Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
MEDİNE’DEKİ TÜRKİSTAN - 12 Ağustos 1988

13 gündür Medine-i Münevvere'deyiz. Hz. Peygamber'e (R.A) mücavir ve onun huzurunda olabilmenin ma­nevî hazzını Rabb'ım cümle ümmet-i Muhammed'e tat­tırsın.

Medine İslâm'ın beşiği... Kur'ân-ı Kerîm'in hemen bü­tün hüküm âyetleri Medine'de inzal buyurulmuş. İslâm Medine'de "devlet" olmuş. Müşrik ve Yahudiler'e karşı, "cihat" emri burada alınmış. Beni Kurayza, Beni Nadîr ve Beni Kaynuka kuşatmaları burada yaşanmış. Bedir'e buradan çıkılmış: Uhut ve Hendek muharebeleri bu mü­barek şehirde yapılmış.

Elinizi uzattığınız, gözünüzü attığınız her yerde Hz. Peygamber'in bir izi, bir hatırası var. Hayrettin Karaman ho­camızın Hz. Peygamber'in kabri önünde söylediği gön­lünden kopup çağlayan ifadeyle: "Şurası elinin değdiği yer mi?/Şu duvar sesini işittim der mi? Bastığın zemine alnım değer mi?/Oyalamış geçmiş zamanlar beni" deme­mek, bir mübarek mekânda Hz. Peygamber'e yönelme­mek mümkün değil.

MEDİNE'DEKİ TÜRKİSTAN

Medine Hz. Peygamber'e kucak açmakla "ensar" sı­fatına lâyık bulundu ve o sıfatla müşerref oldu. Me­dine'nin "Afganistan" cihadı ile de yakından ilgilendiği­ni gördük. Demek "ensar" yani "yardım eden" sıfatı bu mübarek şehirde hâlâ temsil ediliyor.

Burada yaşayan Türkistanlılar'ın en büyüğü Abdülhakim İsmail Halife -el- Buharı Efendi Hazretleri ile tanış­ma fırsatını bulduk... Ve onun yakın çevresi Kari' Abdülkadir Mergınânî, Şahmerdan Mergınanî, Kari' Hidayetüllah Tuğlan, Endigânî, Abdülfetah Esedullah Türkistani Efen­dilerle... Dahası, Afganistan'dan yeni dönmüş 8 Afgan-Türk mücahidi ile 2 akşam beraber olduk. Afganistan mü­cadelesinin ve o mücadeledeki Türk mücahitlerinin yeri­nin bizce bilinmeyen gerçek yüzünü ilk ağızdan böylece duymuş ve öğrenmiş olduk.

Abdülhakim İsmail Efendi Hazretleri kendisini bu mü­cadeleye adamış. Suudi Arabistan ile Pakistan arasında mekik dokuyor. Afganistan Türk mücahitleri lideri "Azad Beg" ile Türkiye'ye kadar gelmiş. Başbakan Turgut Özal, Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Millî Eğitim Bakanı Hasan Celâl Güzel ve Ankara milletvekili Mustafa Taşar’ın hüsnükabulleri evden-eve, dilden-dile dolaşıyor. Bu görüşmeler video-kasetlere alın­mış. Türk Ocağı Ankara Şubesi tarafından tertip edilen konferansta yapılan konuşmalar da. Bu kasetler her gün değişik bir evde seyrediliyor. Türkiye'ye, Türk devletine, Türk hükümetine ve milletine içten dualar ediliyor.

Bir de Türkiye'den yakın destek... O bekleniyor. Afga­nistan mücadelesiyle ilgili olarak Türk kamuoyu tarafın­dan bilinmeyen çıplak hakikatları ve Türkiye Cumhuri­yeti devletini bekleyen tarihî mükellefiyeti inşallah Tür­kiye'ye dönünce okuyucularımıza aktaracak ilgililerin tak­dirlerine sunacağı.

ASR-I SAADETTEN BUGÜNE MEDİNE

İşte Medine bu!.. Saadet Asrı'ndaki çizgisini bu­gün de koruyor. İran-Irak kördöğüşünde "ehl-i sünnet" yanında yer alarak... Afgan mücadelesine, Bulgaristan ve Batı Trakya Türklüğüne, Filistin Müslümanlar'ına arka çıkarak... 1 milyarlık İslâm dünyasının özellikle Uzakdoğu'dan-Kuzey Afrika'ya kadar uzanan Türk dün­yasının dağınık, perişan halini de işte burada bu "ensar" şehirde konuşuyor, değerlendiriyoruz. Türklük ve Müslü­manlığın durumunun burada değerlendirilmesi herhalde daha bir manâlı olmalı.

Yarın Mekke üzerinden Taife geçeceğiz. Gelecek hafta size -inşallah- Taifi anlatacağım.

Peygamber şehri mübarek ve münevver Medine'den cümle okuyucularıma ve güzel Türkiye'me selam ediyorum.