Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
YARIN BAYRAM - 7 Ocak 2000

Bayramlar, cuma ve kandiller gibi, mü'minlerin muhasebe günleridir. Yarın bayram... Bayramla bayram­laşmaya hazır mıyız? "Bayram", şüphesiz bayram yapmasını bilenlerindir. Bir kıymet­li taşı, kadir bilmez bir çocuk, "sek-sek" oy­namaktan başka ne yapar?. Biz kanatlarımı­zı nereye kadar çırparsak, kanatlarımız bizi oraya kadar taşıyabilir. Ne biraz az, ne biraz çok…

Her milletin bayramları vardır. Millî bay­ramlarımız millî heyecanlarımız; dinî bay­ramlarımız dinî vecdimizdir. Millî ve dinî bayramların, millî geleneklerimizdeki yeri, bu vecd ve heyecandandır.

Ramazan Bayramı'nda mü'min, savaş meydanından zafer düzlüğüne çıkar. Bu za­fer, bir ay süren iman-nefis kavgasında, iman ve iradenin nefse galibiyetidir.

Ramazan Bayramı, ramazan'ın bayramlaşmasıdır. Orucun ramazanlaşması, rama­zan'ın bayramlaşması, mü'mine vergi mü­kâfatlardır. Oruç olmasa ramazan, ramazan olmasa bayram, bu ikisi de olmasa, mü'mi­nin bayram sevinci olmazdı. Ramazan da, bayram da, oruç da mü'minin bu ilâhî arma­ğana ermesi içindir.

Bayramı, bayram sevinci ile kapı-kapı dolaşan çocuklara sorunuz. Bayram-bayram açan bu çiçek gönüllerdir ki, her gün çalma­dığı kapıları, içten bir cür'etle çalar, buket-buket güler yüz toplar. Yıllar ve on yıllar sonra, subay olan, hakim olan, hekim olan şu ya da bu seviyede yönetici olan bu çocuk kalpte, "din" diye, "gelenek" diye kalan, iş­te bu bayram kucaklaşması, bayram kaynaşmasıdır.

BAYRAM DİNİ BİR MÜESSESEDİR

Bayramı, ramazan davulu çalanlara, rama­zan pidesi satanlara sorunuz. Davulcudan esnafa, esnaf ve tüccardan her türlü yayın vasıtalarına kadar âdeta "din "demek, "bay­ram" demektir. Dinî günlerimiz içerisinde bayram, böylesine canlı, böylesine diri bir müessesedir.

Bayram, mü'minin hasadıdır. Bir aylık ibadet ve hazırlanıştan sonra, oturduğu ziyafet sofrasıdır. Perhizini açtığı, yorulmalarının karşılığını aldığı mükâfat günüdür. Cenâb-ı Hakk'ın -Hadîs-i Kutsî'de- "-Bu adam, benim rızam için bir ay yemeden içme­den feragat etti. Ben de onu, yaptıklarına karşılık affettim!" müjdesini verdiği gündür.

Bayram mü'minin Allah'a bağlılığı bayraklaştırdığı ubudiyet / kulluk hamlesidir. Kul kudretinin ulaşabileceği son takdir yücelişidir.

Bayram, kullukta bütünleşme; bütünleş­mede büyüme; "Bir"leşmede tırmanmadır. Sabahın alacakaranlığında 7'den 70'e Al­lah'ın huzuruna koşmanın; huzurullaha var­dıktan sonra uzak-yakın demeden bayram­laşmanın; bir yılın tortularını orada bırakıp, bayramın mânâ deryasında aklaşmanın mânâsı budur.

Bayram, kardeşlikte buluşmadır... Bayram, kullukta yarışmadır... Bayram, sevinçte yü­celmedir... Bayram, nefisten uzaklaşma, Al­lah'a yaklaşmadır…

Bayram kin, intikam, düşmanlık, gaflet ve atalet şeytanına gem vurma; onu teslim al­madır.

BAYRAMA BAYRAMLA YALDAŞILMALI

Bayramı yaşamak için bayrama koşmalıdır. Bayrama koşmak için bayrama bayram­ca yaklaşmalıdır. Bayrama yaklaşmak için, bayrama alışmalıdır. Bayrama bayram ola­rak bakmalı, bayrama bayram olarak atılma­lı, bayrama bayram olarak katılmalıdır.

Kul olmasa kulluk, kulluk olmasa bayram olmazdı. O halde, kul bayrama sebep, bay­ram kula ilâhî bir vergi, bir kutsal hediyedir. Allah'ın ne oruca, ne de bayrama ihtiyacı vardır. Oruç da bizim, bayram da bizimdir.

Yola "oruç" adresi ile çıkan, bayramla bu­luşur. Oruçla barışık olan, sonunda bayrama kavuşur. Bayramın kucağı o kadar geniştir ki, oruçlu olanı da, oruçsuz olanı da kucak­lar. Bayramı bayramlaştıran mânâ da budur.

Cumaların, kandillerin, bayramların mü'minin hayatına büyük yeri vardır. Mü'min bu "gün" ve "gece"lerle hayatın bi­teviyeliğinden kurtulur, Allah'a yaklaşmak üzere cumalaşır, kandilleşir, bayramlaşır. Dünya bu "gün" ve "gece"lerle dünya ol­maktan çıkar, cennetleşir...

Yeni yılın, yeni yüz ve bin yılın bu ilk bayramını kendimize ait sebeplerle buruk, ama yine de bayramın ümit derinliğinde ku­caklayacağız.

Cenab-ı Hak yeni yıl ve yüzyılları daha bereketli kılsın… Amin...