Hamdi Mert :: hamdimert.com
Köşe Yazıları
“DİNE SALDIRANLAR VAR” - 24 Ocak 1987

Kamuoyunda bir müddetten beri yoğun bir biçimde tar­tışılan irtica mevzuuna, bugü­ne kadar, bu tartışmalardan uzak durmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı da karıştı. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hamdi Mert, "Hakses" adlı dini bir dergide, yayınlanan yazısında, irtica ile mücadele edeceğiz denilirken, dinin kendisine saldırıldığını müdafaa etti.

Türkiye Din Görevlileri Fe­derasyonu tarafından yayınla­nan Diyanet Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun. Merkez ve il müftülükleri için abo­ne olunmasını uygun gördüğü Hakses dergisinde "yine irtica tartışması" başlıklı yazısında Hamdi Mert, milletin çoğunlu­ğunun irtica ve gericilik sözcüklerinden hoşlanmadığını bildirerek şöyle dedi:

"Bazıları var, adeta "irtica" uzmanı... Kendilerini bu işle muvazzaf sayıyorlar. Vazifele­ri olmadığı halde... Takattan düştüklerinden, yapacak baş­ka işleri bulunmadığından, el­lerinde, avuçlarında başka malzeme kalmadığından..."

İrtica mevzuunda, hesapsız kitapsız ithamlar yapıldığını, imam hatip okulları ile Kur'an Kurslarının bile "irtica yuvaları" olarak vasıflandırıldığını bildiren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mert daha sonra şöyle devam etti:

"Hoş, 'irtica' fırsat buldukça dini de alet etmek ister. En çok da o kaynağa müracaat eder. Fakat 'irtica' ile mücadele edeceğiz derken, dinin ta ken­disine saldırmaya devam et­tikçe, devletin anayasa ve kanunlarla getirilmiş resmi din hizmetlerini ve müesseselerini din ile ilgili polemiklerin dışın­da tutma çabalarının önüne geçilemez."

"BU YASAK HANGİ DEMOKRATİK ÜLKEDE VAR?"

Bu arada Türkiye Din Görevlileri Federasyonu Genel Başkanı İsmail Coşar da başörtüsü yasağına "Başörtüsü bahanesiyle iman sahipleri rencide edildi" diyerek tepki gösterdi.

İsmail Coşar, yine "Hakses" dergisinde çıkan yazısında, kız talebelerin başlarını İslâmın emirleri istikametinde örttüklerini ve anayasa haklarını kullandıklarını belirterek, mevzuun değişik yorumlan­masını "istismar" olarak vasıflandırdı.

Coşar, "Başı kapalı olarak fakülte ve yüksekokul dahiline giren kız talebeler okullarından atılacaklar. Bu tatbikat hangi demokratik bir ülkede var ki? Başını açarsan okursun, açmazsan okuyamazsın davranışının hukukî hiçbir dayanağı yoktur" şeklinde konuştu.