Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
BUGÜN 31 MART - 31 Mart 1989

Türkiye'de değişmez "iyi" değişmez "kötü"ler var. Bazı "olay"lar, "slogan"lar üzerine kompleksler oluşmuş... "31 Mart" bunlardan biri... Genelde "din" vakıası da öyle...

Maksadımız "31 Mart"ı konuşmak değil. Fakat ne­rede bir "din", "ibadet", "inanç" tezahürü varsa, -masum da olsa-onu geçmişteki tatsızlıklarla irtibatlandırmışız. Nereye kadar hakkımız var, nereye kadar yok, düşünmeden... Bu hesapsızlığımızdan ise, sosyal rahat­sızlıklar ortaya çıkmış...

VURUN ABALIYA

"Din" konusu mu, vurun abalıya... Alın şu "türban" olayını. Bir "basit", "sade", "tabiî" hadiseyi nereden nereye getirdik? Arkasından neler oldu? Üstelik Türki­ye'mizin geleceğine bir yığın "istismar" malzemesi bı­raktık. Olan ise, "devlet" müdir fikri etrafında oluştur­maya çalıştığımız "milli bütünlük" esprisine oldu. De­ğer miydi?

"Din" ile irtibatlı her konuda aynı kompleksi taşıyo­ruz. Gösterişlice bir "Kur'ân kursu" açılışı ve mezuni­yet töreni mi yapıldı? Hemen bazı "kafa" ve "kalemlerden" "Nereye gidiyoruz?" sorusu yükseli­yor. Kimin adına?.. Güya "devlet" adına... Halbuki o "Kur'ân kursu", "devlet" tarafından açılmıştır, ''devlet" tarafından idare edilmektedir... İmam-hatip liseleri, İla­hiyat Fakülteleri de aynı. Biz o müesseselere tereddüt­le bakarsak, o müessese mensupları da bize karşı "tereddüt" göstermezler mi?... ve bundan kimler fay­dalanır?

"BOZ YAZIDA YALI CAMİ"

Anamur ve Bozyazı bir süredir Hürriyet refikimizin gün­deminde... "Kelleci bayan vaiz" senaryosundan son­ra, şimdi de "Yalı Cami" iddiası... Yeni Bozyazı ilçemizde bir "plaj" varmış... Oraya "cami" yapılıyormuş... "Plaj" ve "cami" yanyana getirilirse, haber tutar zannedilmiş... Hem de üstüste 3 gün yayın... İşin aslını bilmeyen oku­yuculardan bir kısmı "plaj" tercih edecek. "Plaj’da ca­mi mi olur?" diyecek... Diğer kısmı "cami" diyecek... Bir "toplayıcı" mefhum, böylece "birleşme"ye değil, "ayrılmaya" vesile olacak... Biz de "gazetecilik" yap­mış olacağız...

İşin aslına gelince: Bir defa orası "plaj" değil, çar­şı... Sahil ama çarşı... Öyle kurulmuş. Asıl önemlisi, ora­da cami yeni değil. Bozyazı'nın tarihi kadar eski bir ca­mi, harap olup yıkılmış. Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu karar vermiş. Yıkılan cami yeri temizlensin, ye­nisi yapılsın demiş. Kararın bir sureti elimizde. Böylesi­ne tabiî bir oiay, bu kadar nasıl çarptırılır? Gazeteciliğimiz üzerine değerlendirme yapacak olanlar, konuyu araştırıp arşivleyebilirler...

KADÎM YANLIŞ

Olayları çarpıtıp, "din" üzerine habire hassasiyetler meydana getirmek kimseye "hayır" getirmez. "Din" en büyük müştereğimiz... Etrafı ateşle çevrili, hassas bir bölgede, o müşterekle ayaktayız.

Din tedrisatının bulunmadığı, din neşriyata iyi gözle bakılmadığı devirlerin yanlışını anladık da, resmî din ted­risatı, dinî neşriyat safhasına ulaştık... Öyleyse bir "geri"ye dönüş davetiyesi ve onun üzerinde ısrar, öncelik­le davetiyeyi çıkaranları yanıltmaktadır. Millî bütünlüğü­müz ise bundan zarar görmektedir.

Her konuda "ileri"ye gitmeyi savunurken.Türkiye’yi devletçe geldiği noktadan geri çekmeye çalışmak, makül değildir.

31 Mart'ları kendi şartları içerisinde değerlendirip, ta­rihe gömmek varken, onları gündemde tutmak, aynı he­defe hizmet etmek olmaz mı?

Düşünmeye değer...