13 gündür Medine-i Münevvere'deyiz. Hz. Peygamber'e (R.A) mücavir ve onun huzurunda olabilmenin manevî hazzını Rabb'ım cümle ümmet-i Muhammed'e tattırsın.
Medine İslâm'ın beşiği... Kur'ân-ı Kerîm'in hemen bütün hüküm âyetleri Medine'de inzal buyurulmuş. İslâm Medine'de "devlet" olmuş. Müşrik ve Yahudiler'e karşı, "cihat" emri burada alınmış. Beni Kurayza, Beni Nadîr ve Beni Kaynuka kuşatmaları burada yaşanmış. Bedir'e buradan çıkılmış: Uhut ve Hendek muharebeleri bu mübarek şehirde yapılmış.
Elinizi uzattığınız, gözünüzü attığınız her yerde Hz. Peygamber'in bir izi, bir hatırası var. Hayrettin Karaman hocamızın Hz. Peygamber'in kabri önünde söylediği gönlünden kopup çağlayan ifadeyle: "Şurası elinin değdiği yer mi?/Şu duvar sesini işittim der mi? Bastığın zemine alnım değer mi?/Oyalamış geçmiş zamanlar beni" dememek, bir mübarek mekânda Hz. Peygamber'e yönelmemek mümkün değil.
MEDİNE'DEKİ TÜRKİSTAN
Medine Hz. Peygamber'e kucak açmakla "ensar" sıfatına lâyık bulundu ve o sıfatla müşerref oldu. Medine'nin "Afganistan" cihadı ile de yakından ilgilendiğini gördük. Demek "ensar" yani "yardım eden" sıfatı bu mübarek şehirde hâlâ temsil ediliyor.
Burada yaşayan Türkistanlılar'ın en büyüğü Abdülhakim İsmail Halife -el- Buharı Efendi Hazretleri ile tanışma fırsatını bulduk... Ve onun yakın çevresi Kari' Abdülkadir Mergınânî, Şahmerdan Mergınanî, Kari' Hidayetüllah Tuğlan, Endigânî, Abdülfetah Esedullah Türkistani Efendilerle... Dahası, Afganistan'dan yeni dönmüş 8 Afgan-Türk mücahidi ile 2 akşam beraber olduk. Afganistan mücadelesinin ve o mücadeledeki Türk mücahitlerinin yerinin bizce bilinmeyen gerçek yüzünü ilk ağızdan böylece duymuş ve öğrenmiş olduk.
Abdülhakim İsmail Efendi Hazretleri kendisini bu mücadeleye adamış. Suudi Arabistan ile Pakistan arasında mekik dokuyor. Afganistan Türk mücahitleri lideri "Azad Beg" ile Türkiye'ye kadar gelmiş. Başbakan Turgut Özal, Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Millî Eğitim Bakanı Hasan Celâl Güzel ve Ankara milletvekili Mustafa Taşar’ın hüsnükabulleri evden-eve, dilden-dile dolaşıyor. Bu görüşmeler video-kasetlere alınmış. Türk Ocağı Ankara Şubesi tarafından tertip edilen konferansta yapılan konuşmalar da. Bu kasetler her gün değişik bir evde seyrediliyor. Türkiye'ye, Türk devletine, Türk hükümetine ve milletine içten dualar ediliyor.
Bir de Türkiye'den yakın destek... O bekleniyor. Afganistan mücadelesiyle ilgili olarak Türk kamuoyu tarafından bilinmeyen çıplak hakikatları ve Türkiye Cumhuriyeti devletini bekleyen tarihî mükellefiyeti inşallah Türkiye'ye dönünce okuyucularımıza aktaracak ilgililerin takdirlerine sunacağı.
ASR-I SAADETTEN BUGÜNE MEDİNE
İşte Medine bu!.. Saadet Asrı'ndaki çizgisini bugün de koruyor. İran-Irak kördöğüşünde "ehl-i sünnet" yanında yer alarak... Afgan mücadelesine, Bulgaristan ve Batı Trakya Türklüğüne, Filistin Müslümanlar'ına arka çıkarak... 1 milyarlık İslâm dünyasının özellikle Uzakdoğu'dan-Kuzey Afrika'ya kadar uzanan Türk dünyasının dağınık, perişan halini de işte burada bu "ensar" şehirde konuşuyor, değerlendiriyoruz. Türklük ve Müslümanlığın durumunun burada değerlendirilmesi herhalde daha bir manâlı olmalı.
Yarın Mekke üzerinden Taife geçeceğiz. Gelecek hafta size -inşallah- Taifi anlatacağım.
Peygamber şehri mübarek ve münevver Medine'den cümle okuyucularıma ve güzel Türkiye'me selam ediyorum.