Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
TÜRKİYE’NİN PROBLEMİ - 25 Ağustos 1989

Başımızda büyük gaileler dolaşıyor. Ha kondu-ha konacak. Bunlar, topyekûn tarihimiz içeri­sinde belki de en girift, en belâlı sıkıntılar. Fakat hayret, ya farkında değiliz veya bize bir şeyler ol­muş, başımızın üzerinde dolaşan uğursuzluklara aldırmıyoruz.

Komşularımız Türkiye aleyhine elbirliği yapmış­lar, yeni-yeni problemler imâl ediyorlar. Müslüman-Hıristiyan, Demirperde-hür ülke farkı yok... NATO üyesi Yunanistan, Demirperde üyesi Bulgaristan’la "Türkiye" aleyhine müşterek üslûp oluşturmuş. Moskova ile Müslüman Şam aleyhimize aynı üs­lûbu kullanıyor da, biz kendi içimizde bile henüz ortak üslûbu yakalayabilmiş değiliz.

Yazık! Ama kime?.

TEGCİR-İLTİCA VE...

Atın şu cumhurbaşkanlığı, "Peşmerge" ve soy­daşlar olayını... İktidar ve muhalefetin bu "partilerüstü" meseleler karşısındaki zıtlaşmalarını...

Siz hiç bir "büyük ülke" gördünüz mü ki, "cumhurbaşkanlığı" gibi bir müşterek devlet umu­runda iktidar-muhalefet, şu kesim-bu kesim ihti­lâfı bu kadar büyütülsün?.. Siz hiç bir büyük ülke gördünüz mü ki, sınırlarından yarım milyona ya­kın insan girsin veya sınırının hemen karşısında bir rivayete göre birbuçuk; diğer rivayete göre iki-buçuk milyon soydaşı tarihin en maskara işken­celerine uğratılsın da, o ülkenin "iktidar"ı ayrı, muhalefeti ayrı telden çalsın...

Yuh olsun! Elin adamı bir mühendisi, teknisyeni kaçırıldı ya­hut 3-5 temsilcisi rehin alındı diye kıt’alar ötesi o ülkeye donanmalar sevkediyor; havadan uçaklar indiriyor; tek vatandaşının-soydaşının bile hesabını yarına bırakmıyor da, ne basını, ne muhalefeti, ne de iktidarı... tek çatlak ses çıkmıyor.

Biz ne "aşiret"iz; ne de çadır devleti... Binler­ce yıllık "devlet" tecrübesine sahip bir milletin "iktidar"ının hükümet etmeyi; "muhalefetinin muhalefet olmayı hazmedememesi nasıl düşünülür?

"Görmediğin oğlu" tekerlemesini "iktidar"a mı yakıştırabiliriz, muhalefete mi?.. Hangisine kı­yabiliriz?..

"Evcilik" oynayan çocukların mızıkçılığına taş çıkartan tezahürleri hiç kimse tasvip etmiyor. Bil­meyen varsa bilsin, duymayan varsa duysun!

MİLLİ MUTABAKAT

"Millî" dâvalar, miltî mutabakat ister. Son ABD başkanlık seçimini hep birlikte izledik. Önce par­tilerin kendi içinde, sonra iki büyük partinin iki tem­silcisi arasında geçen seviyeli tartışmaları...

Sonuçların belli olduğu saatte, seçimi kaybe­den adayın verdiği beyanatı hatırlayın:

George Bush, başkanlık seçimini kazan­mıştır. Şu andan itibaren bütün Amerikan mil­letinin olduğu kadar, benim de başkanımdır. Hepimiz ona itaat edeceğiz!.."

Bu anlayışa, bu seviyeye nasıl gıpta edilmez?.. "ABD niçin büyüktür?"ün cevabı, işte bu sevi­ye ve seciyede aranmalıdır.

Her ülke öyledir. "Milli" menfaatleri, "parti" menfaatine feda eden bir başka ülke var mı, incelemeye değer.

O sebeple diyoruz: Türkiye'nin başta gelen problemi ne "cumhurbaşkanlığı" seçimi, ne "enflasyon", ne "soydaşlar", ne de "Güneydoğu"da olanlardır. Türki’yenin en büyük problemi, bu “milli mutabakat” meselesidir.

Önce o çözülmelidir.