1-a) Tercüman Gazetesinin 27 Mart 1990 tarihli nüshasının 14'üncü sayfasında, "Ali AK" imzasıyla yapılan "Kur'ân Okutmayı Suç Saydılar" başlıklı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bazı mahkemelere gönderilen dosyalardan sözedilmiş ve bu dosyaları "bizzat Hamdi Mert imzalamıştır" denilmiştir.
b) Bir kurnazlık yapılarak saptırılan ve okuyucunun zihninde, aleyhime yanlış bir intiba bırakmayı hedefleyen bu yayını, aynı gazetenin 28 Mart 1990 tarihli notasının 9'uncu sayfasında cevaplandırdım. Bu cevabımdaki ifadeler aynen şöyledir:
"Ali AK'ın açıklamasında ifade edilmek istendiği gibi, sözü edilen ifadelerin hiçbiri Hamdi Mert'e ait değildir. Bu ifadelerin yeraldığı belgeler, Diyanet İşleri Başkanlığı arşivlerinde mevcut belgelerdir. Bunlardan bazıları "TEFTİŞ KURULU" ve "BİLİRKİŞİ" raporu; bir kısmı mahkeme kararı, valilik yazısı veya buna benzer resmî belgelerdir. Bazı mahkemeler yürütmekte oldukları duruşmalar sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı arşivlerinde mahfuz bu belgeleri istemişler, başkanlık da arşivlerindeki resmî bilgi ve belgeleri bir üst yazı ekinde göndermiştir. Hamdi Mert imzası ilgili birimden sorumlu yönetici olarak- sadece birkaç satırlık üst yazıda bütün bulunmaktadır. Belgelerde ve bu belgelerdeki ifadelerde değil... Arşivlere girmiş resmî belgelerin "yoktur" diye gizlenmesinin mümkün bulunup-bulunmadığını akl-ı selîm sahiplerinin takdirlerine bırakıyorum."
2-a)Bu açıklamaya rağmen. 31 Mart 1990 tarihli TERCUMAN'ın 8’inci sayfasında "TAYYAR ALTIKULAÇ'ın AÇIKLAMASI" başlığı altında, Sayın Altıkulaç'ın ifadelerinde yeralmayan ilâvelerle, şahsım yeniden hedef haline getirilmiştir.
Sayın Altıkulaç'ın, gazetenizde yayınlanan açıklamasındaki ifadeleri aynen şöyledir:
"Bu ekin kısa üst yazısındaki imzanın Hamdi Mert'e ait olduğu anlaşılmakta ise de ekler, gerçekte Diyanet İşleri Başkanlığı arşivindeki resmî bilgi ve belgelerden ibarettir."
O zamanki Diyanet İşleri Başkanımız Tayyar ALTIKULAÇ'ın bu ifadesi, benim 28 Mart 1990 tarihinde yayınlanan açıklamamdaki beyanımın aynıdır. Yani benim yaptığım iş, ilgili birimden çıkan resmî arşivdeki belgeleri postalayan iki satırlık üst yazıyı, bağlı yönetici olarak imzalamaktır.
b) Buna rağmen, Sayın Tayyar ALTIKULAÇ'ın açıklamasında yeralmayan bir ilave takdim yazısı ile vakıa ters çevrilmiş: "Hamdi Mert imzalı ‘ek bir’den" sözedilmiştir.
Başkanlık ve ilgili mahkeme arşivinde halen mevcut ve mahfuz ek belgelerden hiçbirinde Hamdi Mert imzası bulunmamaktadır.