Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
KUR’AN MEDENİYETİ - 21 Ocak 1983

(Kur'an-ı Kerim'de bütün ilimlerin nüvesi vardır. "Biz Kur'an-ı sana herşeyi beyan için indirdik", "Biz bu kitap­ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" ve "Yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki Kitab-ı Mübîn'de bulunmasın" âyetleri bunu belirtir)

  Kur'ân-ı Kerim Allah'ın "SÖZÜ"dür. Kâi­nat ise "ESERİ". Allah'ın "SÖZÜ" ile "ESERİ" arasında ihtilâl bulunması düşünü­lemez. Atomun yapısından kâinatın işleyişine kadar bütün varlık âlemi Kur'ân-ı Kerim'de işaret edilen ve adına "SÜNNETULLAH" de­nilen ilâhî kanunlarla (Tabiat Kanunları) idare edilmektedir.

Allah'ın eseri olan ve sırları bütünü ile he­nüz keşfedilememiş bulunan muhteşem kâi­nat, Hakkın en büyük eseri "İNSAN" içindir. Yüce yaratıcı, bilinenleri-bilinmeyenleri ile "yerlerde ve göklerde ne varsa hepsini insana müsahhar kılmıştır". Allah'ın sözü olan Kur'ân-ı Kerim'de ise insanın, -emrine mü­sahhar kılınan bu sonsuz kâinat içerisinde-yaratılış amacına uygun olarak nasıl yasayaca­ğının; uçsuz-bucaksız kâinatı nasıl emrine râmedeceğinin prensipleri mevcuttur.

KUR'ÂN'IN MUHTEVASI

Kur'ân Allah'ın kelâmıdır. Muhtevası insa-l\ nın "Gerçek Kul" olarak yücelmesi, dünyayı ve hayatı güzelleştirmesi, bilinmeye­ne yönelmesi, aklı ve çalışması ile kâinatı ihata etmesi amacına yöneliktir.

İtikâd hükümleri ile insanın gönül ve iman hayatı; ibadet ve muamelât hükümleri ile top-yekûn yaşayışı; ahlâk esasları ile davranışları disiplin altına alınmıştır.

"Zaman"ın değerlendirilmesi, düşünce­nin ve davranış temizliği, insan ve tabiat sev­gisi, madde ve mânâda sınırsız yücelme emir­leri...Hep aynı hedefi göstermektedir. Bu he­def "illâ Hya'büdOn" ifadesinde özetlenmiş­tir. İnsanın davranışlarını ve ahlâkını yücelt­mesi, dünyayı ma'mur etmesi ve bilinenlerden bilinmeyenlere yönelmesi, Allah kelâmının eş­siz i'cazı ile "İllâ liya'büdün" ifadesine sığdı­rılmıştır.

Bu sebepledir ki en aydınlık kafa Müslü­man'ın kafası, en dürüst davranış Müslü­man'ın davranışı, en ileri hayat Müslüman'ın hayatı, en mütekâmil cemiyet Müslüman'ların oluşturduğu cemiyet olmalıdır.

KUR'AN'DA İŞARET EDİLEN

Kur'ân-ı Kerim bir "fen mecmuası" de­ğildir ama, bizi tabiatın maverasından haberdar eder. İlahiyat ve nebeviyat yanında “Sânia-yı Kainat”tan da söz eder. İşaret ve remz yoluyla müsbet ilimleri de anlatır.

Kâinata nazar, Allah'ın eserlerini teemmül, essiz yaratılış âlemini tefekkür Allah'ın emridir. "—Ve tefekkerüne fi halk-ıs'semâvâtl ve'l Arz" âyeti insanı bu yüce hedefe götürür.

"Tefekkür gibi ibadet yoktur."

"(Eşsiz)göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün meydâna geliş (ve deva­mında), denizde akıp-giden gemide (ki sırda), Allah'ın gökyüzünden yağmur indirip ölü top­rağı diriltmesinde, yeryüzündeki (akılsız-dil-siz) hayvanât (âlemin)i (herbirini kendi özellik ve yapısı içinde) rızıklandırmasında, (esrarı henüz keşfedilmemiş) rüzgârları (akıtıp, yön-yön) değiştirmesinde, gök(ler)le yer arasında müsahhar bulutlarda... Akıllı kavim için deliller vardır" âyeti, insânı "Tefekkür''e davettir.

Kur'ân-ı Kerim'de bütün ilimlerin nüvesi vardır. "—Biz Kur'ân-ı sana herşeyi beyan için indirdik", "—Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık", "Yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki Kitab-ı Mübîn'de bulunmasın!" âyet­leri bunu belirtir.

MÜSBET İLİMLER KUR'ÂN-I TE'YİD ETMİŞTİR

Kur'ân-ı Kerim'de birçok âyetlerde "Ya'lemûn", "Yeteiekkerûn", "Yetezekkerûn", "Yefkahûn", "Yûkınûn"... gibi ifadelerle tefekküre gerçekten büyük değer verilmiştir. Bu, boşuna değildir.

İnsan beyninin çok kompleks fonksiyonları, müsbet ilim tarafından henüz keşfedilebilmiş değildir. Psikologlar ortalama bir beyin meka­nizmasının kombinasyon sayısını 10 üzeri 2.783.000 rakamı ile ifade etmişlerdir. Bu ra­kamın "Güneş"in yaşının saniye ile ifadesine, kâinattaki molekül sayısına eşit olduğu da ilim adamlarınca belirtilmiştir.

Yine belirtildiğine göre, insanlar bu müthiş potansiyelin ancak yüzde 2 ilâ 20'sini kullana­bilmektedirler.

İnsan beyninde mevcut bu potansiyelden yararlanma imkânları arttıkça Allah'ın eseri olan "Kâinat"ın esrarı daha çok çözümlene­cek, Allah'ın sözü olan Kur'ân'ın i'cazına daha çok yaklaşılacaktır.

"Yasin Sûresi"nin 38'inci âyetindeki for­mülü çözebilmek için insanlık Kophernik'e kadar beklemek zorunda kalmıştır.

"Atom Fiziği", "İzafiyet Nazariyesi", "il­liyet Prensibi" 19'uncu asır "Pozitivizm''ini ciddî olarak sarsmış, müsbet ilimlerde "Metafizik"in payını arttırmıştır.

Allah'ın "Sözü" ite "Eseri" arasında ihtilâf bulunmadığı böylece anlaşılmıştır.

Müsbet ilimler ilerledikçe insanın itikat ve ibadetinden kâinata hâkimiyetine kadar bütün davranışlarına yön veren "Kur'ân Medeni­yeti" daha iyi kavranacaktır.