“Mevlid” geleneği ve “Mevlid Kandili” kutlamaları bize mahsus güzellikler..Süleyman Çelebi’ye de, mü’min milletimize de sonsuz rahmet ve dua..
Milletimizin, Peygamberimiz Efendimize olan farklı sevgi ve bağlılığı nereden geliyor?.İşte özet cevabı:
-Müslüman milletler içerisinde niçin sadece bizde “Mevlid” geleneği ve gerçeği var?.Süleyman Çelebi’nin o halisane deyişleri nasıl olmuş da bütün Türk kavim ve topluluklarını sarmış ve ortaya bu mevlid okumaları çıkmış?.Meclislerde, evlerde, konaklarda..Ölümlerde, doğumlarda, sene-i devriyelerde?.
-Sünnet namazlara olan dikkat ve ihtimam bizde, diğer İslam topluluklarından farklı..Peygamberimiz Efendimizin ilahi emirleri tebellüğ için Hz. Cebrail ile buluştuğu mükerrem Mekke’de ve münevver Medine’de –hem de müslümanlık adına- Hz. Resulüllah’ın sünnet-i seniyyesine ilan-ı harp edilmesindeki hikmet nedir dersiniz?.Sakın “Millet-i necibe”mizin, O’nun kutlu mirası üzerine haksız olarak oturmuş bedevilerden farkını belli etmek için olmasın?.
-Osmanlıca’dan sonra Türkiye Türkçesinde de devam eden güçlü bir “Naat” geleneğimiz mevcut..Hayrettir ne Arabca’da, ne de Farsça veya başka bir dilde bu zenginliğin emsali yok..Peygamber muhabbeti üzerine inşa edilmiş bir bağlılık ve sevgi seli..
“Naat”, Peygamberimiz efendimize yazılmış övgü şiirleridir..İlk örneği de, devr-i saadette Kaab bin Züheyr’in yazdığı kasidedir..Hassan bin Sabit de, daha sağlığında Hz. Peygambere övgü şiirleri yazmıştır..
Bu geleneği eşsiz örneklerle sürdüren ise milletimiz olmuştur..”Fuzuli”nin naatı, bugün de dillerde dolaşan bir canlılığa sahiptir..Ünlü ”Bayrak” şairi Arif Nihat Asya’nın naatı ise, milli ve dini hissiyatımızın ayrılmazlığını ifade eden bir şaheserdir:
Gel ey Muhammed, bahardır;
Dudaklar ardında saklı “Amin”lerimiz vardır
Hac’tan döner gibi gel, Mirac’tan iner gibi gel!.
Bekliyoruz yıllardır...
Naat geleneğimizin yaşayan şairi Nurullah Genç’tir..Hem de bir akademisyen olan bu vatan evladı, milletimizin kök değerlerinden koparılamayacağının canlı bir şahidi olarak aramızda dolaşmaktadır..Kaçımız farkındayız bilemiyorum..Bakınız şu yakınma ve ilticaya:
Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran; sana ram olanlara
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü..
Bu iki naatı “Türkçe”nin san’at ve ifade gücüne dahası, milletimizin bugün de en doruk duygularda yaşatılan Peygamber muhabbetine, tutkusuna; aşk ve hasretine bir örnek olarak başucunuzda bulundurun ve imkan buldukça onlarla imanınızı tazeleyin derim.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Kutlu Doğum” etkinlikleri Peygamberimiz efendimize olan millet sevgimizin, aynı zamanda bir resmi tescili olmuştur..Camiler, okullar, salonlar...bu hafta dolayısıyla Peygamber sevgisi, coşkusu, hasreti ile dolup-taşıyor..Bu coşkuyu; hasret ve tutkuyu paylaşabilenlere ne mutlu!.
BİR SORU:
“Bütün bu duyguların ve millet efkarını saran bu coşkuların asıl gerekçesi nedir?.”Asıl soru budur, cevabı ise şöyledir:
Peygamberimiz efendimiz insanlık için bir “Model”dir..
Hangi insanlık mı:
-Devlet kuranlar, onu yönetenler..Kanun yapanlar, onu uygulayanlar..Savaşa ve sulha karar verenler..Milletin emanetini omuzlarında taşıyanlar..
-Aile oluşturanlar, onun bireyleri; anne-baba, çocuklar..
-Ticaret yapanlar, onun tarafları; alıcılar ve satıcılar..Alırken de, verirken de elinde mizan tutanlar; tutması gerekenler..”Ne aldatan, ne aldatılan olunuz” tavsiyesinin muhatapları..
-Çalıştıranlar, çalışanlar..”Amir” yani devlet ve millet adına emir verenler; “Memur”yani devlet ve milletin işlerini –yarın hesap vereceğini bilerek- yürütenler..İşveren ve çalışan..
-Mesleği “Öğretmek” olanlar yani öğretmenler, üniversite hocaları, bilcümle muallimler..Milletin mihrabına geçenler; müftüsü, vaizi imamı ile şanlı maneviyat ordusu..
-Meşrebi “İnsan” olanlar..Arz’ı-seması; gökleri-yerleriyle kainata “Efendi” kılınanlar..Başkalarının haklarını teslim etmede ve kendi haklarına sahip çıkmada Peygamberi bir hassasiyetin ve celadetinsahibi olması gerekenler..
Hz. Peygamberi örnek ve model alacaklar..
O, son inşa edicidir ve başka bir onarıcı gelmeyecektir..Milletimiz O’nu bunun için sevgi basamaklarının en doruğunda tutmakta; milletimizin diğer müslüman milletlerden “Fark”ı işte bu “Sadakat” ve bağlılıkta yatmaktadır..