Başımızda büyük gaileler dolaşıyor. Ha kondu-ha konacak. Bunlar, topyekûn tarihimiz içerisinde belki de en girift, en belâlı sıkıntılar. Fakat hayret, ya farkında değiliz veya bize bir şeyler olmuş, başımızın üzerinde dolaşan uğursuzluklara aldırmıyoruz.
Komşularımız Türkiye aleyhine elbirliği yapmışlar, yeni-yeni problemler imâl ediyorlar. Müslüman-Hıristiyan, Demirperde-hür ülke farkı yok... NATO üyesi Yunanistan, Demirperde üyesi Bulgaristan’la "Türkiye" aleyhine müşterek üslûp oluşturmuş. Moskova ile Müslüman Şam aleyhimize aynı üslûbu kullanıyor da, biz kendi içimizde bile henüz ortak üslûbu yakalayabilmiş değiliz.
Yazık! Ama kime?.
TEGCİR-İLTİCA VE...
Atın şu cumhurbaşkanlığı, "Peşmerge" ve soydaşlar olayını... İktidar ve muhalefetin bu "partilerüstü" meseleler karşısındaki zıtlaşmalarını...
Siz hiç bir "büyük ülke" gördünüz mü ki, "cumhurbaşkanlığı" gibi bir müşterek devlet umurunda iktidar-muhalefet, şu kesim-bu kesim ihtilâfı bu kadar büyütülsün?.. Siz hiç bir büyük ülke gördünüz mü ki, sınırlarından yarım milyona yakın insan girsin veya sınırının hemen karşısında bir rivayete göre birbuçuk; diğer rivayete göre iki-buçuk milyon soydaşı tarihin en maskara işkencelerine uğratılsın da, o ülkenin "iktidar"ı ayrı, muhalefeti ayrı telden çalsın...
Yuh olsun! Elin adamı bir mühendisi, teknisyeni kaçırıldı yahut 3-5 temsilcisi rehin alındı diye kıt’alar ötesi o ülkeye donanmalar sevkediyor; havadan uçaklar indiriyor; tek vatandaşının-soydaşının bile hesabını yarına bırakmıyor da, ne basını, ne muhalefeti, ne de iktidarı... tek çatlak ses çıkmıyor.
Biz ne "aşiret"iz; ne de çadır devleti... Binlerce yıllık "devlet" tecrübesine sahip bir milletin "iktidar"ının hükümet etmeyi; "muhalefetinin muhalefet olmayı hazmedememesi nasıl düşünülür?
"Görmediğin oğlu" tekerlemesini "iktidar"a mı yakıştırabiliriz, muhalefete mi?.. Hangisine kıyabiliriz?..
"Evcilik" oynayan çocukların mızıkçılığına taş çıkartan tezahürleri hiç kimse tasvip etmiyor. Bilmeyen varsa bilsin, duymayan varsa duysun!
MİLLİ MUTABAKAT
"Millî" dâvalar, miltî mutabakat ister. Son ABD başkanlık seçimini hep birlikte izledik. Önce partilerin kendi içinde, sonra iki büyük partinin iki temsilcisi arasında geçen seviyeli tartışmaları...
Sonuçların belli olduğu saatte, seçimi kaybeden adayın verdiği beyanatı hatırlayın:
George Bush, başkanlık seçimini kazanmıştır. Şu andan itibaren bütün Amerikan milletinin olduğu kadar, benim de başkanımdır. Hepimiz ona itaat edeceğiz!.."
Bu anlayışa, bu seviyeye nasıl gıpta edilmez?.. "ABD niçin büyüktür?"ün cevabı, işte bu seviye ve seciyede aranmalıdır.
Her ülke öyledir. "Milli" menfaatleri, "parti" menfaatine feda eden bir başka ülke var mı, incelemeye değer.
O sebeple diyoruz: Türkiye'nin başta gelen problemi ne "cumhurbaşkanlığı" seçimi, ne "enflasyon", ne "soydaşlar", ne de "Güneydoğu"da olanlardır. Türki’yenin en büyük problemi, bu “milli mutabakat” meselesidir.
Önce o çözülmelidir.