Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
RAMAZAN’I ANLAMAK - 24 Mayıs 1985

(Oruç dünyevi faydaları için değil, Allah rızası için tutulur. Fakat her farzda olduğu gibi, oruçta da içtimai hikmetler vardır. Bu hikmetler bilinirse, oruç ibadetinin manevi hazzına daha çok ve daha çabuk ulaşılır.)

Müslüman-Türk milleti "İslâm"ı anlayış ve yaşayışı, diğer Müslüman milletlerden daha değişiktir. Sünnet ve nafile namazlara gösterilen ihtimam; diğer milletlerde görülmeyen "mevlid" geleneği; en güzel örneğini Osman Gazi'nin bi­linen davranışında bulan "Kur’ân"a saygı, kandil­lerin kutlanışı; düğün ve ni­kah törenlerindeki dini-milli motifler, Müslüman-Türk milletinin İslâmiyetin te­mel esaslarına ters düşme­yen gelenekleridir. Bu "İslami-millî" gelenekleriyle mil­letimiz, dinî yaşayışa, diğer Müslüman milletlerin hayat­larında bulunmayan bir renk, bir bedii zevk katmıştır. Bugün ancak kalıntılarını görebildiğimiz hatim cemi­yetleri; musiki meclisleri, mevlid törenleri, İslâmi ya­şayışa bir san'at zevki kat­mıştır. Ecdadımız bu ilâhî san'at zevki ile yetişmiş, ço­cuklarını bu inceliklerle ter­biye etmişlerdir.

Milletimizin Ramazan ya­şayışı, bu ananevi milli motiflere uygundur. Sahur davulu; ilahi-koro ve va'zlarla tezyin edilen teravihler; if­tar ziyafetleri; ışıklı mahya­lar, Ramazan'a mahsus sof­ralar, meclisler, bu millî-bediî zevkin mahsulüdürler.

Ülkemiz Ramazan'a bu yıl da eski Ramazan gelenekle­rini yaşatma arzusu ile gir­miştir. Ramazanın başlama­sı dolayısıyla televizyon ve radyolar yeni programlar ha­zırlamışlar; belediyeler yeni fiyat tesbitleri yapmışlar; çe­şitli kişi ve kurumlar halkı­mıza Ramazan imsakiyeleri, Ramazan ve bayram tebrik­leri dağıtmışlar; gazeteler Ramazan sayfaları hazırlamışlar, yurdun her yanına ve yurt dışına irşat-tebliğ he­yetleri gönderilmiştir.

Ramazan'ı karşılarken gö­rülen bu yenilikler görünürde ve yüzeyde kalmamalıdır.

Ramazan'ı anlamak, oru­cun farz oluşunun hikmetle­rini bilmeye; bu espriye eğil­meye; onu yaşamaya bağlı­dır.

Ramazan'ın mânâsı, espri­si, mevzuu demek olan "oruç"un, kötülüklerin ön­lenmesi; içtimai dayanışma ve yardımlaşmanın artması, tutumluluk telkinlerinin fii­len yaşanması; oruçlunun sıhhat kazanması gibi dün­yevî faydaları vardır.

Oruç, bu dünyevî faydalar için değil, Allah rızası için tu­tulur. Fakat her "farz"da ol­duğu gibi, oruç farzında da bu içtimaî hikmetler var.

Şüphesiz bizim bilmediğimiz başka hikmetler de mevcut. Bu hikmetler bilinirse, oruç ibadetinin manevî hazzına daha çok, daha çabuk ulaşı­lır.

SOSYAL FAYDA

Ramazan ayında, suç işleyenlerin ve kötülüklerin sayısında azalma görüldüğü söylenir. Geçmiş yıllarda bu konuda istatistikler de yapıl­mış. Böyle bir istatistik bu yıl da yapılacak mı bilmiyo­rum. Yapılmalıdır, yapılma­lıdır ki, son yıllarda, son çey­rek ve yarım yüzyıllarda gevşeyen içtimai disiplini na­sıl sağlayacağımız üzerinde düşünürken, din alternatifini kaybetmeyelim, ondan faydalanalım...

Cemiyet hayatı insafsız bir pazar yerine dönmüş... Her şey, her içtimai bağ, kıymet hükmü, yerinden hunharca koparılmış. Piyasada ahlâk kalmamış, fiyatlar çıldır­mış... Alıcı-satıcı-pazarcı... Hiç kimse hakkına razı değil. "İtimat" denilen değer hük­mü, yerini itimatsızlık ve şüpheye terketmiş... Nefsi fedakarlık, feragat, nerde, herkes kendine yontar; biraz daha fazla pay almanın peşine düşer olmuş. Komşu hak­kı, kul hakkı, kardeş hakkı, ana-baba hakkı, sanki gök­yüzüne uçmuş...

Böyle bir cemiyette içtimai ahlakı nasıl sağlar, iç­timai müesseseleri yerli yeri­ne nasıl oturturuz? Ramazan ayında suçlarda, kötülükler­de görülen bu azalmanın se­bebi nedir? Bu konuda hazır­lanmış polis raporları neyi ifade ediyor?

Her "hadis" her "âyet" hikmetlidir de, bu konuda mevcut çok sayıda âyet ve hadisten birerini yeri gelmiş­ken düşünmekte, tahlil etmekte fayda görüyorum.

Önce hadis!.. Buhari ve Müslim, sıhhati üzerinde it­tifak etmişler. Hadis şöyle:

"Bir kimse hem oruç tutar, hem yalan söyler, bu yalan ve kötülüklerle amel etmeye devam ederse, oruç tutuyo­rum zannıyla boşuna aç ve susuz kalmasın! Zira Allah'­ın, kötülüklerden kaçınma­yan bu adamın aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur."

"Ankebût Sûresi"nin 45'inci âyetinde ise "Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar" buyuruluyor.

Ramazan ayı namaz ve orucun biraraya geldiği; mü­’minlerin namaz ve oruçla be­raber oldukları bir ay... İşte Ramazan ayında suç ve kö­tülüklerin azalmasının sebe­bi, hikmeti!..

Oruç, namaz ve diğer iba­detler insana bir iç disipli­ni, ruh disiplini kazandırı­yor... Her suçun, her suçlu­nun arkasına bir polis koştu­racağımıza, insanlarımıza ailede, okulda bu iç disipli­nini, ruh terbiyesini kazan­dırsak olmaz mı? Radyoda, televizyonda, basında bu ter­biyeyi, bu seviyeyi takviye ve tahkim etsek nice olur?.,

Bari şimdi -çok geç de olsa-bu disiplinden faydalansak diyorum... Bu tedbire teves­sül etsek var ya, piyasayı da­ha çabuk zabt-u-rabt altına al­makla; suçları suçluları azaltmakla kalmayız... İçti­maî dayanışma ve yakınlaş­mamız da artar. Tutumluluk telkinlerini fiilen yaşarız. Daha canlı, daha zinde, daha tutkun, daha güçlü bir içti­mai hayata ulaşırız.

Namazı, orucu, Ramazan'ı anlamak, işte bu demek!.