Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
SOVYETLER’DE İSLAM GERÇEĞİ - 31 Ağustos 1984

1978 yılında, Sovyet hakimiyetindeki Türkler'in arasında idim. Özbek­ler'in, Türkmenler'in, Kazaklar'ın, Azerîler'in... Söyleye­cek çok şeyleri olan bu in­sancıkların, hiçbir şey söyle­meden donuk donuk yüzünü­ze bakışları yok mu?!. İnsan olanın yüreğini parçalar...

Seyahatimiz bir resmî da­vetle oldu. "Ortaasya ve Ka­zakistan Müslümanları Dinî İdaresinden gelen bir da­vetle... 30 Haziran-13 Tem­muz arasında, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Moskova'da, 11 Müslüman ülkeden gelen 27 temsilci ile toplantılara katıldık, bazı tarihi yerleri ziyaret ettik, mahallî şartla­rın elverdiği ölçüde çarşıyı pazarı dolaştık, resmî proto­kolden sıyrılıp sokaktaki va­tandaşa ulaşmaya çalıştık...

Hemen ifâde edelim ki, bu davet ve toplantılar tamamen propagandaya yönelik...Şuradan belli ki, Özbekistan başşehri Taşkent'te katıldı­ğımız ilk toplantının hemen birinci gününde Moskova te­levizyonu tarafından yapılan çekimlerin yanı sıra, her İslam ülkesi heyetinden özel beyanatlar aldılar... Sordukları sorular, "-Sovyetler'i na­sıl buldunuz?", "Sovyet hal­kının yaşayışı hakkında  in­tihalarınız nelerdir?", "Sov­yetler Birliği'ni gördükten sonra, önceki kanatlerinizde bir değişiklik oldu mu?" gibi propagandaya yönelik sorular... Türk heyeti olarak biz, "-Sovyetler'e ilk defa geldiğimizi, halkın arasına girip onların yaşayışı hakkında henüz bir bilgi edinemediğimizi, bu sebeple müsbet veya menfî bir intibaımız bu­lunmadığını" ifade ettik... 18 günlük seyahatimiz esnasın­da 6 defa aynı taleple, televiz­yon ekibini karşımızda bul­duk... Her defasında, aynı gerekçe ile, beyanattan imti­na ettik... Biliyorduk ki bu beyanat, kendi ses ve görün­tümüzle Sovyet Türk cumhuriyetlerinde   propaganda olarak kullanılacaktı.

Sovyetlerde bir "İSLÂM GERÇEĞİ" mevcut.. 4 ayrı dini idare var... "Ortaasya ve Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi", Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Ta­cikistan ve Türkmenistan cumhuriyetlerinde yürütü­len din «hizmetlerinden sorumlu... "Sibirya ve Avru­pa Müslümanları Dinî İdare­si", Rusya, Tataristan ve Başkıristan'ı içine alıyor...

"Şimalî Kafkasya Müslü­manları Dinî İdaresi", Da­ğıstan, Çeçenistan ve Balkırya'ya şamil... “Maveray-ı Kafkas Müslümanları Dini İdaresi” ise Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycana hizmet veriyor...

Özbekistan'da % 87, Kaza­kistan'da % 50, Kırgı­zistan'da % 80, Tacikistan'­da % 84, Türkmenistan'da % 90, Azerbaycan'da % 85 Müslüman var...

Buhara ve Taşkent'te din öğrenimi yapılan iki medrese mevcut... Buhara'da bulu­nan "Mir Arab Medresesi" orta dereceli.. 70 öğrenci île 20 müderrisi bulunuyor. Taşkent'teki "Ali Medrese" ise yüksek okul seviye­sinde... 30 öğrenciye, 15 müderris ders veriyor.

Büyük şehirlerin çoğunda ve küçük yerleşim merkezlerinin bir kısmında cami ve mescitler var... Her cami ve mescitte, ayrıca cami ve mescit bulunmayan bazı büyük merkezlerde "imam"lar mevcut...

Azerbaycan'da kültürel olaylar daha çok... Diğer Türk cumhuriyetlerine nisbetle, biraz daha fazla ser­bestlik görülüyor... Cuma ak­şamları sadece Bakü merke­zinde 100 yerde dinî meclis­ler kurulduğu, onbinlerce in­sanın bu meclislerde toplan­dığı bize ifade edildi. Bu ifa­dede mübalâğa da bulunsa, Azerbaycan'da biraz daha canlı bir dini ve kültürel ha­yat bulunduğu anlaşılıyor...

Sovyetler'e giderken en büyük merakımız, buradaki Türkler'in Türklüklerini ve Müslümanlıklarını muhafaza edip etmedikleri idi... Seya­hatimiz boyunca bunu anla­maya çalıştık...

Bize verilen ve fasih Türk­çe konuşan eğitilmiş rehber­lerimizle konuşurken, daima dikkatli olduk. Anlattıkları­nı teyakkuzla dinledik...

Fergana'da yaklaşık onbin kişi ile cuma namazı kıldık. Namazdan önce va'zettik... Biraz da mahallî şive kulla­narak vaptığımız konuşma sonunda cemaattan, müsbet veya menfî bir karşılık aldı­ğımızı söylemek güç... He­men tamamı yaşlı kimseler­den oluşan cemaat sadece dinledi... Namazdan sonra cemaatın, aramızdaki polis barikatını biraz da zorlaya­rak kırdığını; bizi kucakla­mak, elimize, yüzümüze, hat­tâ elbisemize dokunmak için ciddî bir tehacüm meydana getirdiklerini gördük... Aynı yerde, resmî görevlilerden ve kalabalıktan kopup bir ma­halle arasında dolaştım. Ev­lerinin önünde olan ve bizi gören çoğu yaşlı kadınlar, ıs­rar ve yalvarma ile bizi evlerine sokmak, bir şeyler ikram etmek için adeta yarıştılar.

Merğınan'da bir ulu çınar altında bizi karşılamak için bekleyen özbeklerin ellerini sıkarken, hemen hepsine ''Türkiye'den geldiğime kendilerine selâmlar, dualar getirdiğimi" sureti mahsusada ifade ettim. Ayrılırken, bir orta yaşlı Türk, bana yaklaşarak, orada bulunanların hepsinin Türkiye'ye selâm ettiklerini belirtti. Dönüp kalabalığa baktım, hepsi tas­dik eder gibi idi..

Bakü'da Hazar kıyısında bir ikindi vakti kolkola dola­şarak, bir dinî yetkili ile 2.5 saat konuşma fırsatı bulduk... Edindiğimiz intiba şu: Sovyetler'de Stalin'den sonra bir yumuşama var... Bu yumuşama, gönül alarak içinde eritme (asimilasyon) politikasına dayanıyor. An­cak yine de bir rahatlama ol­muş... Özbek de, Kazak da, Türkmen de, Azerî de, Türk ve Müslüman olduğunu bili­yor... En önemli olay, Türk cumhuriyetlerindeki nüfus artışı olayı... Müslüman Türk nüfus, bunun şuurun­da... İdare de, kendisine kol gücü, iş gücü lâzım olduğun­dan, buna teşvik ediyor...

Sovyetler'de bir "İSLÂM-TÜRK GERÇEĞİ" mevcut.. Yumuşama ve nüfus olayı, buna yardıcı oluyor...