İslâmiyet. insanı yaratan Allah'ın, yarattığı insanın dünya ve ukbâ hayatını tanzim etmek üzere gönderdiği ilâhî prensiplerdir. İnsanı yaratan ve onu diğer varlıklar üzerine faik kılan Cenab-ı Hak, insanın bu ilâhî düsturlara uygun olarak yaşamasını dilemiştir. İnsanın, İslâmiyet'in getirdiği ilâhî sistemden kopması; nefsine ve heveslerine mağlûp olarak İslâmî esaslara ve akla aykırı hurafelere düşmesi kesinlikle yasaklanmıştır.
DİN HAKLIDIR
Kur'ân-ı Kerim'de, "Sünnetüllah" denilen "Tabiat Kanunları"nın harika işleyişine işaret edilmiş ve kâinatın bu sistemli işleyişinde "Akıl sahipleri için deliller bulunduğu" belirtilmiştir. "Din akıldır, aklı olmayanın dini de yoktur" hadisi ile ifade edilen budur.
Kur'ân-ı Kerim "Zan", "Bid'at" ve "Hurafe"leri reddedip "MARİFET" esasını getirmiştir. "Kur'ân-ı Kerimin birçok ayetlerinde, idrak ve istidlal için, insanları mucizattan ziyade külü akıl prensiplerine sevk vardır. İlme ve İsâmiyet’in akta önem veren esaslarına ehemmiyet vermeyerek, her an harikalar peşinde koşanlar ve daima ibda' fikriyle yaşamak isteyenler, hiçbir zaman ibtidâilikten kurtulamayacaklardır. (M.Hamdi Yazır-Hakdini Kur'ân Dili, C.1-538, 541)".
"Her şeyin bir mesnedi vardır. İbadet ve amelin mesnedi de akıldır" hadîsi ile ifade buyurulan da bu değil midir?
HZ. PEYGAMBER HURAFEYİ REDDETMİŞTİR
Hz. Peygamber, bütün hayatında hurafeleri reddetmiştir. Şu hadîs bunu ifade etmektedir:
"Sözlerin en güzeli Allah'ın kitabı, yolların en doğrusu Muhammed'in yoludur. İşlerin en kötü ve zararlısı, dinden olmadığı halde sonradan uydurulup dine sokuştururanlardır. Sonradan uydurulan her şey bidattir, hurafedir. Her bid'at sapıklık sebebidir".
Konu ile ilgili başka hadîsler de vardır:
"Size iki şey bırakıyorum: Allah'ın kitabı ve sünnetim... Bunlara uyduğunuz takdirde yolunuzu şaşırmaz, hurafelere düşmezsiniz."
"Gaipten haber veren kâhin, arraf ve falcıya gidip, onların söylediklerine inanan kimse, Muhammed'e gönderilen Kur'ân'ı inkâr etmiş otur."
"Dine muhalefetten sakının. Dinin aslında bulunmadığı halde dine sonradan sokulan her şey bid'attır. Her bid'at ise dalâlet sebebidir."
Mehmet Akif'in:
"Hurafeler, üfürükler, düğüm-düğüm bağlar
Mezar-mezar dolaşıp, hasta baktıran sağlar" diye senare ettiği kişiler, hurafelerden medet uman zavallılardır.
HER HURAFE SAPIKLIKTIR
İslâmiyet'te "Gaipiten haber vermek"; "Falcılık yapmak ve fala baktırmak"; "Ruh çağırmak"; "Türbelerden medet ummak"; "Bazı şey ve günlere uğur ve uğursuzluk isnadetmek"; "Çaput bağlamak"; "Dünyadan el-etek çekmek"; "Bazı kimselerin masumluğuna inanmak", "Bazı eşyanın nazarı önlediğine kâni olmak"... gibi hurafeler kesinlikle yasaktır. Bunlar, İslâmiyet'i tam bilmeyen kimselerin kandıkları dinî sapıklıklardır.
"Göklerde ve yerde Allah'tan başka gaybı bilen yoktur (Nemi suresi: 65)."
"Islâmiyet’te teşe'üm yoktur (hadîs)".
"Uğursuzluk diye bir şey yoktur (hadis)".
"Allah'ın en çok buğzettiği iş bidattir (hadîs)".
"Ya Muhammed! De ki: Yaratıkların şerrinden, karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hasedcinin şerrinden, gönülleri ve kafaları tanyeri gibi ağartan Allah'a sığınırım (Felâk suresi: 1-6)".
HURAFELERE İNANMAK DİNİ BİLMEMENİN SONUCUDUR
Hurafelere inanmak akla, ilme. sistemli çalışmaya, zamana her şeyden çok değer veren İslâmiyeti bilmemenin sonucudur.
İslâmiyet akıl ve çalışma dinidir, "insan için çalışmasından başka bir şey yoktur." prensibi Kur'ân'ın hükmüdür. Hurafeleri tercih etmenin temelinde ise çalışmadan kazanç sağlama psikolojisi yatar. "Uğur"un da, "Uğursuzluk "un da temelinde bu bilmezlik vardır.
İslâmiyet'te her şey akıl ve sağlam nakil temeli üzerindedir. Her türlü hurafe ise reddedilmiştir.