Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
HOŞGELDİN BOZYAZI - 17 Temmuz 1987

“Bozyazı”, 5'inci baskıyla 50 bininci nüshaya ula­şan "Bizi Yaşatanlar" romanının yaşandığı yer. Bizi Yaşatanlar Türkiye radyolarında "İnsan İsterse" adıyla oynanmaya devam ediyor. Böylece "Bozyazı", insan isterse neler yapabileceğinin görüldüğü toprak­lar olarak bütün Türkiye tarafından tanındı.

Üzerinde bir süre de Dr. Reha Oğuz TÜRKKAN ta­rafından çalışılan "Bizi Yaşatanlar", değerli yapımcı-yazar özdemir BİRSEL'in san'atkâr elinde bir televiz­yon dizisi olarak hazırlanıyor. Selma Fındıklı'nın "İn­san İsterse"sinde dinlediğimiz "Bozyazı Örneği" böy­lece bütün Türkiye'ye görüntülü olarak da sergilene­cek... İnşallah.

BOZYAZI ÖRNEĞİ

Bozyazı halkın kendi kendine başardığı bir kalkınma örneği... Anadolu'nun ayağına devlet olarak götüremediğimiz medeniyeti, yolu, ışığı, okulu kendi im­kânlarıyla bize hediye edenlerin destanı...

"Bizi Yaşatanlar" ve "İnsan İsterse"de, savaşta ko­lunu kaybeden bir Anadolu çocuğunun çevresini or­ganize edip, köyünün yolunu, okulunu, karakolunu, köprüsünü, çeşmesini, camiini, Kur'ân kursunu nasıl yaptırdığının; su kanalları ile binlerce dönümlük ara­ziyi nasıl yeşerttiğinin ve sarı dikenlerle kaplı yöresini nasıl limon, portakal, muz cenneti haline getirdiğinin hikâyesi anlatılıyor. Yani devlet-millet işbirliği...

Bu örnekte, köylünün eli devlete uzanmıştı. Devlet de elini elbette millete uzatmalıydı.

DÜNDEN - BUGÜNE

Aradan geçen yıllar içerisinde bu temenniler gerçek­leşti. "Bozyazı"ya "Devlet" eli de girdi. Köylünün kendi kendine Toros Dağları'ndan aşırdığı yollar dev­let yolları haline geldi. Binlerce dönümü sulayan iptidai kanallar onbinlerce dönüme hayat veren devlet iş­letmelerine dönüştü. Halkın yaptığı ilkokulda "Lise" açıldı. Karakol, cami ve Kur'ân kurslarına devlet kad­roları verildi. "Belediye" kuruldu. Elektrik, su, tele­fon ve asfalt yollara kavuşan "kasaba"da nüfus hızla arttı. Şimdi görüyoruz ki, 22 binlik merkez nüfusuyla kasaba "ilçe" haline getirildi.

En yakın il merkezine300 kilometremesafedeki bir kapalı yörede halk tarafından geliştirilip devlete tes­lim edilen bu kalkınma örneğinin Türkiye ve dünyada emsali var mıdır, bilmiyorum.

"Devlet-millet işbirliği", henüz "Kadı"sı, "Kayma­kam"ı, "Müftü"sü bulunmayan bu kasabada eski ge­leneği ile aynen devam ediyor. "Kadı"yı da, "Kayma­kam"ı da, "Müftü"yü de aratmamaya çaba gösteren genç "Belediye Reisi "nin elinde... Muhalifi -Muvafığı, genç "Reis"in etrafında toplanmış. "İlçe" olacak ka­sabanın denizin dalgalarıyla okşadığı en güzel yerinde modern bir cami için kolları sıvamışlar. 4 katlı "Müf­tülük Sitesi"nin temelleri gösterişsiz-törensiz atılmış... "İlçe"ye "Hoşgeldin" demek üzere 5 caminin inşaa­tı, devlet katkısı olmadan hızla sürüyor. Balıkçı barı­nağı; modern ve turistik maksatlı tesisler 16 mahalleyi birbirine bağlayan mahalle yolları; 4'üncü ortaokul, 3'üncü Kur'ân kursu, sağlık ocağı tevsii gibi atılım ve yatırımlar, kasabayı şimdiden vasat ilçelerin üzerine çı­karmış...

"Bizi Yaşatanlar" kahramanları ve devlet-millet iş­birliğinin " Bozyazı"daki mimarları rahmetli Vehbi Ağa, Ahmet Ağa, Yusuf Ağa, Gök Mehmet Ağa, Esatzade Ali Efendi, Mahmut Beğ, Mustafa Beğ ve diğer­leri rahat uyuyabilirler artık.

Attıktan besmeleli tohumlar bir örnek ilçe doğurdu. Aynı işbirliği ile ilçenin emsalleri arasında nasıl tema­yüz ettiği kısa zamanda görülecek.

Bozyazı ve onun şahsında, "İlçe"leşen diğer kasa­balarımıza da hoşgeldiniz diyoruz.