Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
BİNGÖL ÖRNEĞİNDE TÜRKİYEM - 2 Eylül 1988

Bu yazı, bir tanıtma veya nezaket yazısı değildir. Maksadım, bu toprakları "Türk" ve "Müslü­man" kılan tarihî özellikleri hâlâ yaşayan ve yaşa­tan bir yurt köşemizi diğer bölgelerimize "husn-i emsal" olmak üzere okuyucularıma sunmaktır.

"Bingöl"ü içtimaî yapısı; örfî meziyetleri; tarihî hatıra, destan ve efsaneleri, hatta sulak, yeşil, cen­net tabiatıyla, -biz Bingöl dışında yaşayanlar- kaçı­mız biliyor, tanıyoruz?.. Bingöllü'nün hepimize ör­nek müeddeb ahlâkını... "Bin-göl" efsanesinin bu toprağı "yurt" yapan bin-bir efsane gibi "Bingöl"ü tarihe bağlayan derûnî bir bağ olduğunu... Bu böl­geyi işgal eden Rus ordularını 100 bin şehit vererek Bingöllü'nün hangi millî, manevî duygularla ve na­sıl şehre sokmadıklarını... Güneşin doğuş harikası­nın, Himalayalar'dan sonra dünyada sadece Bingöl'­de temâşâ edilebildiğini...

Tabiatın cömertlik ve güzelliğine insanımızın huy güzelliğini de katınca ne olur? Bingöl'de işte o ol­muş... Tunceli-Diyarbakır arasındaki Bingöl'e ideo­lojik sapmalar girememiş. "Allah"a şükürle "dev­let"e bağlılığı bir yumak gibi bütünleştiren buranın insanı bu hasletlerinin bereketini daha bu dünyada görmüşler. Türkiye çapında yapılan yarışmalar Bingöl'ün elması, armudu, balı birincilikler almış. Türkiye liseleri arasında açılan müsabakalarda Bingöllü gençler dereceler kazanmış. Kur'ân-ı Kerîm'de geçen "Fürât" adıyla müsemmâ Fırat Nehri’nin kay­nağını oluşturan bitmez, tükenmez pınarlar, oluklar, dereler bu bölgemizi firdevsi andıran güzelliklere tırmandırmış. Bütün Türkiye ve Ortadoğu'yu beslemeye namzet hayvancılık potansiyeli devlet himmeti bek­liyor. Çanakkale ve Kütahya topraklarını gerilerde bı­rakan vasıflı çini, porselen hammaddesi, özel veya res­mî kendine uzanacak şefkat elini intizar ediyor.

Bingöl'de bir büyük külliyenin temel atma mera­simi dolayısıyla bulundum. "Devlet"i yanıbaşında bulan Bingöllü'nün neler yapabileceğini bizzat gör­düm. Daha 10 ay önce "Bingöllü bu yükü kaldıra­maz" diye tereddütle temelini attığımız site tamam­lanmış. Bingöllü şimdi de 5 milyar tutacak başka bir siteye soyunmuş. Kapalı oto-garı, soğuk hava depo­su, çarşıları ve camii bulunan bir külliyeye... Bu sür'at ve cesaretin sırrını sordum: "Maddî katkısı ile de­ğil, gülen yüzü ile devlet yanımızda olsun yeter. Da­ha büyüklerini de yaparız" dediler. Meğer, Vali Güner Orbay'ın kavlî ve fiilî teşvikini görmüşler. Bu­günkü heves ve tehacümleri ise, yeni Vali Fikret Güven'den güven ve destek görmeleri... Halef-selef muh­terem valiler Bingöllü'nün gönüllü temayülünü keş­fedince, işte o çok uzaklarda aradığımız "devlet­ millet" bütünleşmesi tahakkuk edivermiş. "Hüsn-î emsal" dediğim olay işte bu!..

Devlete elini çoktan uzatan Bingöllü'nün Anka­ra'dan bazı istekleri var: "Kanaletleri dahi bitirilen 'Gayt Barajı' inşaatı niçin durduruldu?" Onu soru­yor. "Bütün altyapı hazırlıkları sona eren 'Termik Santral' inşaatı hâlâ niçin başlatılmıyor?" diyor. Hay­van potansiyeli yüksek bu ilde niçin bir yün ve deri sanayii, hatta konu ile ilgili bir yüksek okul kurul­madığı soruluyor. Bingöl'ü temsil edecek beyin ta­kımı için yatılı bölge okulları isteniyor. Bütün bu hak­lı istekler için Vali Fikret Güven’in bir müjde oldu­ğunu Bingöllü dostlara ihbar ederim.

Kemalettin Kamu, Bingöl için "Gönlümü yayla yaptım" demişti. Biz, asil Bingöl insanına kalbimizi vatan yaptığımızı ifade ediyor, bu güzel yurt köşemizdeki "devlet-millet" bütünleşmesinin diğer ille­rimize örnek olmasını diliyoruz.