(Gel gör insana hizmet için kurulan ve yönetilen bütün oluşumlar, giderek ve yer-yer insana hizmet yerine, insanı gütmek için kullanılır olmuştur)
“Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım” anlamında ve kitaplarımızda “Hadis-i kutsi” olarak değerlendirilen bir hadis rivayeti var "Levlâ-levlâke, lemâ halaktû'l-Eflâk"... Hadis-i Kutsi, -malûm- mefhumu / anlamı C. Haktan olup da, Peygamberimiz Efendimizin ifade buyurdukları Kur'an ayetlerinden ve Hadislerinden farkı bu…
Acaba, -anlamı itibariyle- C. Hakka isnad edilen bu kutsi sözün muhatabı Hz. Resüllûllah'ın şahs-ı manevisinde "insan" cinsi olamaz mı?. Doğrusu muhaddislerin, müfessirlerin, kelâmcıların araştırmalarına değer.
Vahyin muhatabı da insan, kâinatın odağı da... "Allah yerleri ve gökleri size müsahhar kıldı" (İbrahim Suresi, 32-33) ayetinin anlamı bu değil midir? C. Hakkın yeryüzünde insanı kendisine "Halife" kılmasının (Bakara: 30) anlamı da -şüphesiz- bundan başkası değil…
Öyleyse ilâhî ve beşeri bütün sistemlerin hedefi, muhatabı insan... İlâhî hükümler insanın huzuru için konulmuş... Kâinat insan keşfetsin, işlesin mâmur etsin diye yaradılmış... Aile düzeninden başlayarak, insanoğlunun ulaştığı en büyük kurum olan "Devlet'e kadar bütün sosyal teşkilâtlar insana hizmet için… Vakıflar, kulüpler, dernekler… Hepsi...
Gel-gör, insana hizmet için kurulan ve yönetilen bu oluşumlar, giderek ve yer-yer insana hizmet yerine, insanı gütmek için kullanılır olmuştur. Sosyalizm ve çeşitleri Faşizm, Nasyonal Sosyalizm, Komünizm gibi Kollektivist sistemler ve servet biriktirmek adına her şeyi mubah sayan Kapitalizm ve onun günümüze kadar uzanan makyajlı uzantıları insanlık tarihinin "insana rağmen" işleyen kötü örnekleridir.
Eski ve yeni zamanların -isimleri farklı- bir kötü örneği de yanlış ya da doğru "Polis devleti", "Kanun devleti" diye işkillendirilen "Eli sopalı devlet" imajı... İnsana rağmen ve devlet için devlet... Bir başka tabirle ideolojik devlet…
Kapitalist ve kollektivist devlet örnekleri daha çok "sanayi" ülkelerinde yani "Batı"da çıkmışken, son örnekler daha çok "Doğu" ve bizim gibi "Doğu" mu, "Batı" mı ne olduğu belli olmayan bir trende gidip gelen istikrarsız ülkelerde görülür…
"Batı", eski tutkularından kurtulmuş görünüyor… Kanun devletinden, Hukuk devletine ve oradan "Hukukun üstünlüğü"ne; kollektivist ya da kapitalist tutkulardan-sosyal devlete ve oradan "Sosyal Siyaset" proje ve uygulamalarına geçen "Batı" şimdilerde "insan"ı öne alan bir siyaset ve idare anlayışının öncülüğünü ve bayraktarlığını yapıyor.
Bu konuda sabıkalı olan; insanı ya "Devlet" veya "Servet" için mahkûm eden; bu uğurda insan kanına giren "Batı" artık "insan" amaçlı bir anlayışa ulaşırken; geçmişte "insan" odaklı medeniyetler kuran "Doğu" nasıl oldu da bu çıkmaza girdi?
Halbuki "Sultan-Halife" ile bir Yahudi esnafı mahkeme önünde yargılama seviyesini biz temsil ediyorduk. Yani bu gün moda tabirle "Hukukun üstünlüğü" lafı ile ifade edilen; dili, dini, ırkı, siyasi ve bürokratik seviyesi, mal-mülk zenginliği, kol-kas gücü ne olursa olsun hak ve hakikatin en üstünlüğünü temsil eden biz idik... Fakir-güçsüz, muhtaç-aceze, mazlum-mağdur önce toplum ve milletin, sonra da "devlet"in himayesi, güvencesi ve sigortası altında idi. Şemsiyesi "Vakıf", "Ahilik" vb. gönüllü sosyal teşkilâtlanmalar olan mola taşları, sadaka taşları, sebiller, imaretler, şifahaneler, darülacezeler, darüş-şafakalar ve bir nice külliyeler bunun içindi… Bu, önce gönüllü ve "Toplum", sonunda ise "Devlet" himayesindeki "insan" merkezli güvence, giderek insanı taşmış, sahipsiz ve hasta hayvanlara, göçmen kuşlara, çevre sağlığına kadar uzanmıştı.
Şimdi "Doğu" da insanın bir kırbaçlık, bir kılıçlık hakkı var o kadar... Kılıcınızı kaldırdınız mı, boynu gider... Kırbacınızı salladınız mı dili de, kalemi de susar...
Bize gelince, elinizde kartelleşmiş gazeteniz, ekranınız varsa "Tüyü bitmedik yetimler"i; âmme hak ve hukukunu boş verin, ihaleler de sizindir, parti kurma-hükümet olma hakkı da... Devlet sizindir, siyaset sizindir, bürokrasi sizindir, düdüğü siz çalarsınız... Doğu, Ortadoğu, Uzakdoğu ülkeleri aşağı yukarı böyledir…
"Batı" mı? Şimdi o "Devletçilik" nerede, "Sosyal devlet'i de geride bıraktı, sosyal siyaset üretiyor… "Hukuk devleti" imajı bile eskidi "Bati" için, o "Hukukun üstünlüğü" diyor, "insan"ı; onun hukukunu öne çıkarıyor...
3'üncü binin, "Bilgi Çağı"nın teknolojik çılgınlığında aşkı, sevgisi tutkuları olan yani gönül taşıyan insanın huzurlu mutluluğunu nasıl sağlayacağının plânlarını, projelerini hazırlıyor "Batı"... "Bilgi Çağı" ile birlikle "BilgiToplumu"na hazırlanıyor... "İnsan" gücünün yerini ucuz hammaddeye dayalı kompitürler, disketler, elektronik iletişim metotları alınca "İnsan"ı ne ile meşgul ve mutlu kılacağının çalışmalarını yapıyor... Sarsılan "Aile", internet bağlantıları ile evlere taşınan okul (anfi, dersane) inter-aktif yönlendirmelere uyarlı işyerleri yerini alacak sosyal dengeleri şimdiden oluşturma peşinde…
Zira "Bilgi Çağı" ve "Bilgi Toplumu" -sanılanın aksine- makinayı değil, "insan"ı öne çıkaracak. Dün de, bugün de "Her şey insan için"...