Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
AİLE ÜZERİNE TARTIŞMA MI? - 26 Mayıs 1989

Aile cemiyetin temelidir. "Aile" sağlam ise, "cemiyet" de sağlamdır. Acaba bunun aksi de doğru değil mi­dir? Yani "cemiyet" sağlam ise, "aile müessesesi de sağlamdır" diyemez miyiz?

Hangisi doğru olursa olsun, gerçek olan şu ki, cemi­yetin en küçük cüz'ü olan "aile" müessesesinin muha­fazası; kaybedilmemesi ve tahkimi gereklidir.

Hep düşünmüşümdür; içeriden ve dışarıdan bu ka­dar azizlik ve ihanete rağmen nasıl ayakta kaldık diye... Demokrasimiz oturmamış; aydınımız kendi arasında bile uyumlu değil; basınımız sorumluluğunun idrakine henüz ulaşamamış; idare istikrarsız; politika kaygan... Buna rağ­men ayaktayız... Acaba neye borçluyuz?.. Şüphesiz ce­miyet dokumuzun sağlamlığına...

AİLE MÜESSESEMİZE SALDIRILAR

Bazı mihraklar bunu çok iyi keşfettiler. Nitekim, son yıllarda, aylarda, haftalarda kutsal "aile" müessesemi­ze saldırılar arttı. Bunun bir örneği, 21 Mayıs 1989 Pa­zartesi günü İstanbul'da yaşandı. Bazı kadın dernekleri, tarafından düzenlenen "1. Kadın Kurultayı"nda "aile" alaya alındı. Haberi "Zaman" gazetesi, "Kadın Dernek­leri Aileyi Alaya Aldı" başlığı ile verdi. İşin garibi, aynı gün İstanbul'da "Türk 2000 Vakfı" tarafından "Türk Aile Yapısı Sempozyumu" başlatılmıştı. Acaba 22 bilim adamı ve uzmanın sempozyumda "aile" üzerine vere­ceği mesaj, bu kadın derneklerince gölgelenmek mi is­tenmişti? Öyleyse plan kurnazca, zamanlama ye­rindeydi...

Kimlerdi bu dernekler ve neler demişlerdi? İşte söy­ledikleri: "-Aile, kadının özgürlüğünü sınırlayan bir ku­rumdur; çocuk sahibi olmak için evliliğe gerek yok"... Sahi öyle mi? Öyleyse, bu kadın dernekleri, istikbalimi­zi nasıl bir nesle teslim etmek istiyorlar? Bu sözleri söy­leyenler, kadınlar kendileri ise, söylediklerini yapmaları için onlara kim mâni olabilir ki?.. Yazık, çok yazık!.. Sor­maz mısınız? "-Bu toprakları düşman çizmesinden kur­taranlar, bunun için mi 'şehid', 'gazi' oldular?.."

"İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu", "Femi­nist Kadın Derneği", "Demokratik Kadın Derneği", "Ay­rımcılığa Karşı Kadın Derneği" ve "Sosyalist Kadın Derneği" adlı bu derneklerin iki gün devam eden top­lantılarında ortaya koydukları talepler bundan ibaret de­ğil... Kurultayda söz alan bazı üniversiteli kız öğrenciler de, "bâkirelik"i reddettiklerini ifade etmişler ve "kadın-kız ayrımı"nı mânâsız bulduklarını açıklamışlar. Başımıza taş yağsa yeridir. Birilerine kalsa, bizi nerelere götürmek istedikleri anlaşılıyor değil mi? .

BAKAN ÇİÇEK VE SÖYLEDİKLERİ

Hayrettir, aynı gün, bir semt ötede "Türk 2000 Vak­fı"nca düzenlenen "Türk Aile Yapısı Sempozyumu"nda, bizi kurtaracak ilmî tebliğler sunuluyor, tartışılıyordu. Devlet Bakanı Sayın Cemil ÇİÇEK'in sempozyumu açış konuşması ise, "kadın dernekleri"nin, "yoz" lâflarına ce­vap verir ve iki gün süreyle tartışılacak ilmî tebliğleri özetler gibiydi. Sayın Çiçek, "-Cemiyetin temelinin aile; ailenin temelinin ise nikâh olduğu"nu belirtiyordu

"Nikâh dışı" hayatı özendiren bazı teşviklere dikkat çeken Çiçek, bir de müjde verdi: "Türk Aile Yapısını Araş­tırma Enstitüsü" kurulacağını açıkladı.

Bu bir "tartışma" değildi. Kendimize, değerlerimize sahip çıkacağımızın müjdesi idi...

"İyi"lerin yanında "kötü"ler de olmasaydı, dünya her­halde "cennet" olurdu. "İmtihan"ın da bir mânâsı kal­mazdı. Reha Oğuz'lar, Yalçıntaş'lar, Donuk, Işık ve Andican'lar, Yazgan'lar, Babuna'lar sağolsunlar.

"İyilik" için, bize "iyi"ler yeter...