Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
AFGANİSTAN CİHADI ARDINDAKİ GERÇEKLER - 26 Ağustos 1988

Afganistan cihadının Türk kamuoyu tarafından bi­linmeyen bazı yönlerini; bu konuda Türkiye'yi bek­leyen tarihî mükellefiyeti okuyucularıma ve ilgililerin tak­dirlerine sunacağım. 12 Ağustos tarihli sohbetimde ifa­de etmiştim. O günden bu yana iki hafta içerisinde önem­li gelişmeler oldu. Bunlardan biri, Afganistan'ın istik­lâlini yeniden kazanması için ülkesinin bütün resmî, si­yasî, coğrafî imkânlarını seferber eden ve sonunda ha­yatını kaybeden Ziya -ül- Hak'ın şehadeti; diğeri Tür­kiye'nin Afganistan olayına yaklaşımının giderek netleşmesidir. İlk hadisenin ortaya çıkardığı belirsizlik, temenni ediyoruz ki, ikinci gelişme ile yeniden mecrasına gire­cek; bölgede ortaya çıkan tedirginlik ortadan kalkacaktır.

Sovyet Türkistanı'ndan "Amu Derya" ile ayrılan Gü­ney Türkistan'da bugün 5 buçuk milyon Türk yaşamaktadır, bu Türk nüfus, Sovyet işgalinden önce si­lâhsız; eğitim imkânı olmayan; idarede, siyasette, asker­likte söz hakkı bulunmayan 2'inci sınıf vatandaş duru­munda idiler. Bunun sebebini anlayabilmek için 100 yıl geriye gitmek lâzım: İngilizler, Afganistan'dan çekilirken idareyi l'inci çoğunluk durumundaki Türkler'e ve 2'inci çoğunluk olan Farslar'a değil, 3'üncü azınlık du­rumundaki "Peştu"lara verdiler. Zira Peştular tarihte millet olamamış, hiçbir misyonu bulunmayan bir 3'üncü azınlıktı, İngiltere'ye ve bölge ülkelerine karşı problem çıkarmayacak bir tabî devlet, ancak Peştu azınlığı ile ku­rulabilirdi, öyle yaptılar. Bununla kalmadılar. Türk ve Fars nüfusunun silâhlarını topladılar. Dahası, Türk nü­fusu bin kilometre uzaklıktaki Margo ve Registan çöl­lerine mecburî tehcire tâbi tuttular. Türk çocuklarını okutmadılar. İdare, siyaset ve askerlikte Türkler'e yer ver­mediler. 5 buçuk milyon saf Türk nüfustan bugün 5 ta­ne asker, idareci, maarifçi veya politikacı bulamazsınız. Sovyet ve Çin Türkistanı'nda, Azerbaycan ve Balkan­lar'da oynanan oyun burada da oynanıyor; tarihin Türk varlığına karşı vebali burada da tahakkuk ediyordu.

İşgalden sonra Rus askerine karşı en şanlı mücadele, Sovyet sınırındaki Afgan Türkistanı'nda verildi. Zi­ra bölgenin gerçek sahibi Türkler silâhlanmışlar; ana­vatanlarını savunmaya koşmuşlardır. Peştular'ın günde­lik sızma ve vurkaç hareketlerine karşı Türk mücahidler canlarını dişlerine takmışlar; Sovyet kuvvetlerinin yıl­dırılmasında gerçek rolü oynamışlardır.

Afganistan için çarpışan bugün 150 bin Türk mücahid bulunmaktadır. Bunlardan 65 bin mücahide kuman­da eden Azad Beg Kerimî ve yakın çevresi bu yılın Ra­mazan ayında ülkemize gelmişler; başbakan ve ilgili ba­kanlarla görüşmüşler; durumlarını dünya üzerindeki tek müstakil Türk devletinin hükümet üyelerine anlatmış­lardır.

Ülkemize gelen heyette yer alan Abdülhakîm İsmail Halife -el- Buhari ve Afganistan'dan yeni dönmüş mücahidlerle hac seyahatim esnasında Medine ve Taifte gö­rüştüm. Böylece ilk elden, Afganistan Türklüğü'nün bizce bilinmeyen problemlerini dinledim. Yardım komitelerince, Türk mücahidlere silâh ve mühimmat vermekte na­sıl cimri davranıldığını; Türk mültecilerin diğer azınlık mülteciler karşısındaki acıklı durumlarını...

Afganistan Türk varlığının istikbale muzaf arzusu, Sovyet kuvvetlerinin çekilmesinden sonra Afganistanda kurulacak yeni devlette nüfusları oranında söz sahi­bi olmaktır. İşgal sebebiyle bugün silâhlanmışlar; hür­riyetin tadına varmışlardır. Bundan sonra artık silâhla­rını bırakmak niyetinde değildirler. Haklarını alıncaya veya ölünceye kadar...

İran kaynaklı Fars azınlığı "Nuristan" adıyla devlet­lerini şimdiden kurmuşlardır. Peştular'ın arkasında Pa­kistan vardır. "Ya 5 buçuk milyonluk Türk varlığının arkasında kimler var?" sorusu bugün en çok sorulan sorudur.