İmam-hatip liselerinden, tedrisata açıldığı 1951 yılından bu yana 152 bin öğrenci mezun olmuş... Bunlardan % 36'sı Diyanet kadrolarına intisabetmiş... % 15'i ilahiyat fakültelerine, % 21’i ise diğer yüksek öğretim kurumlarına girmiş.
Mesleğe yöneltme oranı % 51. Bu oran, diğer meslek lisesi mezunlarında daha düşük. "Kız meslek liseleri"nde % 10, "ticaret liseleri"nde % 23, "teknik liselerde % 24, "endüstri meslek liseleri"nde ise % 29. Yani, "mesleğe yönelme" oranı diğer meslek okullarında üçte birin altında kalırken, imam-hatip liselerinde yarıdan fazla.
BU KADAR RAĞBET NİYE?
Halkımızın imam-hatip lisesi açmaya ve çocuklarını bu okullara göndermeye olan rağbeti niçin çok? Cevabı, işte yukarıdaki rakamlar.
Çocuğunun "din adamı" olmasını isteyen oraya koşuyor. "Din terbiyesi" ve "disiplini" almış, "din"ine, "devlet"ine, anne-babasına itaatli evlât isteyen orayı tercih ediyor. Hem "din terbiyesi" alsın; hem bir yüksek tahsil yapsın diyenler de... Haksızlar mı? Evlâdının hem dünyasını, hem ahiretini kazanmasını; “din”ini bilmesini, "devlet"ini tanımasını, böylece "hayırlı evlât" olmasını kim istemez?
Diğer okullara gidenler hep "din"ine ve “devlet”ine karşı mı? Şüphesiz ki hayır... Ama işte vatandaş çoğunluğu bu "sentez" ve "garanti"yi imam-hatip liselerinde daha çok görüyor; çocuğunun "çifte kanatlı" olmasını istiyor.
HAZIR OKULLAR NİÇİN AÇILMAZ?
Orta kısımları olup da, lise kısımları -her nedense- güdük bırakılan 25 İmam-hatip lisesi var. Bir de "bina"ları olduğu halde, "orta"sı da, "lise"si de açılmayan bir nice okul...
Bir okul ki, "bina" var, "talep" ve "ihtiyaç" var, hatta bazılarının orta kısımları bile var, öyleyse bu okullar niçin açılmaz?
Hani okumayı teşvik ediyorduk?.. Hani "gizli"sinden şikayet ediyorduk?.. Sen "resmi"sini açmadığın için vatandaş gider, yakasını "gizli" ve "örtülü"süne kaptırırsa, bunun vebali kimin olur?.. Kapısını kapatan "devlet"in mi, çareyi başka yerde arayan vatandaşın mı?..
Cevapsız kalan bu soruların faturası şüphesiz Millî Eğitim Bakanı Sayın Akyol'a kesilemez. Zira, mesele çok iyi götürülmüşse, onun "makûl"dan yana olacağını biliriz. İlgili Genel Müdür Sayın H.Hayıt da, şüphesiz başında bulunduğu hizmetin gelişmesi için çabalayan bir kişi.
Öyleyse, geriye ne kalıyor? Vatandaşın sorusu bu.
Diyanetin hâlen 74 bin imam-hatip mezunu elemana ihtiyacı var. Bu ihtiyaç giderek artacak. Meselâ 10 yıl sonra açığın 163 bine ulaşacağı hesabedilmiş.
Bu kadar yüklü açığa rağmen imam-hatip lisesi mezunları için başka branşlara yönelirler de, mevcut boşluğu dolduramazlar... Bir soru da bu. "Kadro" yok ki! "İhtiyaç" var, "kadro" yok. Devlet "kadro" versin "açık" kalıp kalmayacağı o zaman belli olur. Nitekim 1984 yılında 25 bin, müteakip yılda 7 bin olmak üzere toplam 32 bin kadro ihdas edilmiş. Bu kadrolar serbest bırakıldıkça, birkaç yılda doldurulmuştur.
İhtiyaç ve "talep"e rağmen, bu resmî müesseselere karşı bir "resmi teyakkuz" hali mi var? Vatandaş bunu mesele ediyor; bunu soruyor.