(Müspet ilimler, bilim adamlarını kâinatı yoktan var eden bir yüce kudretin varlığı gerçeğine ulaştırmıştır)
İnsan vücudunun, tabiat olaylarının, hayvanlar ve bitkiler dünyasının, uçsuz bucaksız fezayı süsleyen yıldızlar âleminin işleyişi, küllî ve şaşmaz kanunlara dayanmaktadır.
"Sünnetüllah" denilen bu küllî ve şaşmaz nizam, ilimde "Determinizm" fikrini doğurmuştur.
Bu determinist gerçeklikte "Tesadüf"ün yeri yoktur. Kâinatta cereyan eden her olay bir nizam ve kanuna dayalı olarak meydana gelmektedir.
Kâinattaki bu değişmez düzen, bilim adamlarım "Kaos" hipotezinden "Kozmos" düşüncesine ulaştırmıştır. Kâinatta hiçbir şey plânsız, düzensiz, gayesiz değildir. Olaylara sistemsizlik değil, değişmez kanunlar hakimdir. Müspet ilimler ilerledikçe kâinatta şaşmaz ve küllî kanunlar ortaya çıkmış, bilim adamları bu değişmez kanunları programlayan küllî kudrete yönelmişlerdir.
Bir heykeltıraş, bir ressam sayısız varlıklara vücut ve şekil vermektedir. Bu görünmeyen el öyle bir sanattır ki, hiçbir ağaç, nebat, yaprak, çiçek birbirinin aynı değildir.
GÖRÜNMEYEN EL
Bir müzisyen, hayvanlar, böcekler ve kuşlar âleminde yaşayan sayısız canlıya, birbirinden farklı binbir ses ve müzikle konuşmayı, anlaşmayı öğretmektedir.
Bir kimyager sayısız meyve ve yiyeceğe biri diğerinden farklı binbir tat; sayısız nebat, gül ve çiçeğe birbirinden ayrı renk ve koku vermektedir.
Bir terbiyeci sayısız canlıya doğar doğmaz kendini savunmayı, hayatını sürdürmeyi öğretmektedir. Küçük bir amipten en mütekâmil varlık olan insana kadar bu değişmez kaide geçerlidir.
"Hayatı ve kâinatı değişmez kaidelerle idare eden bu heykeltıraş, ressam, müzisyen, kimyager, terbiyeci kimdir ?" sorusu, düşünen kafalarda her zaman sorulmuştur, sorulacaktır.
Maddenin en küçük parçası "atom"dur. Bir atomun çapı milimetrenin 10 milyonda biri kadardır. Atomlar "Proton" ve "Nötron"lardan oluşan "Çekirdek" ile, çekirdek etrafında daireler halinde sıralanan ve hareket halinde bulunan "Elektronlardan meydana gelir. Elektronun çapı, milimetrenin bir milyarda 4'ü kadardır. Her elektron, çekirdek etrafında saniyede 50 bin kilometre hızla döner. Çekirdek atomdan 10 bin, elektron 100 bin defa daha küçüktür. İçi hava dolu bir yüksükte 25 milyar kere milyon atom mevcuttur.
İnsan aklının kolay kavrayamayacağı bu oluşlar ilâhi bir kanunun değişmez sonucudur. Bu sayısız ölçü ve oluşlar değiştirildiği veya ters çevrildiği takdirde dünyanın yaşanmaz, güneşin ışık vermez, hayatın devam etmez hale geleceği bilim adamlarınca ifade edilmiştir.
TESADÜF OLAMAZ
Müspet ilimler, bilim adamlarını kâinatı var eden bir yüce kudretin var olduğu gerçeğine ulaştırmıştır. Buna dair bazı örnekler şunlardır: "Kâinatta meydana gelen vakıaları tesadüfün eline bırakmak, aklın kabul edebileceği bir şey değildir (Sokrat)". "Güneş manzumesinde bulunan gök cisimlerini yerleştiren, kesafetini, buutlarını, vaz’eden, onları idare eden, gezegenlerin güneş etrafında dönüş seyrini düzenleyen, gezegenler etrafında dönen uyduları uygun şekilde yürüten kudreti tesadüfle izah etmek aklen imkânsızdır (Lalace)". "Kâinatta meydana gelen hadiseleri idrak üstü mutlak bir kudretin tezahürüne bağlamak mecburiyetindeyiz (Spencer)". "Göklere bakıp, varlıkların azametini müşahede edip de Allah'a inanmayanlara hayret ediyorum (Abraham Lincoln)". "Kâinattaki esrar ve hayreti, nizam ve dikkati, bu nizamın azametini düşündükçe, bir yaratıcının varlığını düşünmek mecburiyetindeyiz. Kâinata dikkatle bakıp araştırınız. Mukaddes kitapların dediklerine göz atınız. Hayatın seyrini inceleyiniz. Mutlaka derin bir sırrın, ince bir muammanın var olduğunu göreceksiniz. Bunların yokluktan kendi kendine var olacağını söylemek imkânsızdır (Dr. A.J. Cronin)". "Ben laboratuarımda, öldükten sonra dirilmenin hakikatini ispata çalışıyor değilim. Fakat her gün o kadar hayret verici şeylerle karşılaşıyorum ki, bunları var eden kuvvetin karşısında hürmetten boynumu eğmek zorunda kalıyorum (Cutton)". Bütün bu örnekler insanı aynı sonuca götürüyor: Kâinatın işleyişi, Allah'ın varlığına delildir.