Bu satırları Girne'den yazıyorum. Beşparmak Dağları eteklerinden, mübarek Anadolu'mun tertemiz siluetine bakarak...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye'min morali, şerefi ve büyüklüğü... Bunu anlamak için, dünyayı insanoğlunun şu güzel icadı, "tayyare"den temâşâ etmeli... Bir serin Ankara gecesinde "Esenboğa"dan havalanıp, Türk jetlerinin; nice Cengiz Topel'lerin Kıbrıs'a yöneldiği sıcak duygularla... Bu "evlat" topraklara o duygularla uçmak lâzım. Bir zamanlar Türkler'in horlandığı, Türk köylerinin basıldığı, palikarya sürülerinin "Türk" ve "Mücahit" avına çıktıkları topraklara, "Burası bizim mi, bu topraklar Türk toprakları mı?" diye sorarak ve son Türk devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin varlığını, onun "Ay-Yıldız"lı bayrağını selâmlayarak..!
ZAFER HASRETİ
Türk insanı, yüzyıllar var ki, "zafer"e hasret... Milletlerarası, milletlerüstü başarılara... 3 bin yıldan bu yana orduları kıt'alar-ülkeler fetheden; Barbaros'lu, Piri Reis'li gemileri Akdeniz'i bir "Türk gölü" haline getiren; sadece süngüsü ile değil, mektebi, medresesi, ilim irfanıyla da dünyaya hükmeden; 3 kıt'a ve 7 deniz üzerinde bir cihan imparatorluğu kuran koca Türk milletini Anadolu'ya hapsederseniz, onun çocukları elbette bu duygulara kapılacak.
"Geçitkale Hava Meydanı"na indiğimizde ve Girne'de ikametimize ayrılan Girne VİEW'e ulaşmak için bu yeni Türk cumhuriyetinin topraklarını âdeta bir baştan bir başa katederken, bu duygulara kapıldık... Geçmişle, mezar taşı ile öğünmenin ve onunla yetinmenin yetmediğini bile bile...
Bunun sebebi, Kıbrıs harekâtına katılmış, "cumhuriyet"in kurulması ve bugünlere gelmesinde hizmeti geçmiş Hilmi ŞENGÜN Paşa'nın, Ankara’da tam da Kıbrıs'a uçarken, bizi "millî" duygularla teçhiz etmesi olmalı...
BUGÜNLERE ŞÜKÜR
Bayrak Radyo-Televizyonu Müdürü, gencecik yönetici, sevgili Süleyman TÜREM, yanında Başbakanlık Kıbrıs İşleri Müşaviri Cevdet AYAN ve Yardım Heyeti Müşaviri Ersoy ÜNAL olduğu halde Geçitkale'de bizi karşılarken, bugünlerimize şükrettim. Valilik, müsteşarlık, en son da emniyet genel müdürlüğü yapmış; Emniyet Teşkilâtımızın bugünkü atılımlarını kendisine borçlu olduğumuz değerli Fahri GÖRGÜLÜ Beyefendi'nin iki yıldan bu yana devam eden ''-Sana Kıbrıs'ı bir gösterelim!" teklifinin mânâsını da daha iyi anladım.
Bu topraklar bizim gerçekten de şerefimiz, moralimiz... POLİPEK Genel Müdürü İlker Nevzat Beyefendi'nin, kendi makam arabasını tahsis ederek, rehberliğimize verdiği sevgili İbrahim ERDİN, Geçitkale'den Girne'ye gelinceye kadar, gece güzelliğinde geçtiğimiz yerleri bize anlatırken, aynı millî heyecanı taşıyordu.
Demek Türk insanı, her yerde aynı... Türkiye’de de, Kıbrıs'ta da... Bunun böyle olduğunu biz, Sovyetler'den Bulgaristan ve Batı Trakya'ya; Kerkük ve Musul'dan Taif’e kadar seyahatlerimizde bizzat müşahede ettik.
Kıbrıs bir "vatan..." Gündüz gözüyle henüz ne Lefkoşe; ne Gazi Magosa ve Maraş, ne Güzelyurt ve Lefke, hiçbir yerini görmediğim bu ada, Girne’nin şu "seher" ve sabah temizliğinden belli ki, bi "cennet."
Güzel Türkiye'me ve okuyucularıma Kıbrıs'tan “Merhaba!..”