Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
DEVLET OLMAK VE KOMİTACILIK - 16 Haziran 1989

"Devlet" olmanın bir geleneği, tarihî derinlik ve birikimi vardır. Bu geleneğe, derinlik ve biriki­me sahip olmayan toplumlar, "devlet" adı altın­da teşkilâtlansalar da, "devlet" olamazlar, o esp­riye lâyık olamazlar.

"Bulgaristan", kendi toprakları üzerinde siya­set tarihçilerine inceleme konusu olabilecek, ga­rip uygulamalar sergiliyor. "Devlet" esprisine ters uygulamalar... Buna siz "komiklik" de, "komitacılık" da diyebilirsiniz.

Bir "devlet" kendi vatandaşları üzerinde, na­sıl böylesine bir eşkıya tavrı takınabilir? Herhan­gi bir ansiklopediyi açıp-bakınız:

Bulgaristan, bütün tarihi boyunca kaç 10 yıl, kaç yüzyıl kendi kendine hâkimiyet kurabilmiş? Roma­lılar, Ruslar, Türkler, Moğollar, Sırplar, Osmanlılar, sonra yeniden "Rus-Sovyet"ler arasında kaç defa el ve hâkimiyet değiştirmiş?

Bu kadar el, bu kadar hâkim, bu kadar koca de­ğiştiren bir toplum, kendi kendine idareyi başara­bilir; teb'ası üzerinde "baba"lık yapabilir mi? "Efendi" olmamış ki, "efendi"lik yapsın? "Kölelik" ve kölelikten kurtulma kompleksi onu işte bu kadarcık "devlet", bu kadarcık "baba", bu kadarcık "efendi" yapar...

Bütün tarihi boyunca bir onun, bir bunun elinde köçeklik yapan; sadece Osmanlı'nın efendili­ğinde 600 yıl üzengi tutan Bulgar toplumu, eline silâh ve imkân geçince "devlet" değil, olsa-olsa "komitacı" olabilmişse, buna niçin şaşılır? Her­kes, kendine yakışanı, seciyesinin icabını yapar.

NİĞBOLU'DAN-PLEVNE'YE...

Matbaa İşçiliğinden- Devlet Başkanlığı'na yük­selen; Alman işgali sırasında Hitler'e muhbirlik, Sovyet hâkimiyetinde Ruslar'a uşaklık eden Jivkov "Bulgaristan'da Türk yok" demeye devam ede-dursun... İsimleri değiştirsin; mezar taşlarını "Neron" gülünçlüğü ile tahribetsin... Biraz "demokrat" düşündü diye kendi öz kızı "Lüdmila Jivkova"yı öldürttüğü iştah; kendi Dışişleri Ba­kanı "İvan Başev"i ortadan kaldırttığı yüzsüzlükle katmerli Türk düşmanlığını sürdürsün... "Deliorman"ın; "Mestanlı"nın, "Kırcaali", "Hasköy" ve "Harmanlı"nın taşı-toprağı dile gelip, kendisi­ni teşhir ve terzil etmeyecek mi?..

Kara-katil Gurko'nun "Eski Zağra" katliâmı Bul­garistan Türklüğü'nü yok edebildi mi ki kızıl zalim Jivkov'un acemi operasyonları Türk'ü Türklük'ten çıkarsın?

Moskova'da bile iflâs eden komünizm, Niğbolu'dan Plevne'ye; Tuna'dan Tunca'ya taşı-toprağı; tarihi-coğrafyası Türk Balkan topraklarını "Evlâd-ı Fatihan" nesillerden çekip-alamayacaktır.

İNSANLIK SUÇU

Bulgaristan'da yapılanlar, sadece Türklüğe de­ğil, insanlığa karşı suçtur. Zira Bulgaristan'da tat­min edilen komitacılık iştahı, tarihte emsali mev­cut insanlık suçlarının bir devamıdır. Katil Romanın Kartaca katliâmının... Nazi kamplarının... İsrailoğulları'nın "iğneli fıçı" eziyetlerinin... Balkan komitacılarının "Kazıklı Voyvoda" uygulamalarının...

"Zalim" ile mazlum ve mağdurun "Allah" ile kulu yanındaki mukayesesi ne ise, sadece
"devlet" olma esprisiyle değil, insanlıkla da asla bağdaşmayan Bulgar eziyetinin "tarih" mizanındaki yeri o olacaktır.

"Zalim" hiçbir zaman onmamıştır. Tarih bunu böyle yazar. "Roma"yı yıkan, "Kartaca"nın ahidir. Bozuk seciyelerin "komitacılık" iştahını tatmin için sergiledikleri bunca zulüm bakalım kimin yanına kâr kalacak?.. "Devlet" terörü uygulayan “zalim”in mi, onun taht-ı emanetindeki “mazlum”un mu, kimin?