaki hatıra ve efsaneler, Anadolu insanının hafızasında, de­yişlerinde yeralmıştı.

Şimdi kara yolundan 3 günde, hava yolundan 3 sa­atte Hicaz topraklarına ulaşıyorsunuz. Ne kadar şükretsek azdır. Ne yol kesen haramiler, ne altın aramak için karın deşen eşkıya, ne de uzun, muhataralı yolcu­luk şartları...

Hep düşünmüşümdür, karadan birkaç gün; havadan birkaç saat süren bu yolculukta acaba eskiye göre da­ha mı az ecir alınıyor? C.Hakk'ın ganî hazinesi karşı­sında bu düşünce ve tereddüt bile yanlış değil mi? "Bana yürüyerek gelene, koşarak gelirim" buyuran C.Hak, Edirne'den, Erzurum'dan, Kırşehir ve Adana’dan yola çıkarak Hicaz yollarına dökülen 100 binlik hacı ordusunun ecrini tenkis eder mi? Ve dünyanın her yanından gelen ak, sarı, kara derili milyonla insanın...

Şüphesiz en doğrusunu C.Hak kendi bilir.

Ulaşım ve haberleşme imkânlarındaki gelişmeler, hac seyahatinde ortaya çıkan ve önceden tahmin edileme­yen beklenmedik güçlükler; Mekke-Medine-Arafat ve Mina'da zaman zaman görülen problemler sebebiyle hac yolculuğu yine de çok yönlü, külfetli, güçlükleri olan bir seyahattir.

Hac seyahatinin tabiatında külfet ve güçlük vardır. Nitekim, hac menâsiki ile ilgili "niyet"lerde hemen daima "Feyessirhü lî", "Feyessirhâ lî" cümleleri yer alır. Yani "Tavaf", "Sa'y", "Mikat ve Arafat"a çıkışın kolaylaştırılması C.Hak'tan temenni ve niyaz edilir. Bu sebeple fıkıh kitaplarında hac yolculuğuna "külfet" yolculuğu da denir.

Düşününüz, 100 bin kişiyi ait oldukları illerden ala­caksınız; çöller, çöllerden zor gümrük kapıları aşacak­sınız; Mekke-Medine-Arafat ve Mina'da tam 4 defa kondurup kaldıracaksınız; sıcak, hastalık ve izdiham­la savaşacaksınız; sağlığı ve hayatı size mevdu bu or­duyu aldığınız gibi sahiplerine iade edeceksiniz...

Ayrı ülke, ayrı dil, ayrı iklim, yabancı mevzuat, dü­zensizlikten doğan izdiham-ezilme-kaybolma olayla­rı... Bu şartlarda nerede, ne zaman, hangi problemle­rin çıkacağı önceden kestirilebilir mi?.. Allah muhafa­za buyursun... Cümle ümmet-i Muhammed'i.

Bu problemler sebebiyle hac organizasyonunda bu yıl ilâve tedbirler alınmış: Sağlık personeli ve rehber din görevlisi sayısı arttırılmış. Mekke-Medine-Arafat ve Mina'da sağlık istasyonu, yatak sayısı, kayıp ve ir­tibat büroları sayısı keza arttırılmış.

Karayolunun Irak güzergâhı için iki ülke arasında hey'etler gelip-gitmiş ve yol emniyeti için ek tedbirler geliştirilmiş.

Kızılay sağlık ekibimiz, karayolu üzerinde belli nokta ve mola yerlerinde geçici sağlık istasyonları kurmuş.

Tercüman, hac olayını takip için, bu yıl daha güçlü bir ekip göndermiş.

Bütün bu tedbirler, Türk vatandaşına hakettiği hiz­meti yapmak ve C.Hakk'ın rızâsını talep için... Türk milleti, Türk insanı buna lâyık. Daha büyüklerine de...

Önümüzdeki hafta size kâinatın kıblegâhı mübarek, mukaddes, müemmen "Kâbe"den sesleneceğim. Al­lah nasib ederse...