Ahmed Cevdet Paşa... Osmanlı devlet adamı. Tarihçi, hukukçu, edebiyatçı. Mecelle’nin ünlü yazarı. Bugün Bulgaristan sınırlan içerisinde kalmış bulunan Lofça'da 1822 yılında doğdu. Babası Lofça İdare Kurulu üyesi İsmail Ağa.
İlköğrenimini Lofça Müftüsü Hafız Ömer Efendi'den yaptı. 17 yaşında İstanbul'a gelerek medrese öğrenimine başladı. Farsça, Fransızca, matematik, felsefe, kozmografya, tabiî ilimler öğrendi. Murad Molla Tekkesi'ne devam etti. Burada devrin şair ve bilginleriyle tanıştı. Müderris oldu.
Sadrazam Mustafa Reşit Paşa, bu çalışkan, sebatkâr, keskin zekâlı genç istidadı fark ve himaye etti. O kadar ki, konağında kendisine ayrı bir bölüm ve hizmetkârlar ayırdı. İşte istikbalin dünya çapından mütefekkir-yazarı; ünlü Mecelle yazarı Ahmed Cevdet Paşa, himayeye mazhar bu genç istidattan doğdu.
İlmiye sınıfında hızla ilerledi. Kısa bir süre kadılık yaptıktan sonra, kazaskerlik rütbesine yükseldi. 1850'de Maarif Meclisi azalığına, bilahare Dârülmuallimîn Müdürlüğü'ne tayin olundu. Bir yıl sonra ise, o devrin akademisi demek olan "Encümen-i Daniş" üyeliğine getirildi. Meşhur Fuad Paşa ile Mısır'ı teftişe gitti. Bir ara şeyhülislâm olması düşünüldü. Birbirine denk rütbelerden olan kazaskerlik rütbesinde iken vezirlik rütbesini de ihraz etti. Askerî rütbede bu payelerin eşiti "Müşir" (Mareşal)likti. Ahmed Cevdet Efendi böylece, sarık ve cübbeyi çıkararak Ahmed Cevdet Paşa oldu.
Ahmed Cevdet Paşa, akıl almaz bir çalışma enerjisine sahipti. Bütün bu resmî ve idarî görevler, onu tahrir ve tetebbûdan alıkoymadı. O devirde çok önem verilen "Kavaid-i Osmaniye"yi yazdı. 1853 yılında ise "Tarih-i Cevdet"in ilk 3 cildini bitirerek padişaha sundu.
Üç yıl süre vezir rütbesiyle Halep Valiliği yaptı. 1868'de merkeze alınarak, "Divan-ı Ahkâm-ı Adliye" ve "Cemiyet-i İlmiye" reisliklerine getirildi. Kısa sürelerle Burca ve Maraş valiliklerinde de bulundu ise de, tekrar İstanbul'a çağırıldı.
5 defa adliye, 3 defa maarif, 2 defa evkaf, birer defa dahiliye, ticaret ve ziraat vezirliği yaptı. Bir ara da Şûra-yı Devlet (Danıştay) reisliğinde bulundu.
Adliye Nazırı olduğu 10 yıl içerisinde Osmanlı imparatorluğu'nun adliye müessesesini eskiden kopmadan modernleştirdi. Maarif teşkilâtında köklü değişiklikler yapmayı başardı, Sibyan okullarının düzenlenmesi, rüştiye ve idadilerde okutulacak derslerin tanzimi, bu derslere ait kitapların hazırlanması, onun kısa maarif nazırlığının meyveleri oldu. 1880'de ilk hukuk mektebini açtı. Bu mektepte hukuk muhakemeleri usûlü, belagat-ı Osmaniye ve hitabet dersleri okuttu.
Bütün bu devlet işleri yanında, ilim adamlığı sıfatını hiçbir zaman bırakmadı. Hattâ mesaisinin ağırlığını ilmî çalışmalara ayırdı. Çalışma enerjisi, başladığı işi bitirme azmi, metotlu inceleme, mantık ve kompozisyon kabiliyeti, onu idarede önemli ıslahat ve reformların; ilmiyede ise dev eserlerin sahibi yaptı.
Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, Ahmed Cevdet'in hukuk dehasının şaheseridir. Mecelle'sinin her maddesinde onun mantığı, üslûbu, isabetli muhakemesi okunur. 1926 yılına kadar Medeni Kanun olarak Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye'sinde uygulanmıştır. Bazı İslâm ülkelerinde bugün de uygulanmaktadır.
12 cilt tutan "Tarih-i Cevdet" günümüzde önemli bir tarih kaynağıdır.
"Tezakir" ve "Maruzat", Tanzimat Türkiye'sine ışık tutan ehemmiyetli eserlerdir.
"Kısas-ı Enbiya", umumî peygamberler ve İslâm tarihi sahalarında üzerine henüz yenileri konulamamış, yegâne kaynak ve kalıcı bir eserdir. Güzel üslûbu, sağlam ifadeleri ile Türk çocukları İslâm tarihini nesiller boyu, 4 büyük cilt tutan bu kitaptan okumuşlardır.
Ahmed Cevdet Paşa, 19'uncu yüzyıl Türkiye'sinin yetiştirdiği en büyük ilim adamlarımızdan biridir, imparatorluğun en sıkıntılı zamanlarında, bütün mesaisini, akimi, tecrübelerini, bozgun geciktirilmesi istikametinde harcamış, 73 yaşında bu dünyadan göçmüştür. Allah'ın rahmeti O'nunla olsun...