Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
KUR’AN KURSU BÖYLE AÇILIR - 17 Ekim 1986

Düzce’de bir kız Kur'an kursunun hizmete açıldığı törenin, Hürri­yet Gazetesi’nin 11 Ekim 1986 tarihli sayısında veriliş uslübu, Kur'ân kursları çevrelerinde geniş yankılar yaptı.

Okuyucularımız da bizi arayarak "Hurriyet"in yayı­nını ağır dille protesto ettiler. Sanki yayının sorumlusu, muhatabı benmişim gibi...

Türkiye'de bazı hassas konular var. "Din" konusu da bunlardan... Belli ki geniş bir kamuoyu kitlesi, Hürriyet Gazetesi'nin yayınını bu has­sasiyetle karşıladı, değer­lendirdi.

Bize kadar gelen tepkiler üzerine; gazetenin anonsunu yeniden inceledim. Manşet şöyle idi:

"Bir Kur'ân kursu böyle açıldı. Cumhuriyet bakanı da oradaydı."

Manşetin altında ise, 3 ay­rı resim var Biri Devlet Bakanı'nın, törene katılanlar arasındaki resmî, diğeri kız öğrencilerin özey kıyafetleriy­le "Türk Bayrağı" altındaki toplu tören duruşları, üçüncüsü ise törene iştirak eden bir grup başörtülü hanımı göste­ren resim. Hizmete açılan ve 500 milyon liraya malolduğu yayında belirtilen bina, törene katılan muhteşem ka­labalık, bakan tarafından kurdelenin kesilişi değil de, başörtülü kız ve annelerinin resimleri tercih edilmiş, iste rahatsızlığın bundan doğdu­ğu anlaşılıyor. Yoksa yayında tahkir veya küçültme ifade eden bir cümle yok. Sadece bu teşhir var...

Kur'an kursları çevreleri ve sade vatandaş anlaşılıyor ki, yayını şöyle anlamışlar:

"-Bir Kur'an kursunun açı­lışına bakınız! Küçücük kız çocukları, törene başörtüleri ve uzun pardesüleriyle katıldılar. Anneleri de öyle giyin­miş. Üstelik cumhuriyet ba­kanının gözleri önünde!"

Hiçbir "Tahkir" cümlesi yok ama, anons şekli okuyu­cuyu bu yoruma götürmüş, yoksa yazılanları şu şekilde anlamak ve yorumlamak da mümkündü:

"Hayırsever halkımız 500 milyon lira harcayarak güzel bir bina yapmış. 300 aile, kız çocuklarını bu binada Kur'ân-ı Kerîm okutmak üzere başvurmuş.Cumhuriyet hükümeti de, kendilerini seçen halkın bu maddî feda­kârlık ve talebini cevapsız bı­rakmamış. Bu binayı resmen Kur'ân kursu haline getirmiş. Üstelik, açılış törenine de il­gili bakanını göndermiş. Devlet-millet işbirliği, devlet-millet bütünleşmesi böylece sağlanmış."

KURAN KURSU VE BAŞÖRTÜSÜ

Kur'ân kursunda adı üze­rinde Kur'ân-ı Kerîm okunur. 7 Aralık 1981 gün, 17537 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan, Devlet Başkanı Kenan EVREN, Başbakan Bülend ULUSU ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzalarıyla yürürlüğe konulan "Kıyafet Yönetmeliği”nde "İmam-Hatip liselerinde kız öğrenci­ler, Kur'ân-ı Kerim dersi saatlerinde başlarını örtebilirler" hükmü yer almış.

Hürriyet Gazetesi, Kur'ân-ı Kerim dersleri dışında da başlarını açmak istemeyen kız öğrencilere baskı yapıl­masını, geçmişte acı acı dile getirmiş.

20 Aralık 1981 tarihli Hür­riyet Gazetesi'nin l'inci say­fasında "Başörtülüyüz ama okumak istiyoruz! " başlığı altında şunlar yazılmış:

"-Donmuş toprağın üstün­de, kor parçalarınca sıcak 60 öğrenciydiler. Şimdilik sarıyordu başlarını mavi başörtü­leri. Gözleri kıvılcım gibi de­lici, bakışları zekalarının taş­tığı büllür sürahiler parlaklı­ğındaydı. Donmuş toprakta bir ileri, bir geri yürüyorlar ama okullarının önünden ayrılmıyorlardı. Arı kovanında bal üreten arılara benziyorlardı. Açıkça söyleyelim ki, böylesi zeki cevval ve birikim dolu olabileceklerini düşün­memiştik. Bu çocukların her birinde insan bir hekim, bir mühendis, bir öğretmen gör­mek istiyor. "

Oktay EKŞİ de 17 Aralık 1981 tarihli Hürriyet'de şunları yazmış:

"-Millî Eğitim Bakanlığı­nın yayınladığı bir yönetme­liğe göre İmam-Hatip okul­larında okuyan kız öğrencilerin Kur’ân-ı Kerim dersi dışındaki derslerde başlarını örtmemeleri istendi.

O da olmaz, olmayacaktır. Çünkü öğrencilerin ve onları o okula gönderen ebeveynlerinin inançlarına aykırı bir karardır. Eşyanın tabiatına da, lâiklik ilkesine de uymamaktadır."

Oktay EKŞİ de o zaman böyle demiş.

Şimdi Hürriyet gazetesi bunun aksini mi savunacak?

Bir yandan okuyalım, öğ­renelim diyoruz. Diğer yan­dan böyle okumayalım diyo­ruz. Buraya gelenler, başka okullara gitmemişler de bu­raya gelmişler, böyle okumak istemişler.

Batı'da "Rahibe Okullarında başka türlü mü giyiniliyor ki!..

BİR YANLIŞ Kİ

Türk aydını kadîm zamandan bu yana bir yanlışı de­vam ettiriyor. O yanlış, ger­çek "irtica" ve "din istismarı" ile mücadele ede­ceğim derken, dinin tâ kendi­siyle kavgaya tutuşmasıdır. Böylece dini bütün, inanç sa­hibi kim varsa kırıp-dökmüş, gerçek istismarcıların ekme­ğine yağ sürmüş, devletle bir mes'elesi bulunmayan sade Müslümanlar’ı da devlet düşmanlarının kucağına itmiştir.

Rauf TAMER haklıdır. Bu kurs resmî bir kurstur. Diyanet İşleri Başkanlığı değil, hattâ bakanlık da değil, Baş­bakanlık izni ile açılmıştır. Kur'ân kursu böyle açılır. Resmî ve nizamî kurslara böyle bakarsak, bundan res­mî ve nizamî olmayan gizli faaliyetler faydalanır.

Hürriyet'in kastı bu olma­sa gerektir.