Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin bazı bakanlıklardan daha büyük olduğu konusunda ortaya atılan polemiklerin hareket noktası ne idi? Hükümeti tenkit mi, yoksa din hizmetlerinden rahatsız olmak mı? Hangisi doğru olursa- olsun, Türkiye'de bir vakıa daha var: "Gönüllü" imâr hareketi... Ve bu gönüllü faaliyetin hemen tamamı "din hizmeti" üzerine... Cami, Kur'ân kursu, müftülük sitesi gibi... Diyanetin bütçesindeki kabarık görüntünün ise, bu tip tesis ve yapılanma ile bir alâkası yok. %96'sı personel gideri, geriye kalan %4'ü ise, "idari" çarkın dönmesi için gerekli harcamalar...
TÜRKİYE BİR ŞANTİYE
Bingöl'de bir cami yapılıyor. Müştemilâtı ile birlikte 5 milyar lira tutacak bir proje... Temel atarken sormuştum, "-Bingöl bu yükün altından nasıl kalkacak?" diye... İlin gencecik müftüsü Zeki ELTURAN, "kaynak" konusunu daha başlamadan halletmişti. "Koyun projesi" diyor, "Kavak projesi" diyor, daha başlarken 5 milyarı önümüze sayıyordu. Bingöl'ümüzün "bin gönül"lü cömertliğine dayanarak... İki yıl geçmeden, işte "son"a gelmişler...
Bursa'nın Orhangazi'sinde de buna benzer bir "külliye" inşaatı görmüştük... Sanki Orhangazi'yi bütünüyle içine alacak bir "dev" yapı idi.
Şimdi Adana'da Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet dönemlerinin en büyük camii yapılıyor. İnanılır mı? "-Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet ve Kocatepe'den de mi büyük?" diye sormaktan kendimi alamadım. İl Müftüsü Süleyman TEKİN, Seyhan ve Üreğir Müftüleri Ramazan ÇORTUL ve Mehmet YAVUZ sanki birer "mühendis." Mimar Necip DİNÇ ile birlikte, proje üzerinde izah ettiler ki 6 minaresi ile Çukurova’yı hatta bütün Anadolu'yu kucaklayacak Adana Merkez Camii, ana kubbenin çapı, kubbe ve minarelerinin yüksekliği, kapladığı alan ve aldığı cemaat sayısı bakımından Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi, camilerinin hepsinden büyük... Adana'da başka bir cami inşaatının başında ilköğretim müfettişini, bir Kur'ân kursu inşaatının başında ise, komşu ilkokulun öğretmenin "gönüllü" kontrolör olarak gördük... 30 milyar tutacağı ifade edilen camiin hangi "himmet"le yapılacağının cevabı işte bu "bütünlük"te yatıyor. "İzmir"den-Van'a aynı himmeti, aynı dirilikte görmemek mümkün değil.
BİR BÜTÜNLÜK ÖRNEĞİ
Cumhuriyet dönemine 12 bin cami intikal etmiş. Cami sayısı bugün 65 binlerde... 6 bin Kur'ân kursu yanında binlercesi de inşa ediliyor. İzbe köşelerdeki müftülükler, modern, yeni, gösterişli sitelere taşınıyor. Bu memnuniyet verici gelişmeler olurken, Amasya'da, bütün Türkiye'ye ibret bir "bütünlük örneği" ile karşılaştık. Eskiden "imam-hatip okulu-Kur'an kursu" bugün "Kur'ân kursu-öğrenci pansiyonu" şeklindeki sun'î ihtilâf, Amasya'da kaldırılmış... Ziyaret kasabasında, Diyanet'e bağlı Kur'ân kursu inşaatında belediye başkanı ve il müftüsü ile birlikte "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Demeği" mensuplarını da çalışırken bulduk... Gönüllü olarak...
Amasya'daki bu bütünlük bütün Türkiye’ye örnek olsun! Zira Türkiye’nin "dini" ve "manevi" imarı ancak bu "bütünlük" ile sağlanabilir.