Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
MATERYALİZM VE KOMÜNİZM ÇÖKÜYOR MU? - 9 Eylül 1988

Çağımızda olaylar ne kadar çabuk gelişiyor? Daha üç-beş yıl önce tarihi materyalizm ve katı komüniz­min Sovyet Rusya'da resmen reddedileceği söylense kim inanırdı? İşte şimdi bu "inanılmaz''ın ucu göründü: Sovyet televizyonu, hem de görüntü ve belgelerle "ateizm"i, yâ­ni, Sovyetler'in resmi dinsizlik politikasını red ve tenkit ediyor- Ağırlığı iktisadî refah va'di olan komünizmin resmî-iktisadî tedbirleri bir bir terkediliyor. Hayret değil mi?

Hayret de etsek, Gorbaçov'un "Glasnost" ve "Perestroika" makyajı sonuçlarını göstermeye başladı. Sovyet ekonomisinin kalıplaşmış katı prensipleri terkedilmeye başlandı. İşçilerin, çalıştıkları işyerlerinde üretim ve kalite konusunda söz ve rey sahibi olmalarından sözedilir oldu.

Marksizm ve komünizmin resmî tatbikatında "mülkiyet" yok değil mi? Hattâ Sovyet rejiminin 70 yıl­lık uygulamasında en temelli prensip mülkiyetin reddi idi... Marks'a göre mülkiyet, kamunun haklarının çalınması for­mülü idi. Şimdi sıkı durun ve Gorbaçov'un "Komünist Parti Konferansı"nda 5 bin üye önünde kullandığı cüm­lelere bakın:

"-Devlet ve kolhozların ellerindeki toprakları çiftçile­re dağıtıp, onların malı haline getirmeliyiz. Çiftçi o top­rağın tek patronu olmalıdır. Ancak bu şekilde hayat stan­dartlarını yükseltebilir ve ziraî gıda sıkıntısını önleyebili­riz."

Bizdeki mülkiyet düşmanlarının kulakları çınlıyor mu bilmem.

Gorbaçov aynı konferansta, Sovyetler'in kadîm idare şeklini eleştirdi; insan haklarına saygı gösterileceğini vur­guladı.

Yeni bayrak, açışın başka sonuçları da var. Hain ilân edi­lerek hapsedilen, akıl hastanelerine tıkılan veya yurt dışı­na kaçırtılan Sovyet yazar ve ilim adamları serbest bıra­kılıyor veya geri dönmeye davet ediliyor. Dahası, seçim­lerde çok adaylılık ve gizlilik teklif ediliyor.

Özeti, ekonomide mülkiyet, siyasette birden çok aday­lı, gizli-seçimli sistem... İnsan haklarına ve şahsiyetine say­gı... Dinsizlik mecburiyetine son, dindarlığa izin... "Ee, geriye ne kaldı?" demenin zamam değil mi?

1 Temmuz 1988 Cuma günkü Tercüman'ın 2. sayfasın­da iki önemli konu işlendi. Biri, Cemal Aydın'ın "Komü­nizm Cahillere Kaldı" anonslu nefis değerlendirmesi; di­ğeri, ünlü Newsweek dergisinin maddeci Freud'u yargı­layan haberi... Her ikisi de kesilip saklanacak tesbitleri ihtiva ediyor.

Cemal Aydın'ın değerlendirmesine göre, gerçek aydın ve düşünürler komünizme sırt dönmeye başlamışlar. Ba­tı'da komünist partiler cahillerin eline düşmüş ve sinek avlamaya başlamışlar. Bir zamanlar dünya çapında itibar gören yazar, düşünür ve sanatçılar tarafından övgüler düzülen komünist parti hücreleri, giderek toplumdışına iti­len kimselerin yuvalandıkları garip odaklara dönüşmüş... Bütün Avrupa'da komünist oylar son 10 yılda yarı yarıya gerilemiş...

Taha Akyol'un aynı konudaki makalesinde Marksizm’den dönen düşünürler ve fikirleri sıralanıyor; "Artık dev­rim de bitti, devrimin felsefesi de" deniyor... Totaliter ideoloji hayatın gerisinde kalınca, at gözlüklerinin, ideolo­jik göz ve hafızanın da cahil militanlara kaldığı izah ediliyor.

Newsweek'in Freud hakkındaki haberinde ise, bir za­manlar dünyada inkarcı rüzgârlar estiren Freud yargıla­nıyor. Freud'un "nevrotik" bir kişiliğe sahip olduğu be­lirtilen yazıda, şu ifadeye yer veriliyor:

"-Freud'un metodu, herkese nevrozdan kurtulma vaadediyordu. Herkes mutlu olacaktı. Ama hiç de öyle ol­madı. Acılar ve mutsuzluklar, sadece kalıp değiştirdi."

Allah nelere kaadir değil?.. Tarihî metaryalizm ve hayalci komünizmin çöküş vetiresinde bakalım daha neler göreceğiz?..