Kamuoyunda bir müddetten beri yoğun bir biçimde tartışılan irtica mevzuuna, bugüne kadar, bu tartışmalardan uzak durmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı da karıştı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hamdi Mert, "Hakses" adlı dini bir dergide, yayınlanan yazısında, irtica ile mücadele edeceğiz denilirken, dinin kendisine saldırıldığını müdafaa etti.
Türkiye Din Görevlileri Federasyonu tarafından yayınlanan Diyanet Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun. Merkez ve il müftülükleri için abone olunmasını uygun gördüğü Hakses dergisinde "yine irtica tartışması" başlıklı yazısında Hamdi Mert, milletin çoğunluğunun irtica ve gericilik sözcüklerinden hoşlanmadığını bildirerek şöyle dedi:
"Bazıları var, adeta "irtica" uzmanı... Kendilerini bu işle muvazzaf sayıyorlar. Vazifeleri olmadığı halde... Takattan düştüklerinden, yapacak başka işleri bulunmadığından, ellerinde, avuçlarında başka malzeme kalmadığından..."
İrtica mevzuunda, hesapsız kitapsız ithamlar yapıldığını, imam hatip okulları ile Kur'an Kurslarının bile "irtica yuvaları" olarak vasıflandırıldığını bildiren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mert daha sonra şöyle devam etti:
"Hoş, 'irtica' fırsat buldukça dini de alet etmek ister. En çok da o kaynağa müracaat eder. Fakat 'irtica' ile mücadele edeceğiz derken, dinin ta kendisine saldırmaya devam ettikçe, devletin anayasa ve kanunlarla getirilmiş resmi din hizmetlerini ve müesseselerini din ile ilgili polemiklerin dışında tutma çabalarının önüne geçilemez."
"BU YASAK HANGİ DEMOKRATİK ÜLKEDE VAR?"
Bu arada Türkiye Din Görevlileri Federasyonu Genel Başkanı İsmail Coşar da başörtüsü yasağına "Başörtüsü bahanesiyle iman sahipleri rencide edildi" diyerek tepki gösterdi.
İsmail Coşar, yine "Hakses" dergisinde çıkan yazısında, kız talebelerin başlarını İslâmın emirleri istikametinde örttüklerini ve anayasa haklarını kullandıklarını belirterek, mevzuun değişik yorumlanmasını "istismar" olarak vasıflandırdı.
Coşar, "Başı kapalı olarak fakülte ve yüksekokul dahiline giren kız talebeler okullarından atılacaklar. Bu tatbikat hangi demokratik bir ülkede var ki? Başını açarsan okursun, açmazsan okuyamazsın davranışının hukukî hiçbir dayanağı yoktur" şeklinde konuştu.