Hamdi Mert "Müstehcen neşriyat, bilhassa yeni yetişenlerin gençlik heyecan ve duygularını tahrik etmekte; onların ahlâkını, hattâ sağlığını bozmaktadır. Geleneksel Türk aile disiplini bu yüzden tahrip edilmektedir" dedi
Said Yüce
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hamdi Mert'in müstehcen neşriyatla ilgili sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
*"Müstehcenlikten ne anlıyorsunuz?"
"Müstehcen neşriyat, ferdin ar ve haya duygusunu rencide eden, genel ahlâkı zedeleyen, aile müessesesini sarsan, yeni yetişen gençleri yanlışlara, hattâ buhranlara sürükleyen zararlı yayınlardır.
"Müstehcenin tayininde 'Hicap' esas tutulur. Cemiyetin ar ve haya duygusuna muhalif olan her hareket, film, yazı ve resim müstehcendir. Bu bakımdan müstehcen hareket, yazı, resim ve filmlerin önlenmesi; hicap vekar ve haysiyetin de korunması demektir.
"San'at eserinde müstehcenlik aranmaması gerektiği, bazı çevrelerde savunulmaktadır. San'at, 'Nezih' olduğu ölçüde san'attır. San'at duygusu, müstehcene kalkan yapılmamalıdır.
"Doktrinde ihtilâf edilen konu, müstehcenin tâyininde esas tutulan kriterdir. Ortaya maalesef, sağlam bir ölçü konulabilmiş değildir. Bu kriter, yorumlayanın tahsil seviyesine, kültür yapısına,inancına, ahlâk anlayışına göre değişmektedir. Delikanlı oğlunuzla, kızınızla, anne-babanızla bir gazete, dergi okurken, televizyon ve film seyrederken, radyo ve kaset dinlerken, resme, afişe bakarken rahatsız oluyorsanız; yanınızdakiler sizden, siz onlardan utanıyorsanız; işte bu yazı, resim, film, söz müstehcendir. Bu, ferdîn kültür yapısına, ahlâk anlayışına göre değişiyor. Cemiyette hâkim bir ahlâk anlayışı yok mudur?. Küçüğün, büyüğün 'Ayıp!' 'Günah' dediği şey nedir? işte müstehcen odur."
*"Basın televizyon ve sinemadaki müstehcenliğin fert, aile ve cemiyet üzerine ne gibi tesirleri vardır?"
"Müstehcen neşriyat, bilhassa yeni yetişenlerin gençlik heyecan ve duygularını tahrik etmekte, onların ahlâkını, hattâ sağlığını bozmaktadır. Geleneksel Türk aile yapısı, aile disiplini bu yüzden tahrip edilmektedir.
"Gelişme çağındaki bir kız ve erkek çocuğun gençlik heyecanını alarma geçirir onun henüz olgunlaşmamış delikanlılık duygularını cinsî konulara yönlendirirseniz; bu çocuğun hem ruh, hem fizik sağlığı üzerinde menfî tesirler bırakır.
"Henüz olgunlaşmamış meyvenin koparılması gibi, aslında meşru olan duyguları, zamansız ve meşru olmayan yollarla tatmin etmeye kalkışırsanız; buhranlı sıhhatsiz nesiller yetiştirirsiniz.
"Kanaatımca, müstehcen neşriyatın en büyük zararı, yeni yetişenler üzerindeki bu tahribattır. Bu tahribat, o derece büyüktür ki, zamanla bir alışma, tabii görme temayülü başlar."
*"Tedbir alınmasının gerektiğine inanıyor musunuz? Teklifleriniz ne olabilir?
"Müstehcen neşriyat konusunda kalıcı tedbirler alınmalıdır.
Milletler, millî kültür ve ahlâk müesseseleriyle ayakta dururlar. Bu sebeple, sağlam aile yapısının. Türk cemiyetinin hiçbir millette bulunmayan müşterek ahlâk prensiplerinin korunması, herşeyden önce devletin vazifesidir.
Nitekim T.C. Anayasasının 5'nci maddesinde devlete 'İnsanın manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlama' vazifesi verilmiştir. "41'nci maddede Aile Türk toplumunun temeli sayılmış; madde gerekçesinde, ailenin "ahlâki bir çevre". "Mukaddes bir temel" olduğu belirtilmiştir. 28'nci maddede ise. "Genel ahlâkın korunması" maksadıyla alınabilecek hukukî ve idarî tedbirlerden söz edilmiştir.
Bunlar kanunî tedbirlerdir.
Suçun önlenmesi için kanunî tedbir, çok zaman kâfi gelmiyor. Suçun tesbit, takip ve cezalandırılmasında tatbikatçılara büyük iş düşmektedir.
Tatbik edilmeyen kanun yok demektir.
Müstehcen neşriyata karşı alınacak ilk tedbir, 'Hangi şeyin müstehcen olduğu' hususunda bir doğru yorum getirmek ilgili kanun maddelerini ciddi şekilde tatbik etmektir.
Mevcut kanun maddelerinin müstehcen neşriyatı önlemeye kâfi gelmediği bir gerçektir. O halde, T.C. Anayasasının özüne ve sözüne uygun yeni kanunî müeyyideler getirilmesi zarurî bulunmaktadır."
*"Müstehcenlik sizce kimler tarafından, niçin teşvik ediliyor? İlgililerin vazifelerini yaptıklarına inanıyor musunuz?"
"Müstehcen neşriyat, daha çok ticari maksatla yapılıyor. Bunun teşvikini ise, bu neşriyatı satın alarak destekleyenler yapıyor.
Müstehcen neşriyatın Türkiye'ye sokulmasında ticarî çıkarın dışında geçmişte birtakım karanlık maksatların da bulunduğu bir gerçektir. Müslüman Türk ahlâkının, seciyesinin, Müslüman-Türk nesillerinin bozulup gerilemesinde fayda umanlar, çeşitli plânlar hazırlamışlardır. Müstehcen neşriyat, bu karanlık plânın bir parçasıdır.
Müstehcen neşriyatın mes'ulünü bulmak bugün için kolay değildir. Ancak, ilgililerin vazifelerini tam olarak yaptıklarını söylemek de zordur. Türkiye'de birçok konuda vazife ve yetki tedahülleri mevcuttur. Müstehcen neşriyat konusu da öyledir. Kimin, neresinden tutacağı belli değildir."