İftira; ferdî ve içtimai bir hastalıktır. "Müfteri ise bu hastalığa mübtelâ kişidir. Kendisine güveni yoktur. Meşru yollarla elde edemediğine karşı intikam, yahut ruhî hastalığını tatmin peşindedir.
Müfteride manevi mes'uliyet duygusu gelişmemiştir. Kimseye görünmeden ve kimseye göstermeden yaptığı iftira fiilinin suç tasniini yanına kâr kalacağını sanır, işlediği her fiilden, tasavvurlarına varıncaya kadar hayatının her safhasından Cenab-ı Hakk'ın haberdar bulunduğunu düşünmez.
Müfteride mantık, fikir endazesi yoktur. Dün "şeriatçı" diye şikâyet ettiğini bugün "şeriat düşmanı" diye damgalar. Her devirde yalanına inanacak birilerini arar. Dünküler şu yalana, bugünküler bu yalana itibar gösterirler diye devre göre senaryolar hazırlar.
Müfteride "din"e ve "devlet"e karşı saygı noksanlığı vardır. Yaptığı için şer'an yasak, kanunen suç olduğunu bilir de, bu müesseselere karşı olan saygı eksikliğinden hem dini, hem devleti çiğner.
Müfteri ahlâki zaaf içerisindedir. Bir ahlâkî düşüklük olan iftiraya başvururken ahlâkından, karakterinden neler kaybettiğinin hesabını yapamaz.
İftira sâri bir hastalıktır. Yalan yalanı, iftira iftirayı davet eder. Müfteri çoğaldıkça, iftira içtimaî bir maraz haline gelir. Hadis-i şerifte "iftiranın zinadan bile eşed" olduğunun bildirilmesi, cemiyette yaptığı bu tahribat sebebi iledir. İftiranın bu en çirkin suçtan bile ağır sayılmasının illetini, kul gözü ile ayırdetmek güç. Her ikisi de temiz nasıyeleri lekeler. Her ikisi de yuvalar yıkar. Asıl farkı ise ancak Allah ve Resulü bilir. Müfteri bu incelikleri, bu nüansları düşünmez.
İftirada "kul hakkı" vardır. Kul hakkı failinin tevbesi, önce mağdurla helallaşmasına bağlıdır. Mağdur ile helallaşmak zorunda olduğunu bilse, ahiret inancı olan hangi müfteri, iftiraya cür'et edebilir?
İftiraya "şer'î kılıf" bulmaya çalışanlar da vardır. Dîn değişmez normlara bağlı ilahi esaslardır. Dinî hükümlerin yorumu, izahı, tefsiri, kendi kaideleri içerisinde yapılır. Hangi konuda kul yorumu gereklidir, kuralları vardır. Gerçek Müslüman, dini şahsî menfaatlerine basamak yapmaz. Dini indi, nefsî mülahazalarla yorumlamaz. Müfteri nefsine öylesine esirdir ki, ulu dini bile bu nefsaniliğe vasıta kılar. "Şu şartlarda iftira mubahtır" der. Bu suretle yeni bir din, yeni bir dini kaide icad ettiğinin farkında değildir. "Harp hiyledir" hadisene sığınır. Bu harp kime karşı, hangi şartlarda, hangi silâhlarla yapılır düşünmez. Onun için sadece ve sadece nefsi temayülleri vardır.
Müfteri dünyalık adamdır. Bütün ideolocyasını "dünya" üzerine kurmuştur. Fakat ona dünya da gülmez. "Ahiret'i ağzından düşürmemesi, ahirei de dünyasına feda etmesindendir. Ahireti de, dünyası da mâmur değildir. Zira, her ikisini de küstürmüştür.
Müfteri yalnız adamdır. Mutemed kişi değil, şaibeli kimsedir. İftira silâhını kime, ne zaman nasıl kullanacağı bilinmediğinden, ona karşı herkes müteyakkızdır.
Müfteri huzursuz kişidir, içindeki fitne onu rahat bırakmaz. Her iftira kendisine geçici ve kazib bir tatmin sağlar. Bu bakımdan müfteri hep yeni iftira senaryoları hep kâzib tatminler peşindedir.
Müfteri her kılığa girer. Kisvesini muhatabının gözüne hoş görünecek bir kalıbla biçer. Bazan munis, bazan hırçın, bazan dine karşı, hatta bazan dindardır. Hep suret-i Hakk'tan görünür. İçi başka, dışı başkadır. İçinin karası yüzüne vurmuştur. Fakat bunu yüzüne taktığı mealini maskelerle her zaman gizlemesini bilir.
Müfteri sinsidir, iki yüzlüdür, mütecessistir. Kendine yazık etmiştir. Ne dostu, ne düşmanı memnun edebilmiştir.
Her suçun olduğu gibi iftiranın da tevbesi vardır. Fakat o tevbenin şartı, şen'i iftira fiilinin muhatap ve mağduru ile helâllaşmaktır. Hakk'a iltica bu helâllaşmadan sora başlar. Hangi namert mertin karşısına çıkmaya cesaret etmiştir ki, müfteri de iftira ettiğinin karşısına çıkıp af dileyebilsin?
Müfteri kendisine kıymıştır. Zira huzuru ilaha, hukuk-u ibadla çıkacaktır.
Birçok hukuk sistemi "iftira "yı "İnsanlık şerefine karşı işlenen suçlar"dan saymıştır. İtibar ve şeref o kadar ince, nezih bir perdedir ki kolayca zedelenir. İftiranın "tutmasa da iz bırakması" bundandır. Bu sebeple iftira bir “insanlık suçu”dur.
Müfterinin anatomisini şekillendiren, bu çirkin insanlık suçudur.