Morris Duverger partileri ikiye ayırır: “Kadro” partisi, “Kitle” partisi..
“Kadro partisi” elit kesime dayanır ve elit kadrolara hitabeder..Elindeki diplomadan başka dayanağı olmayan lafazanlara..Mürekkep yalamış çağdaş sofistlere..Yaldızlı haberler peşindeki yazar-çizer takımına..Adını her nasılsa birtakım unvan ve yıldızlarla süslemiş seçkincilere..Kendi özgün projelerini öne çıkaracaklarına, rakiplerini eleştirmek ve karalamak bu tür siyasi partilerin alamet-i farikalarıdır..Yani mümeyyiz vasıfları.. Newman, bu tür partiler için “Temsil” partileri der..
Millet ve değerleri onlar için kıymet-i harbiyesi bulunmayan kamburlardır..
“Kitle partisi” toplumun bütün kesimlerine, milletin tamamına hitabeder..Sınıf, meslek, etnisite, inanç, bölge-yöre ayrımı yapmaksızın milletin tamamına..Milletin ortak değer hükümleri; toplum kesimlerinin ümitleri, istek ve arzuları kitle partilerinin saygı listelerinin demirbaşlarıdır..
CHP’nin, bu ayırımda hangi kategoriye girdiği siyasetbilimcilerin bileceği iştir..Ancak, Ankara Hukuk Fakültesi’de “Politikaya Giriş”ini ders kitabı olarak okuduğumuz Morris Duverger’i hatırlayınca, bu partinin hatırlayabildiğim asparagaslıklarını yazma ihtiyacı duydum..
VARAN: 1
Yıl 1956: Adana İmam-Hatip Okulu’na yazıldığım yıl..Anamur’un bir ücra köyünden, Türkiye’nin 4’üncü büyük kenti bu şehre geldiğimde, kendimi daha önce hiç duymadığım tartışmaların içinde buldum..Halk Partisi-Demokrat Parti; İsmet İnönü-Adnan Menderes; iktidar-muhalefet...biteviye seçim tartışmaları..Alışveriş ettiğimiz kırtasiye’de, yemek yediğimiz lokantada, traş olduğumuz berberde, caddede-sokakta.. Üstelik CHP Genel Sektreteri Kasım GÜLEK de Adana’lı..Okulumuz şehrin göbeğinde ve Kasım GÜLEK’i araba konvoyu eşliğinde caddelerden geçerken sık-sık görüyoruz..Meğer 1957 seçimleri arafesindeymişiz..
..ve CHP Genel Sekreteri’nin şehrinde bizi de saran ve öfkelendiren bir haber:Demokrat Parti iktidarı, CHP’nin kalesi Adana’ya bir çimento fabrikası kuracakmış..Bunu da CHP’nin kalesini yıkmak için yapıyormuş..Üstelik, çimentonun hammaddesi, taa Antalya’dan gemilerle Mersin limanına; oradan kamyonlarla Adana’da kurulacak fabrikaya taşınacakmış..Ne uğruna, Adana’daki CHP oylarını çalmak uğruna..Haber, İmam-Hatip okulu öğrencileri arasında çalkalanıyor ve tabii ki iktidarın bu siyasi cingözlüğünü ( ! ) genç ve frapan aklımızla yadırgıyor ve eleştiriyoruz..
Taa ki, bir okul gezimizde çıplak ama silsile halindeki görkemli tepelerin önüne kurulmuş çimento fabrikasını ziyaret edip-yakından görünceye kadar..
VARAN: 2
CHP’nin ikinci asparagas yaygarasıyla 28 Nisan öğrenci hareketleri dolayısıyla müşerref ( ! ) olduk.. Hani sonunda 27 Mayıs 1960 utanç darbesini getiren öğrenci olayları..Aman Allah, yüzlerce -yoksa binlerce mi- öğrenci kıyma makinalarında kıyılmış; bir o kadarı asfaltların altına gömülmüş; Demokrat Parti iktidarı subayların apoletlerini sökecek ve orduyu astsubaylarla idare edecekmiş vesaire..
Bu yalanlar ne uğruna mı?. Duverger’in de, Newman’ın da toprakları bol olsun; “Kendi projeleri” olmayınca, rakip partiyi “Karalama” ve “Yıpratma” uğruna!.Şu milletin kaderi üzerine bağdaş kurup oturan seçkinci elitlerin gücüne bakın ki, sandıktan cevap alamayınca bu defa silahla sonuç aldılar..Helal ( ! ) olsun!..
VARAN: 3
1960 askeri darbesi olmuş; DP iktidarı Yassıada zindanlarına tıkılıp, Başbakanı ile iki bakanı ipe çekilmiş; CHP Genel Başkanı İsmet İnönü 1961 yılında Başbakan yapılmıştır..”Yapılmıştır” diyoruz, bunun anlamını o günleri yaşayanlar bilirler..Sadece bir hatırlatma: İhtilal lideri Orgeneral Cemal GÜRSEL, İsmet Paşa’nın Başbakan yapılması için asker-sivil seçkinciler tarafından o kadar baskı altına alınmış ki; “-İhtiyar, hükümet başkanı olmak için gerdeğe girecek damat gibi hırs ve heyecan gösteriyor” demek durumunda kalmıştı..
Millet İsmet Paşa’ya birkaç yıl dayanabildi ve1965 yılında %52 oyla Adalet Partisi’ni iktidara getirdi..Süleyman DEMİREL “İlk” defa Başbakan oldu..Menderes iktidarında 1954 yılında “Barajlar Dairesi Başkanlığı”na; hemen ertesi yıl 1955’de DSİ (Devlet Su İşleri) Genel Müdürlüğü’ne getirilen Demirel’in rüyası “Baraj”lardan başlayarak, ülkeyi yeşertmek ve imar etmektir..
Tahmin edeceğiniz gibi bizim CHP muhalefetinin asparagas haberleri tekrar ortalıkta uçuşmaya başladı: “Barajlar Kralı” Demirel’in, iktidardaki ilk atağı “Keban Barajı” yapılacak..
“-CHP Keban Barajına da mı karşı çıktı?” diyeceksiniz..Hem de Genel Başkanlarının ağzından..İsmet Paşa’nın Türkiye radyolarındaki o boğuk, o bulanık, o seyrek sesini bugün gibi hatırlıyorum: “-Naapacak bunlar o kadar ceryanı?.Toprağa mı verecekler?!...”
Yeni bir askeri darbe hazırlığı mı diye bana sormayın..”Hulk” değişir mi?.
VARAN: 4
Yıl 1970: Bülend Ecevit hayrettir, koca İsmet Paşa’yı devirmiş ve CHP’ye Genel Başkan olmuştur..Süleyman DEMİREL ise Başbakan olarak Fırat’ı dizginleyen Keban’dan sonra İstanbul Boğazı üzerine bir köprü yapmanın rüyalarını görmektedir: “1’inci BoğaziçiKöprüsü”..
“-CHP, Boğaziçi Köprüsü’ne de karşı çıkacak değil ya!.”dediğinizi duyar gibiyim..Hem de bu defa yeni Genel Başkan; yeni ümit; Karaoğlan Bülend Ecevit’in ağzından:
“-Bu köprüden zenginler ve burjuva çocukları geçecek...” İster inanın, ister inanmayın..Vallahi de, billahi de..
Sonradan 2’ncisi de yapıldı..Şimdi ise 3’üncüsü yapılıyor..Hem de deniz altından..Kimler, kime rağmen yaptılar ve yapıyorlar???!!!.
BUGÜNE GELİRSEK
Artık kronik “Başörtüsü” yasakçılığından; bütünleşme projelerine karşı sofistik mügalatalardan; “Yüksek yargı” düzenlemelerine yöneltilen gulgulelerden sözetmeyeceğim..
İktidarın her yaptığına Makyavelist bir iştiha ile karşı çıkışların sergilendiği günümüz manzarasını siz de seyrediyorsunuz..Malum’u ilam ya da bilineni tekrar etmemek için bugünkü asparagaslıkları da size bırakıyorum..
Zira, bu kadarını yaşlı ve yorgun kalbim kaldırmıyor..Sadece şunu söyleyeceğim: “Siyasetbilim”dersi okullarımızda yaygınlaştırılmalı ve siyaset yapan birilerine; Yusuf Has Hacib’in “Kutadgubilig”i; Farabi’nin “Es-Siyasetü’l-Medeniyye”si + “El-Medinetü’l-Fazıla”sı + “Füsulü’l-Medeni”si tavsiye edilmeli!.
Bunlar onlara “Ağır” ve “Zül” gelecekse –ki zül gelir- hiç olmazsa Morris Duverger’i ve Newman’ı okumalılar..Aktör, senarist ve müzikçi Newman’ları değil, fikir adamı Newman’ı..