KUR'AN-I KERİM'DE AĞAÇ VE YEŞİLLİĞE VERİLEN ÖNEM
Kur'an-ı Kerim'de ağaç, bağ-bahçe ve yeşillik üzerinde önemle durulmuştur, öyle ki ağaç, bahçe ve yeşillikten 253 yerde sözedilmektedir.
Kur'an-ı Kerim'de ağaç ve yeşillik, kaybı istenmeyen bir nimet olarak sık-sık geçen güzellik tasvirleridir. Mü'minlere vaadedilen "CENNET" sulak ve yeşil bir âlemdir. Ağaç ve bahçelerin güzellikleri, düşünenler için birer ibret olarak belirtilir.
"CENNET"le ilgili tasvirlerde ana tema ağaç, meyve, gölge ve akarsulardır:
"Onlar, dikensiz sedir ağaçları; meyveleri birbiri üzerine yığılmış muz ağaçları; uzanmış gölgeler; çağlayan sular; bitip tükenmeyen meyveler içinde, kabartılmış yataklar üzerindedirler". (Vakıa Suresi: 28-35)
"Allah'tan sakınanlara vaadedilen cennet, altından ırmaklar akan; yiyecekleri bitmeyen, gölgeleri solmayan bir cennettir". (Ra'd Suresi: 35)
Allah onunla sizin için ekinler, zeytinler, hurma ağaçlan, üümler ve meyvelerin herbirinden nice nice rızıklar bitiriyor. Bunların herbirinde tefekkür edecek bir zümre için ibretler, dersler vardır." (ah Suresi: 11)
SÜNNET VE HADİSTE AĞAÇ VE YEŞİLLİCE VERİLEN ÖNEM
Peygamberimizin sünnetinde ve çeşitli hadislerinde ağaç dikmenin önemi belirtilmiş, ağaç ve yeşlilikleri yok etmek yasaklanmış, Peygamberimizin bizzat katıldıkları ağaçlandırma çalışmaları yapılmış, ağaç ve ormandan faydalanma konusunda prensipler konulmuş, hukukî düzenlemeler yapılmıştır.
Bu hukukî düzenlemelerle, ağaçların tahrip edilemeyeceği MİLLÎ PARK'lar ihdas edilmiş; nizâmî şekilde istifade edilebilecek ağaçlıklar kurulmuş; çevre kabilelerle yapılan anlaşmalara ağaçların yok edilemeyeceğine dair hükümler konulmuş; ağaç ve yeşilliğin korunması için beyannameler yayınlanmıştır.
Peygamberimizin birçok hadislerinde ağaç dikilmesi ısrarla emir ve tavsiye buyurulmuştur.
Bunlardan bazıları şunlardır:
"Kim bir ağaç dikerse, Allah onun için, diktiği ağacın meyvesi ve yaprağı kadar manevî ecir ve sevap yazar."
"Her kim boş, kuru ve çorak bir yeri sular, ağaçlandırır, ıslah ve ihya ederse, o kimse Allah tarafından mükâfatlandırılır."
"Kıyamet kopacağı zaman bile, elinizde bir fidan bulunuyorsa, onu hemen toprağa dikiniz."
MİLLÎ PARK UYGULAMASI
Mekke'nin belli bölgesi, Hz. İbrahim'den itibaren "HARAM BÖLGE" sayılmış; bu bölgenin ağacını kesmek, yeşilliklerini tahrip etmek, kuş ve diğer yabanî hayvanlarını avlamak yasaklanmıştır.
Hz. Peygamber, Medine 'de de buna benzer bir "YASAK BÖLGE' ihdas etmiştir. Şu hadis bunu belirtmektedir:
"-Medine'nin, sınırlarını belirttiğim şu bölgesini haram kıldım. İki kayalık arasındaki bu bölge haramdır. Ağaçları kesilemez, hayvanları avlanamaz, otu yolunamaz, ağaçlarının yaprakları tahrip edilemez."
Mekke ve Medine'den sonra ilân edilen 3'üncü "Yasak Bölge" Taif olmuştur.
Hz. Peygamberin, Medine yakınlarında, zatî ihtiyaçların karşılandığı bir ağaçlık tesis ettirdiği de bilinmektedir.
Bu uygulamalar, bugün de örnek alınabilecek bir sosyal disiplini ifade etmektedir.
O halde orman ve yeşil sahalarımızı korumak; kesilen her ağaç yerine yenisini dikme anlayışına ulaşmak; ağaç ve ormanın sosyal, kültürel ve ekonomik zaruretini çevremize anlatmak; yaşayışımız, sağlığımız, geçimimiz, iklim düzenimiz ve topraklarımızın muhafazası için muhtaç olduğumuz orman sahamızı arttırmak zorundayız.
Ecdadımızdan devraldığımız yeşil vatan cennetini korumak hem dinî, hem millî bir vazifemizdir.