Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
DİN-DEVLET MÜNASEBETİ - 28 Haziran 1989

Bizde "din-devlet" münasebetleri, her zaman "hassas konu" olmuştur. Türk milleti "din"ine de düşkündür, "devlet"ine de... "Din"ini hayatının ayrılmaz parçası, "devlet"i­ni dünyasının değişmez garantisi olarak görür. Doğ­rudur da... Düğünü-derneği; kandili-bayramı... hep "din"inin gereğidir. "Devlet" şemsiyesi olmadan ise, ırz ve namusunu bile koruyamayacağını çok iyi bil­mektedir. Zira harp-darp sebebiyle "devlet" otori­tesinin girmediği yurt köşelerinde, aynı köyün-kasabanın insanının dağa çıkıp-kendi köyünün-kasabasının canına-malına-ırzına tasallut ettiğini he­nüz unutmamıştır. Bu sebepledir ki, "din ü devlet" tabiriyle "din" ve "devlet"i hep birlikte telâffuz etmiştir.

Fakat gel-gör, sonradan bu iki değer, âdeta karşı-karşıya getirilmiştir.

"Devlet" ve "millet" bütünlüğümüz ise bundan zarar görmüştür.

"Bugün" bir yandan, "hâkimiyet" alanlarının ih­lâlini gündeme getirmeden makûl çözümler yakalan­maya çalışılırken, -din dersi mecburiyeti gibi, Diyanet'e'sağlanan imkânlar gibi, bunun güzel örnekleri var- diğer yandan "devlet" adına dinin; "din" adına devletin üzerine gitme çabaları devam etmektedir.

İlk gayret ne kadar akılcı ise, son çaba o kadar yanlıştır.

Ne "din" adına, ortalığı "fitne-fesad"a boğacak bir kargaşa tasvip edilir; ne de "devlet" adına dinin "vurun abalıya" yapılması...

DİN ADINA YANLIŞLAR

Bugün din ilimlerini "ihata" bir yana; "din"in te­mel esprisini bile bilmeyen birtakım hevesliler, "devlet" üzerine, "din" adına "görüş"ler üretmek­tedirler. "Din" adına konuşmak, ilmî derinlik ister.

Büyük müctehitler, basit "İlm-i hâl" konularında fikir beyan ederken bile, o konudaki bütün "âyet", "hadis", "re’y" ve ictihatları değerlendirirler; "kıyas" metoduyla bir kanaata ulaşırlar; karşı kanaat sahip­lerine ise "saygı" gösterirlerdi. Bugün "dinî ilimleri ihata" nerde, bir "âyet", bir "hadis" meali ezberleyen, ilmî tahlili geçtik, ezberlediği âyet ve hadisin "sebeb-i nüzul" ve "sebeb-i vürüdu"nu dahi bilmeden, din adına hükümler yürütmektedir... Çoğu da "devlet" ve "devlet idaresi" üzerine...

Önce kendi nefsimizi olgunlaştırma çabası... İşte o yok...

VE DEVLET ADINA YANLIŞLAR

Kaybedecek bir şeyi olmayanlarla yarışırcasına "Devlet" adına da strateji yanlışları yapılmaktadır.

"Din" konuları üzerinde hiç de gerek yokken sun'i hassasiyetler meydana getirmek, "devlet"e karşı "din"i de kullanmak isteyenleri giderek güçlendir­mektedir. Bu bir strateji hatasıdır ve "devlet" hesa­bına bir talihsizliktir.

Alın şu sun'î "başörtüsü" hassasiyetini.. "Okullarda mescit açtırmam" çıkışını... "İmam-hatip liseleri" ve "Kur’an kursları" hakkındaki res­mî teyakkuz halini...

Bunların hiçbiri "devlet "e karşı tavırlar değilken, biz "devlet" olarak onları da karşımıza alıyoruz... "Devlet"in başında, bu kadar gaile varken, bunu genişletmek kime ve kimlere yarıyor, düşünen yok.

"Devlet"e yönelik terör, bir de "din"i bayrak ya­parsa, bunun suçunu "devlet" olarak kendimizde aramalıyız. "Devlet" adına konuşma üslûbumuzda...