Öyle "haberler, "olay"lar vardır ki, gözden kaçar, kaçırılır. Halbuki bazı "detay"lar önemli "karar"ların, "uygulama"ların ipucu ve odağı olabilir.
Tercüman'ın 13 Kasım 1989 tarihli nüshasında "detay" zannedilen, ama gerçekte "perde arkası işbirliği"ni dışa vuran bir haber vardı. Tercüman "Dış Haberler Servisi"nin "U.S. News and World Report" dergisine dayanarak verdiği bir haberde "CIA-KGB ortak plân hazırlıyor" deniyor ve Amerikan-Sovyet gizli istihbarat teşkilâtlarının Azerî isyanını bastırmak üzere "ortak tatbikat" yapacaklarından söz ediliyordu. Dahası, iki "gizil" teşkilâtın daha önce bir "ortak çalışma programı" yaptıkları; bu programın ilk hedefini Azerbaycan'ın oluşturduğu da aynı haberde yer alıyordu.
"Azerî İsyanını 2 süper bastıracak" başlıklı haberde ayrıca CIA'nın bu desteğine karşılık KGB'nin de "Kolombiya" konusunda ABD'ye destek vereceği belirtiliyordu.
30 Kasım tarihli dünkü Tercüman ise, muhtemel bir Azerî-Ermeni çatışmasında ABD'nin üstleneceği rolün bu ülkede tartışılmakta olduğu haberini verdi.
Nihayet şimdilerde dışa vurulmaya başlanılan bu "işbirliği" bana bir önemli hatıramı hatırlattı. 1978 yılında Azerbaycan'ın başkenti Baku'da yaşadığım bir olayı: Azerbaycan Cumhuriyeti Sosyal İşler Bakanı bayan, misafir heyet şerefine verdiği yemekte bir "hayret"ini belirtti: ABD gizli istihbarat teşkilâtı CIA-KGB'yi, Sovyetler Birliği sınırları içerisindeki Türk azınlığın hızla artan nüfusu konusunda uyarmış. "Bu olaya dikkat edin, ileride başınıza problem çıkabilir" demiş. Azerî bakan buna hayret ediyor ve üstelik de CIA'yı "Türk heyeti"ne şikâyet ediyordu.
Bilmiyordu ki, Türkiye perde arkası buna benzer daha nice kurnaz "ittifak"lara kurban idi... Dün de, bugün de...
Filistin, Lübnan ve Ortadoğu'da olanların; İran-Irak kör-döğüşünün, dün ve bugün bizim Güneydoğu'da soğutulmamaya çalışılan sıcaklığın; Kamboçya, Eritre, Afganistan başta bilcümle kurnazlıkların arkasında CIA-KGB işbirliği değil de başka kim vardır?
GÜDENLER-GÜDÜLENLER
Dünyanın bugünki realitesi budur. Bir yanda "güden"ler, diğer yanda "güdülen"ler… Perde arkasında birincilerin işbirliği; perde önünde ikincilerin güdümlü kapışmaları... Bir de "güden"lerin perde önü yapmacık rekabetleri...
Öncü kuvvetleri CIA ve KGB olan bu. İki büyük güdücü, bazan "hâkimiyet" çekişmelerine de girerler. Fakat önlerindeki sofra o kadar zengindir ki, bu "hır"laşmayı yeni bir pazarlıkla çabucak anlaşmaya dönüştürebilirler. Dün "Küba" krizinde, bugün "İran" ve "Afganistan" üzerine girdikleri çekişmede karşılıklı yeni pastalar değiş-tokuşu ile ulaştıkları sulh (!) noktası bunun sonucudur.
Tercüman gazetesinin gözden kaçırılmaması gereken haberi, perde arkası pazarlık ve işbirliğinin açığa çıkmasıdır.
Acaba Türkiye bu pazarlığın neresindedir? Yahut şöyle soralım: "-Bu gizli pazarlıkta Türkiye’nİn şimdilik ayakta kalması kararlaştırılmış bu belli... Ya ülkemiz üzerine yapılan pazarlık değişirse!"
Türkiye'nin gündemi, gündelik ç siyaset değil, yukarıdaki sualin cevabını araştırmak olmalı derim. Zira Pakistan'ın "Doğu"sunu "Batı"sından ayıran perde arkası güç, işte bu "işbirliği idi... CIA-KGB işbirliği..."