Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
ORUCUN FERDÎ VE İÇTİMAÎ FAYDALARI - 7 Nisan 1989

Oruç, Cenab-ı Hakkın emrettiği bir "Farz" ibadettir. İnsana ve cemiyete sağladığı "Fayda"sı için değil, "Allah rızası" için tutulur. Ancak, Oruç ferdin beden ve ruh sağlığına; toplum hayatına da sayısız faydalar sağlar. Mü'min, "Farz-ı ayn"olduğu için tuttuğu oruç ibadetinin dünya hayatı ile ilgili bu hikmetlerini de bilir.

ORUCUN RUH SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ FAYDALARI

Oruç mü'minin ruh terbiyesi, sabır egzersizidir. İnsanın günlük alışkanlıklarını terkedip, nefsî isteklerine karşı sabır göstermesi, bir irade terbiyesidir. Sabır ve irade, "Nefis", "Vicdan" ve "Akıl" sahibi insanın başarı şartıdır. Bütün ilmî buluşlar, iradî bir sabrın sonucudur. İlimde, san'atta, ticarette, siyasette, günlük çalışmalarımızda ve çevre ile münasebetlerimizde sabır, başarıya atılacak ilk adımdır. Üzüntülere tahammül, nefsi isteklere mukavemet, ferdi ve içtimaî hayatta aranan medeni davranışlardır.

Oruç insanın ruh hayatında önemli bir sabır idmanı, vazgeçilmez bir irade terbiyesidir.

Oruç doğan, gelişen, yaşlanan insan organizması için bir dinlenmedir. Yorulan her canlı organizmanın dinlenme ihtiyacı, bir yaratılış kaidesidir. Orucun fizik sağlığa faydası, mide­nin dinlendirilmesinden ibaret de değildir. Bu ibadetin "sinir sistemi", "deveran sistemi", "hazım sistemi", "kanın yenilenmesi", "ürogenital sistem" üzerindeki müsbet etkileri, modern tıb­bın kabul ettiği müsbet sonuçlardır.

Ramazan ayı boyunca dinlenen, temizlenen, yenilenen, birçok organları adeta revizyondan geçirilen vücut makinasının, yılın diğer aylarında daha diri, dinç ve verimli çalışacağı artık kabul edilmektedir.

Toplum hayatı bir dengeyi ifade eder. Cemiyet içerisinde servet farklılıkları, daima bu dengeyi bozan bir unsur olmuştur. İslamiyet bu muvazeneyi sağlamak üzere bir yandan "zekât", "sadaka" ve "vakıf" müesseselerini öngörürken, diğer yandan "sabır", "kanaat" ve "kadere rıza" ahlakını emretmiştir.

Meşru mazeretleri sebebiyle oruç tutamayanlar için konulan ''Kefaret", Ramazan ayında îfası daha ecirli olan ma­lî ibadetler ve "Fitre", orucun içtimâi bünyedeki muvazeneyi sağlamaya yönelik hikmetleridir.

Açlığı tatmayan, açın halini bilemez. Oruç ibadeti insana bir yandan bu tecrübeyi kazandırırken, öte yandan sözü edilen malî ibadetlerle, varlıklının fakire el uzatmasını sağlar. Böylece fakir-zengin yakınlaşması, "servet" ve "iş barışı" sağlanır. Mü'minler arasında servet gururu ve fakirlik kıskançlığı bulunmamasının sebebi budur.

Büyük İslam Bilgini İmam-ı Gazali, orucu üç mertebeye ayırmıştır:

"İlk mertebe" avamın orucudur Bu, oruç süresince aç, susuz ve şehevi arzulardan uzak durmaktır.

"İkinci mertebe" havassın orucudur. Bu, avamın orucuna ilâve olarak, bütün azaların oruç tutmasıdır. Gözün harama bakmaması, dilin yalan, dedikodu ve gıybetten kaçınması; kulağın günah ve çirkinleri dinlemekten uzaklaşması; elin harama uzanmaması; ayağın ha­ram ye kirliye adım atmamasıdır.

"Üçüncü mertebe" ise, havaes'ül-havâssın orucudur. Bu da havassın oru­cuna ilâve olarak, kalbin yalnız Allah'a açılmasıdır.

Böyle insanlardan oluşan toplumda içtimâi barışın kolayca sağlanacağı, izahtan vâristedir.

ORUÇ KÖTÜLÜKLERE SİPERDİR

Oruç, kötülüklere kalkan ve siperdir. Bu konuda "Hadis"ler vardır:

"-Bir kimse hem oruç tutar, hem yalan söyler; yalan ve benzer kötülüklerle amel etmeye devam ederse, oruç tutuyorum zannederek boşuna aç ve susuz kalmesın."

"- Sizden biriniz, oruçlu bulunduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin."

"- Oruç, kötülüklere kalkandır." Bu konuda başka hadisler de vardır. Yukarıda belirtilenler, orucun ruh ve beden sağlığımız; içtimaî hayatımız üzerindeki müsbet etkileri hakkında özet bilgilerdir.

Orucun dünyevi hikmetleri bunlardan ibaret değildir. Oruçta fert ve cemiyetin sıhhatine, huzuruna yönelik sayısız faydalar vardır. Orucunu sadece "Allah rızası" için tutan mü'min, onun ferdi ve içtimaî hayata yönelik bu hikmetlerini de bilir.