İslâmiyet'in fikir ve inanç hürriyetine verdiği ehemmiyet, ayet ve hadislerde önemle belirtilmiştir.
Ku’ran-ı Kerim ve hadislerde yeralan bu hükümler, Hz. Peygamberin hayatından başlayarak bütün İslâm tarihi boyunca uygulanmıştır.
Hicretin 1'inci yılında Medine'de yayınlanan "EMİRNAME", Hıristiyan teb'anın hayat ve ibadet haklarını teminat altına almıştır. Yahudilerin hayat ve ibadet hakları ise aynı yıl yürürlüğe konulan 47 maddelik yazılı anayasa ile tanınmıştır.
Hz. Peygamber, bütün tatbikatında ayrı dinden insanların inanç ve ibadetlerine müsamaha göstermiştir. Hudeybiye Muâhedesi'nde müşriklerin ileri sürdükleri şartları anlayışla karşılamış; Hayber'in fethinde ganimet olarak ele geçirilen "TEVRAT" nüshalarını sahiplerine iade etmiş, ibadet edenlere, rahib ve zâhidlere dokunulmamasını emretmiş, fethedilen topraklarda yaşayan gayrimüslimleri kendi inanç ve ibadetlerinde serbest bırakmıştır.
TATBİKATTAN ÖRNEKLER
Mağlûp milletlerin inanç ve ibadetlerine müsamaha gösterilmesine en canlı örnekler Kudüs ve İstanbul'un fethi üzerine yerli halka tanınan din hürriyeti olmuştur.
Kudüs'ün fethinden sonra yerli halk âyin ve ibadetlerinde tamamen serbest bırakılmışlardır.
İstanbul'un fethinden sonra ise yerli Hıristiyan halka şu imtiyazlar tanınmıştır:
"1- Başta Patrik olmak üzere, bütün piskopos, papaz ve Sinod Meclisi azaları her türlü taarruzdan masundur. 2- Patrik, düşmanlarına karşı devletin himayesindedir. 3-Bütün ruhaniler her türlü vergiden muaftır. 4- Ortodoks Kilisesi kendi nizam ve kanunlarına göre idare edilecektir. 5- Patrikhanenin Sinod denilen millî ve ruhanî meclisi, kilise ve cemaat bütçelerini tanzim ve idare edecek, piskoposların kararlarına karşı temyiz mahkemesi vazifesini ifa edecektir. 6- Nikâh, defin, vasiyet ve miras muameleleri kilise kanunlarına göre Patrikhane tarafından ifa edilecektir. 7- Kilise Hıristiyan cemaat arasında ortaya çıkacak hırsızlık, gasp, dolandırıcılık gibi suçları da yargılayacak, bu gibi suçlulara ancak kilisenin tayin ettiği müeyyideler uygulanabilecektir. 8- Ayinler bütün şehir ve köylerde eskiden olduğu gibi alenen ve mûtad merasimle tes'id edilecektir. 9- Hiçbir kiliseye dokunulmayacaktır. 10- Hıristiyan halk makul bir cizye ve haraç vergisi dışında hiçbir mükellefiyetle yükümlü olmayacaklardır."
BATILI YAZARLARIN İTİRAFLARI
İslâmiyet’in fikir ve inançlara tanıdığı bu geniş müsamaha, Batılı yazarlar tarafından da itiraf edilmiştir.
Buna dair bazı örnekler şunlardır:
"Muhammed, kumandanlarını rahipleri öldürmekten men etti. Zira onlar, dua eden insanlardı. Ömer Kudüs'ü aldığı zaman Hıristiyanlara hiçbir fenalık yapmadı. Haçlılar Kudüs'e hâkim oldukları zaman ise, bütün Müslümanları katlettiler. Yahudileri ateşte yaktılar." (George Rivaire)
"Hıristiyan milletler dinî müsamahayı Müslümanlardan öğrenmişlerdir." (Michoud)
"Kur’an'ın yayılmasında kuvvetin hiçbir tesiri olmamıştır. Zira Müslümanlar mağlûp milletleri dinlerinde serbest bırakmışlardır. Eğer Hıristiyan milletler İslâmiyet’i kabul etmişlerse bunun sebebi Müslümanların kendilerine karşı, eski hükümdarlarından daha âdil ve müsamahalı davranmalarıdır." (Gustave le Bon)
SONUÇ
Fikir ve inanç hürriyeti, insanın doğuştan sahibolduğu tabiî haklardandır. İslâmiyet bu hakları beşerî sistemlerden çok önce teminat altına almıştır. Gayrimüslimlere tanınan fikir ve inanç hürriyetine dair haklar Kur'an'da, Sünnette, yazılı metinlerde, uygulamalarda, talimatlarda ve pratik hayatın her safhasında yer almıştır.