Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
ANKARA’DA MÜSLÜMAN TÜRK VARLIĞI - 30 Ağustos 1985

Değerli hatip, yazar, din ve gönül adamı Tah­sin YAPRAK, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'ya yaptığı 3 aylık seyahatten döndü. Gözü ve gönlü açık dost insan Amerika Birleşik Devletleri'nin New York, Detroit, Toledo, New Jersey, Washington, Philadelphia; Kanada'nın Niagara ve Toronto şehirlerinde bulunmuş. Oralarda, sadece Türkiye'den giden­lerle değil, 1917 Komünist ihtilâli, 2. Dünya Harbi ve başka sebeplerle Sovyet ve Çin Türkistanı'ndan, Ural ve Altaylar'dan, Kazan ve Kafkasya'dan, Karaçay ve Kı­rım'dan yeni kıt'aya giden Turkler'le görüş­müş, kaynaşmış, dert­lerini dinlemiş, isteklerini tesbit etmiş... Diyanet İşleri Başkanlığı'nca değerlendirilmek üzere bir "ön-rapor" verdi. Daha genişini bilâhare takdim edeceğini de ilâve etti.

Raporu dikkatlice in­celedim. Biz Türk insanı, olaylara yön vermek yeri­ne, hadiseleri hep gerilerden takip ederiz. Ame­rika için de öyle olmuş.

Bu kıt'ada 1 milyon Türk yaşıyor. Sadece New York ve çevresinde, 50-60 bin Türk. Kanada'da mev­cut soydaşlarımız bile 100 bine ulaşmış... İnsan her yerde insan. Bunların da elbet din ve ibadet ihti­yaçları var. Avustral­ya'nın tamamında, New York'taki kadar vatan­daşımız varken, oraya bir­den çok resmi din görev­lisi göndermişiz de, Ame­rika Birleşik Devletleri'nde mevcut 1 milyon din­daş ve soydaşımıza bir kişi olsun din görevlisi yollamamışız...

"Türk'ün aklı sonradan gelir" diye bir halk deyi­mi var. Nereye kadar doğ­ru veya yanlış bilmem. Bari şimdiden aklımız başımıza gelse de, hürri­yetlerin makûl şuurlarım çoktan aştığı, her türlü uyuşturucunun ortalıkta cirit attığı, maddi refahın, manevî sefaletlere yolaçtığı, manevî istinat ara­yan insanların yalana peygamberlere sığınır hâle geldiği yeni dünya­daki soydaşlarımıza elimi­zi uzatsak.

KAYIP NESİLLER

Sayın Yaprak bizi ikaz ediyor. "-İslâm bina­sının temelini kıt’alararası bir genişlik üze­rine oturtmaya mecbur­sunuz" diyor... "-Kıt'a kıt'a dolaşan ve insanlık yararına çalışan ilim-iman-irfan ordunuz nere­de?" diye haklı olarak so­ruyor. "-Bu millet dünya kalesinin hizmet kule­lerinde nöbet tutacak evlatlarını çoktan yetiştir­miş. Sizden organizasyon, plan, program bekliyor" diye ilâve ediyor...

Amerika'da yaşayan Türk kardeş ve dindaşlar, 4. nesle ulaşmış. 1. nesil, 1917 Komünist İhtilâli'nin mağdur ve maz­lumları... 2. nesil, İkinci Dünya Harbi kurbanları 3. nesil Amerika'da doğup büyüyenler... Ba­balarından aldıkları an'anevî kültür ve inançlarıyla Amerikan kültürü arasında savaş verenler. Tutunacak bir dal, uzana­cak bir el bekleyen, uçu­rumun kenarındaki irşada muhtaç nesil. 4. batın, bunların çocukları. Ame­rikan cemiyetinin, yakası açılmadık cinayet, beyaz zehir, intihar canavar­larının yutmaya başladığı talihsizler.

T. Yaprak Hoca soru­yor: "-Amerika'da hay­vanlar bile talihlidir. Zira, tuvaletlerinden mamalarına kadar her şeyi plân­lanmıştır. Ya bu talihsiz soydaşlarımızın elinden kim tutacak?"

Amerika Birleşik Dev­letleri'nde başka azın­lıklar da varmış... Bir azınlık, dayanışma halin­deki insan sayısı, parası ve sesini ustaca duyura­bilmesi ile yaşayabilirmiş. Amerika'da mevcut "Yahudi" toplumu bu 3 imkana da sahipmiş. "Er­meni" unsuru, hem eko­nomi musluklarının ba­şında, hem politika ve idare mekanizmasının içinde imişler. "Rum"lar da onlardan geri kalmazmış... Her 3 toplum kendi mahalleleri, çarşı-pazarları, radyo-televizyon ve diğer yayınları, kiliseleri, kültür merkezleri ile, Amerika'nın bütün de­mokratik imkânlarından faydalanırmış. Ayrıca bunlar, kendi aralarında dayanışma halinde ol­dukları gibi, dışarıdan da destek görürlermiş.

Türk azınlığına gelince: Dernekler kurmuşlar, kül­tür merkezleri oluştur­maya başlamışlar... New York çevresinde 17 dernek birleşmiş, bir "Federasyon" kurmuş... "Amerikan-Türk Dernek­leri Federasyonu." Was­hington'da da benzer bir federasyon oluşturulmuş. Hayatta kalan büyük ve küçük dedeler, evlât ve to­runlarını kaybetmeme sa­vaşı veriyorlar. Amerika içinden ve dışından destekleri yok. Dini yayın, dinî irşad ve bunları yapa­cak din personeline muhtaçlar. Ekonomik güç ve potansiyelleri sınırlı. Üstelik güçlü "Ermeni", "Rum", hattâ yer yer "Yahudi" toplumunun tasallutu altındalar.

KARALAMA KAMPANYALARI

Tahsin Hoca, raporuna Ermenilerce çok mik­tarda basılıp dağıtılan, so­kaklara asılan, kapıların altından atılan bir broşür eklemiş... Ürpertici! "The terrible Turk" başlığını taşıyor. "Korkunç, vahşi Türk" demek.. Aynı büyük başlıklarla "Millet­lerarası soy kıran faili bu vahşi Türklerin, milletlerarası eroin salgını ile Amerika Birleşik Devletleri'ne harp ilân ettiği" yazılı... Bir de çirkin re­sim: Başında ayyıldızlı fes bulunan korkunç yüz­lü bed bir insan azmanı. Amerikan serpuşu giy­miş, masum görünüşlü birini boğazından sıkmış, önünde açık duran tabuta koymaya hazırlanıyor. Öteki elinde ise, üzerinde "Heroin" yazılı bir şırın­ga. Defnedilmeye hazır sıra sıra tabutlar. Üzerlerinde "Armenia", "Greece", "Lebanon" "Cyprus" ve başka isimler ya­zılı.

Tahsin YAPRAK önü­ne çıkan bir Amerikalı'ya Türkiye'yi hiç tanıyıp tanımadığım sormuş. Al­dığı cevap şu: "-Yunanis­tan'ın yanında bir haşhaş ülkesiymiş... "

İşte Amerika'daki sa­hipsiz "Müsluman-Türk" varlığı!.. Sadece bayat kavgası, milli kültürlerini muhafaza savaşı ver­miyorlar, bunlarla ve daha nice problemlerle de mücadele ediyorlar.

Türk Milleti'nin millet olma tecrübesi hiçbir top­lumda yok... Dünyanın her yanına dağılmış. Buğ­day taneleri gibi düştüğü her yerde yeşermiş. Arkalarında tek müstakil Türk devleti var T.C.Devleti.

Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir devlet... Avus­turya'dan İskandinav ül­kelerine, Kıbrıs'tan Avus­tralya'ya kadar Türk'ün bulunduğu her yere din hizmeti sunarak uzanan devlet eli, Amerika Bir­leşik Devletleri'nde ya­şayan soydaşlarımıza da erişmelidir!..

Ülkemizi tanıtmada, Türkiye'ye karşı hazırla­nan habis planları boşa çı­karmada, Amerika Birleşik Devletleri'nde mev­cut Türk varlığının muha­faza ve güçlendiril­mesinde Türk din adamının hizmeti büyük olacaktır.