Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
“O KAFA” - 22 Eylül 1989

Rauf TAMER'in keşfi olan "O Kafa" sadece günümüzün değil, bütün çağların en garip, en cins (!) mahlûkudur.

Onun nazarında sadece kendi safındakilere ha­yat hakkı vardır. "Laiklik" sadece onun hakkıdır. Laiklik hatırına herkes ona tahammül eder de, La­ikliği kimselere bırakmayan o, kendine baş salla­mayan hiç kimseye tahammül edemez. Aslında "Laik" oluşu da bir "Moda", geçici hevestir. 31 Mart'ta "Şeriatçı" İstiklâl mücadelemizde İngi­liz hayranı "Monşer" kurtuluştan sonra bağnaz devletçi, sonradan da Devleti yıkmaya çalışanla­ra arka çıkan bir "Devrimci" taslağı olduğu gibi... Yarın bir başka moda çıksın hiç şüpheniz olma­sın, onun elinden devleti olduğu gibi Laikliği de biz kurtaracağız.

Öyle cins (!) bir kafadır ki, ağzında "Yabancı" sigara, sırtında "Yabancı" moda, dilinde ise "Yabancı" düşmanlığı vardır. Tıpkı maruf bir bur­juva eniği, tıkboğaz bir mirasyedi olduğu halde, fakirlik edebiyatı yaptığı gibi...

Ya bir okul kaçkını veya yılları ikiye, üçe kat­layarak bitirdiği okulun idrak sınırına yaklaşamamış bir idrak mahrumudur ama, hergün devlet ku­rar, hergün devlet yıkar. "Sade vatandaş" gibi ko­nuşmamak için, yabancı ciklet çiğner gibi köksüz, dipsiz kelimeler arar-durur da, ne edebiyat, ne san'at, ne san'atkâr beğenir.

Devlet-millet imkânlarından ençok faydalanan, fakat devlet ve millete en çok söğendir.

Devlet geri kalmış, millet birbirine düşmüş, umurunda değildir. Histeri nöbetine tutulmuş gibi etrafına saldırır. Kendisi gibi düşünmeyen, "Şu­cu", "Bucu" arar durur.

Taş taş üstüne koymamıştır ama, ekonomi âli­mi (!)dir. Yapılanlara düşmanlığı bundandır. Dün "Ak" dediğine bugün "Kara" demekten dün ka­raladığına bugün arka çıkmaktan utanmaz.Zira "Hicab" nimeti ile hiç mi hiç tanışmamıştır.

"Devlet" dediği, kendi kafasındaki kâşânesidir. Gün gelir "Din" derse, ona da inanmayınız. O da kafasındaki kuruntulardır. "Din" tanımaz, "Devlet" tanımazlığı, "Din" ve "Devlet"e düşmanlığındandır.

Eline bir "Gazete", gazetede bir sütun geçirmişse, onu da kendine benzetir. Zira "Şöhret" olmak, üstte kalmak tek sermayesidir. O gazeteden, sütundan artık herkes korkmalıdır. Zira kimi, ne zaman, ne adına hedef alacağı belli değildir. Kimdir bu "O Kafa", uzağınızda aramayınız. Hergün ya gazete olarak, ya ekran veya başka şeylerle mutlaka evinize girecektir. Artık yeni yetişmekte olan oğlunuzu-kızınızı, hergün herşeyle bunalan asabınızı onun şerrinden Allah korusun... Belki de vazifesi sadece bu!.. Sizden hergün birşeyler çalmak...

O da bir kârdır onun için. Kısa gün kârı...

"O Kafa" budur, ya acaba biz neyiz? "O Ka­fa"ların zebûnu olan biz... Her türlü şarlatanlıklar karşısında elsiz, dilsiz olan biz neyiz?.. Hak­sızlık karşısında susan mı?.. Etrafında olup-bitenlere aldırmayan, onlara bilmeyerek arka çı­kan mı?

Binlerce yıllık gelenekli "Devlet" anlayışı kay­bolur; onurlu millet olma tecrübesi yok olur; tari­hî mirasımız ayağımızın altından gün gün kayarken, soyler misiniz biz neyiz? Sevgili Tamer bağışlasın, "O Kafa" bizimle var, biz varsak vardır. "O Kafa" bize mehel, bize la­zımdır... Biz "adam" olamamışsak kızmak niye?.. O bize lâyık biz O'na müstehakızdır...