Çanakkale Muharebeleri, Malazgirt Meydan Muharebesi gibi İstanbul'un Fethi gibi, 30 Ağustos Zaferi gibi milletimizin hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Sebebi de yeni topraklar kazanmak değil, harimimizi, ırzımızı, bize mevdu kutsal toprakları itilâcılardan korumaktır.
Akif'in Çanakkale savunmasını "BEDİR GAZVESl"ne benzetmesinin, Çanakkale'de savaşan Mehmetçiği Bedir'de cihad eden "Sahabi" ile kıyaslamasının mânâsı budur.
"Bedir"de İslâm'ın izzetini korumak için Sahâbî ile birlikte son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V) çarpıştı. Çanakkale'de ise ismini, imanını O'ndan alan Mehmetçik...
Bedir'de düşmanın galibiyeti mukadder olsa idi, İslâm'ın ocağı Medine düşecek, İslâm daha kaynağında boğulacak, insanlığı kurtaracak bu diriltici soluk canlanmadan kuruyacaktı. Çanakkale'ye saldıranlar muvaffak olsalardı İstanbul düşecek, Hicaz'ın, Mekke'nin, Medine'nin yolu istilâcılara açılacak, Anadolu'dan başlayacak istilâ bütün mukaddes toprakları kuşatacaktı.
"Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi!" denilmesi sebepsiz değildir.
Avrupalıdan Avustralyalıya, Hindliden Yeni Zelandalıya kadar "Yedi Düvel"in bir olup çullandığı Çanakkale'yi can havliyle savunan Mehmetçik de, "Bedir"i savunan Sahâbî gibi, elinde Allah'ın "Cihad" bayrağı, gönlünde İslâm'ın coşkun imanını taşıyordu.
Çanakkale'de şehid düşenler de Bedir'de şehid olanlar da Allah'ın emrine, Peygamberin müjdesine koşuyorlardı. "Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşınız!" ilâhi emrine uyuyorlardı.
Medine'de toplanan Müslümanlardan eli silâh tutanlar "Bedr"e koşarken, geride kalanlar nasıl ellerini açıp zafer için Allah'a yalvarmışlarsa, İkbal'den Akif'e, Akif'ten Cinnah'a kadar bütün dünya Müslümanları da Çanakkale'de "Tevhid"i temsil eden "Hilâl"in batmaması için dualar, destanlar yakmışlardır.
Her zafer bir bütünleşmenin, ittihadın sonucudur. Çanakkale'lerden bize uzanan en büyük "ibret" bu olsa gerektir. "İhtilâf üzerine rahmet inmez", "Birlik", Allah'tan gelecek yardımın temel şartıdır.
Harezmli Selçuklu ile, Selçuklu Abbasi ve Harezmli ile kavgalı iken ortada görülen bir kördöğüşü idi. Selçuklu'nun duası Abbasi ve Harezmli'ye Abbasi ve Harezmli'nin duası Selçuklu'ya ulaştığı gün, Anadolu'nun kapılarını Müslümanlığa açan "Malazgirt" cihadı kazanıldı. Sakarya'larda da Kocatepe'lerde de hep bu toplu dua ve dayanışma vardır. 30 Ağustosların hamurunda Türkistan Bozkırlarından Hind Yarımadası'na kadar bütün Müslüman dünyanın tuzu vardır. Balkan bozgunundan İinci Dünya Savaşı yenilgilerine kadar bütün utançlarımızın arkasında ise. "Kardeş İhanetleri"nin rezilliği yatar.
Prut'ta Gazi Osman Paşa'yı mağlûp eden Çar orduları değil, arkadan saplanan kardeş kılıcı, kıskançlık hançeridir. Trablus'ta Filistin'de bizi gerileten ne İtalyan ne İngiliz askeridir. Kardeş keselerini dolduran düşman altınlarıdır.
Kendisini teşci edenlerin destekleriyle Çanakkale Muharebelerini kazanan Mehmetçik bugün de bir savaşın içindedir. Cephede askeri, cephe gerisinde sivili ile verilen bu savaş "Kalkınma Savaşı"dır.
Bu savaşın da kazanılması "Birlik"le, "Bütünleşme" ile olacaktır.
Dün bizi savaş meydanlarında mağlûp edemeyenler bugün en, modern silâhların tehdidini üzerimizden eksik etmeden korkunç bir ekonomik savaş açmışlardır. Yakın geçmişte, sınırlarımızdan sokulan kaçak silâhların bütün gençliğimizin önüne sürülen uyuşturucu madde zehrinin altında bu soğuk savaşın kazanılması maksadı yatmaktadır.
Dün kardeş keselerine konulan düşman altınları bugün karşımıza Doğu-Batı, fakir-zengin, şu mezhep-bu mezhep istismarı olarak çıkarılmaktadır. Maksat Türklüğün son yurdu, İslâm Alemi'nin yüz akı Anadolu'yu içten vurmaktır. Gazi Osman Paşa'yı arkadan vuran, Osmanlı Ordusu'nu Filistin Çölleri'nde kıran ihaneti diri tutmaktır.
Savaş, "Birlik"le kazanılır. Birlik olmayan yerde ihtilâf vardır, ihtilaf, başarının da, zaferin de düşmanıdır.
"Siz Allah'ın vahdet emrine uyar, onun dinine yardımcı olursanız, düşmanlarınıza karşı Allah da size yardımcı olur."
"İçinizden birlik ve beraberlik içinde 20 kişi bulunursa, bu anlayışa sahip olmayan 200 kişiye galebe eder. Sizden 100 kişi, inanmayanlardan bin kişiyi yener.''
"Onlar Allah yolunda savaşırlar. Harp meydanlarında şehid ve gazi olurlar'' ilâhî övgüsüne mazhar olanlar onlardır.
"Allah, inananlarla beraberdir."
"Üzülmeyiniz! Mahzun da olmayınız! Eğer İnanıyorsanız, mutlaka üstünsünüz"
Çanakkale'yi doğuran bu ruhtur. Yüzbaşı Hakkı'lardan Miralay Mustafa Kemal'lerden bize kalan bu mirastır.
Çanakkale unutulmamalıdır.
Çanakkale'ler, Sakarya'lar,Kocatepe'ler, unutulmuşsa, yarın bu destanlar bir daha yazılamaz.
Çanakkale'den alınacak ders budur!