Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
DİYANET’TE YENİ DÖNEM - 7 Kasım 1986

Diyanet İşleri Başkanı Dr. Tayyar AL­TIKULAÇ, 3 Kasım 1986 Pazartesi günü Devlet Bakanlığı'nca düzenlenen resmî bir törenle görevinden ayrıldı. Kendi isteği ile ve emekli olmak suretiyle...

Bu ayrılış sebebiyle dönüp, geriye doğ­ru şöyle bir baktım. Yıllar ne çabuk geçiyor?

Altıkulaç, Diyanet'e 1971 yılında baş­kan yardımcısı olarak intisap etmişti. O dönemde Diyanet İşleri Başkanlığı maka­mında Dr. Lütfi DOĞAN vardı. Dr. Doğan'ın yönetim anlayışı, etrafındaki idarecileri tam yetkilendirmekti. Dr. Altıkulaç'ın yapısı da inisiyatifli çalışmaktı. Bu iki anlayış bir noktada birleşince Diya­net’te bir Tayyar ALTIKULAÇ devri başladı.

O Diyanet'e geldiğinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın faaliyeti hemen hemen ca­mi hizmetlerinden ve bazı neşriyattan iba­retti. Diyanet İşleri Başkanlığı bugün bir kolu Avustralya Kıt'ası'na, diğer kolu Kuzey Avrupa ve İskandinav ülkelerine uzanan bir hizmet alanında, birçok bakanlıkların önüne geçen 90 milyarlık bütçesi; 75 bine ulaşan personeli; çok yönlü hizmetleriyle değişmiş, büyümüş bir ku­ruluştur.

BAŞARILAN HİZMETLER

Altıkulaç'ın inisiyatifli ve tam yetkili başkan yardımcılığı ve başkanlığı dö­neminde gerçekleştirilen hizmetleri şöy­le bir hatırladım:

-16 ayrı çeşit belgenin verildiği, deği­şik statüde, dağınık Kur'ân kursları cid­dî bir statüye kavuşturulmuş; göndere bayrak çekilen, Türk bayrağının gölgesin’de İstiklâl Marşı okunan, Allah sevgisi ile beraber yurt sevgisi, insan sevgisi, dünya görgüsü aşılanan resmî din eğitimi müesseseleri haline getirilmiş.

-Din görevlilerinin hizmet içinde eği­tilmeleri için her bölgede eğitim merkez­leri açılmış; lisans üstü eğitimi, yabancı dil eğitimi, din görevlilerinin hizmet alan­larını daha müessir, daha geniş hale ge­tirmiş...

-İslâm dininin 5 temelinden biri olan ibadeti bakanlıklar arası resmî bîr organizasyon olarak ele alınmış; hac seyahatine çıkan Türk vatandaşları ibadetin İviyetine yakışır bir resmî hizmete kavuşturulmuş...;

-Yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın millî şahsiyetlerini muhafaza etmeleri için ellerinden tutulmuş...

-İslâm ülkelerinin dinî gün ve bayramlardaki sevinçlerini aynı günde yaşamaları için konu İslâm ülkeleri çapında gün­deme getirilmiş, koordinatörlüğünü Türkiye’nin yaptığı beynel-İslam toplan­tılar tertip edilmiş; nazari ittifak sağlanmış; uygulamada da ittifaka, bütünlüğe doğru adımlar atılmış...

-Diyanet İşleri Başkanlığı hizmetleri­ne destek olmak üzere Türkiye Diyanet Vakfı bu dönemde kurulmuş, bir cami­nin kırılan camı, düşen kapı kolu için bi­le cemaatin yardımına başvurmak zorunda kalan il ve ilçe yöneticilerimiz, bu des­tek kuruluş sayesinde 10 milyonluk, 100 milyonluk inşaatlara cesaretle girişir olmuşlardır.

Bütün bu hizmetlerin altında "Tayyar ALTIKULAÇ" imzası vardır.

Din hizmeti, zaman zaman hükümet darbelerine, muhtıralara konu ve gerek­çe olmuş stratejik bir hizmettir. Bakî olan "din"in, kul eseri parti politikalarına ba­samak yapılmaması dinin kendi esprisi içerisinde mevcut olduğu gibi, din hizme­tinin hassas ve stratejik yapısının da ta­biî bir gereğidir. Dinin partiler politikası üstünde tutulması çabası, Dr. Altıkulaç’ın üzerinde titrediği en önemli prensipler içerisinde yer almış... Din hizmetinin ya­ra almadan yürütülmesi bu strateji, bu prensip, bu disiplin sayesinde başarılabilmiş...

GÜÇLÜKLER VE YENİ DÖNEM

Bütün bunlar doğrudur. Bir doğru da­ha vardır ki, Altıkulaç Diyanet'i zaman zaman bazı dinî grup ve çevrele­rin boy hedefi yapılmak istenmiştir. "—Diyanet müstehcen neşriyat için sesini niçin yükseltmez?" denilmiştir. Bankerlik olayının azdığı dönemde, "— Diyanet'in olaya niçin seyirci kaldığı?" sorulmuştur. Devlet daireleri ve işyerlerinde çalışanla­rın mesaî sebebiyle cuma namazına işti­rak edememelerinin cevabı Diyanet’ten is­tenmiştir. Hac olayı, bazı çevrelerin teces­süs ve hasedini çekmiştir. Bu temayül ve istekler zaman zaman "devlete uşaklık" gibi renkli ithamlarla da süslenmiştir.

Bazı dinî grup ve çevreler Diyanet'e böyle bakarken, dine karşı tavrı olan ba­zı şahıs ve gruplar da Diyanet hizmetle­rinde adına "gericilik" dedikleri bir şey­ler aramaya yeltenmişlerdir.

Bu iki ateş arasında Diyanet nasıl mesafe alırdı? Aldı ve bugünki seviye ulaştı.

Her şeyin bir başı olduğu gibi, sonu da vardır. Allah bakî, kullar fanidir. Görevler de fanidir. Fakat hizmetler kıyamı kadar devam edecektir.

Diyanet İşleri, Başkanlığı Altıkulaç'tan önce vardı, ondan sonra da şüphesiz va­rolacaktır. Ondan kalan en önemli miras, hizmetleri yürütürken başvurdu prensipler ve yukarıda işaret ettiğim hizmet stratejisidir.

Diyanet'te yeni bir dönem başlamıştır. İnşallah hayırlı olacaktır.