Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
KÖTÜLÜKLER ÖNLENSİN AMA NASIL? - 14 Aralık 1999

(Namaz, oruç, hac, zekat ve diğer ibadetlerin amacı kötülüklerin önlenmesi ve toplumun huzurudur. Peki bu kadar kötülük niçin var?)

İmam Gazalî'nin "Huccetü'l - İslâm"yani İslâm'ını hücceti, delili, isbatı… O'nun de­diği, adeta İslâm'ın dediği olarak kabul edilir.

Yazdığı en büyük eserin adı "İhya'ül -Ulûm'ü-d Dîn"… Manası, dinî ilimlerin yeniden ihyası; diriltilmesi; hayata geçirilmesi demek…

İmam Gazali "Oruc"a -bilinenin dışında- yeni bir izah getiriyor; "Azalar da oruç tutar" diyor… İşte O'nun bu konudaki görüşü:

"Oruç" 3 mertebeye / dereceye ayrılır:

1- Avam'ın orucu: Bu, imsak vaktinden iftar vaktine kadar yemeden-içmeden ve orucu boz­duğunu bildiğimiz diğer fiil / ve davranışlardan kaçınmak demek…

2- Havâssın orucu: Bu, avam'ın orucuna ilâve olarak, bütün azaların; elin, gözün, kulağın vb. oruç tutmasıdır...

3- Havâss'ül - Havâssın orucu: Bu da avamın ve havassın orucuna ilâve olarak, kalbin sadece Allah ile meşgul olmasıdır.

Bu söyledikleriyle İmam Gazali, şüphesiz ye­ni bir hüküm getirmiyor. Ama yeni, anlaşılır bir izahla karşımıza çıkıyor… Orucun yaşanan haya­ta dönük yüzünü anlatıyor... Oruç örneğinde, iba­detlerin topluma; toplumda kötülüklerin önlen­mesine yönelik asıl amacını yani... Onu anlatıyor...

Demek, ibâdetlerin salt kendisi bir "amaç" değil araç / vasıta... İnsanı / ye toplumu kemale / ol­gunluğa götüren bir vasıta…

Nitekim Nisa Surcsi'nin 103'üncü ayetinde namazın insanı fahşâ / fuhşiyat ve münkerattan (her türlü kötülüklerden) menedeceği / alıkoyacağı ifade ediliyor... Maûn Suresi'nin 4-6'ncı ayetlerinde ise, kıldığı namazın şuurunda (bilincinde) olmayanlar, "Yazık o namaz kılanlara ki!." diye ikaz ediliyor...

Riyaz'üs Salihîn'de geçen bir Hadis-i şerifinde (Diyanet yayınları, C. 2, s.502, No: 1246) Peygamberimiz Efendimiz oruç tuttuğu halde "yalan" ve benzeri kötülüklerden kaçınmayanla­rı; oruç tutuyorum zannederek boşuna aç ve su­suz kalmasınlar diye ikaz buyuruyor... Ve ilâve ediyor: "C. Hakkın, onun yemeyi ve içmeyi terk etmesine hiçbir ihtiyacı yoktur".

Peygamberimiz Efendimiz Keşf'ül - Hafa'da geçen (Nu: 1365) başka bir Hadisinde "Öyle oruç tutanlar var ki, tuttukları oruç aç / ve susuz kalmaktan ibarettir; öyle namaz kılanlar var ki, kıldıkları namaz uykusuzluk ve yorgunluktan ibarettir" buyurur.

Bütün bunlardan çıkan mana şudur: Namaz, oruç ve diğer bütün ibadetler şüphesiz Allah rızası için yapılır ama onların asıl amacı ihsanın kemali yani kötü fiillerden, kötü düşüncelerden arınması bunun sonucunda toplumun kötülükler­den, suçlardan kurtulmuş mutlu bir toplum hali­ne gelmesi içindir.

Bunun daha açık ifadesi; oruç tutanın, namaz kılanın ve diğer ibadetleri yapanın eli harama uzanmayacak; gözü harama bakmayacak; dili yalan-dolan söylemeyecek; kulağı gıybet, dedi­kodu, yalan, iftira vb, haramları dinlemeye istek­li ve açık olmayacak; kısaca azalar da oruç tuta­cak; namaz kılacak...

İSLÂMIN İLK EMRİ İLİMDİR

Böyle insanlardan oluşan cemiyette huzursuz­luk olur mu? Orucunu, namazını ve ibadetlerini sadece şekil olarak değil, bütün azalarına kabul ettiren, tutturan ve yaptıran insan devlet malını çalıp-çırpar mı? Haksız rekabete, haksız ihaleye talip olur; hakkı olmayana ihale havale eder mi?

Yunus'un tabiriyle "Çalanın tahtı" olan "Gönül"ü yıkar mı? Gıybet eder, kul hakkı alır, ka­munun hakkını gözetmez; âmmenin günahını üstüne çeker mi?

İşlemek, yeşermekle memur olduğu arzı kurutur, ormanları yakar, akar suları ve denizleri kir­letir, güzelim sahilleri, narenciye bahçelerini, bo­ğazları, yamaçları beton yığını haline getirir mi?

C. Hakkın üzerine yemin ettiği: her saniyesini, dakikasını, soluğunu değerlendirmek zorunda ol­duğu "Asr"ı / zamanı gün, yıl, yüzyıl, demeden boşa geçirir, boşa harcar mı?

İslâm'ın ilk emri olan ilim / bilim, iyi şeyleri -yeni şeyleri öğrenme / öğretme yerine su-i emsal /kötü örnek davranışlarıyla, yazılarıyla-sözleriyle çevresini idlâl eder / yanlışa düşürür, karartır mı?

İbadeti, çalışması, îlmi-irfanı gereği "İyiliği emir, kötülükten men" göreviyle mükellef "Müslüman / insan", hiç ekranı, gazetesi, kumarı; alkol-fuhuş-uyuşturucu yuvalarıyla moralsizlik, sağlıksızlık, ahlaksızlık tellallığını meslek edinir mi?

Kur’anda ve Sünnet-i sahiha'da bütün bunlar var ve işte bunun için var... Kişinin ve toplumun sağlığı / düzen ve düzgünlüğü için var… Çevrenin madde ve mana kirlerinden arınması için var... "Namaz" bunun için, "Oruç" bunun için, "İba­det"ler ve kısaca "Din" bunun için var...

Hem "Namaz-oruç" ve ibadet, hem bunlar/bu kötülükler varsa bilelim ki, namaz da, oruç da, ibadet de, din de bu kötülüklerin önlenmesi için var... Din ve ibadet varsa, onlar yok, onlar varsa, din ve ibadet te yoktur. Niyet, gönül, beden-aza ve davranış bir bütündür. Gönülsüz din, niyetsiz ibadet boşa çabadır.

"Bu kadar cami, bu kadar müslüman var da, iyiler ve iyilikler niçin az, kötüler ve kötülükler niçin çok, ilim-irfan-ufuk niçin yok!. " Onlara kendini düşünme, kendini geliştirme imkân ve firsatı bıraktınız mı ki?!.

Din ve ibadet sadece dindara, ibadet edene değil, herkese lazımdır...