Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığa ge(tiri)lince umutlanmıştık..Tıpkı rahmetli Bülent Ecevit’ten umutlandığımız gibi; “Tünelin ucu”nu gördüğümüzü sanmıştık..
Rahmetliden ne istiyorsun demeyin!.Tam da aradığımızı bulduk derken O da “Tarikatların serbest bırakılması”ndan sözetmeye başlamıştı..Orda dursa iyi, bir de “Fethullah Gülen” ve okullarının tezkiyesine; tebriesine girmesin mi?.Allah- Allah, daha neler?!.
Bizimkine gelirsek: Başına kasket, sırtına mavi gömlek, boynuna poşu atmaya başlayınca sandık ki yeni bir “Karaoğlan” geliyor..Soluğumuz boğazımızda; umudumuz kursağımızda kaldı..Reva mı bre Kemal Bey, reva mı bizi yol ortasında bırakmak?!.
Alın şu “Baştörpüsü” meselesini!.
Senin nene gerek elin “Boştörpüsü”?!.Onun sahipleri mi yok yahu!.Senin 7 sülalende onu takan mı var ki, bu çağdaşlık çağında bir geri dönüşe umut veriyorsun?!.Umut veriyorsun da, bizi köklerimizden koparıyorsun!.
Alın şu “Nisyan hakları” meselesini; ”Demo-krasya” hikayesini!.
Hangi nisyan hakları bre Kemal Bey, hangi demo-krasya?!.Bizim bir imajımız vardı:Bu milleti adam etmek..Kızına yüz verirsen ya davulcuya kaçarmış, ya zurnacıya..Baksana herifçoğullarının yaptığına!. Seçim-geçim-tecim dediler, milletin gözünü açtılar.. Tut bakalım tutabilirsen!.
Şimdi de “Hak-hukuk” diyorlar..Neyin hakkı, neyin hukuku yahu?!.”Hak” hakedene verilir değil mi Kemal Bey..Göbeğini kaşıyan adama “Hak-hukuk” demeyi öğretirsen, işte böyle tepene çıkar..
Aferin “Deniz”e!.Yorgunluğuna-yılgınlığına bakmadan koşup-geldi de “-BIRAK BU İŞLERİ KEMAL!.” dedi..Eyi dedi..O demese, öteki birileri ensendeydi zaten..Bakalım hangisi öne çıkacak derken, bu defa Deniz “ÖNDER”lik etti..
Dedim ya, eyi etti be Kemal Bey, önce sana iyilik etti..
Bir yol ayırımında, daha doğrucası bir şaşkınlık anında postuna oturduğun partiye uzun uğraşlardan sonra kazandırılan bir felsefe vardı: Hani yukarıda dedim ya “Bu milleti adam etmek” diye..O söz kimseye ağır kaçmasın..80 yıldır başarabildik mi bunu?!.Batı-çatı derken, bi bakın bakalım hala nerelerdeyiz?!.
Şalvarlıları, kasketlileri “Yeni” şehir Kızılay’a; yabancı temsilciliklerin bulunduğu Çankaya istikametine sokmamak için az mı uğraş verdik?!.Hadi camilere sıralar koymayı; çağrımızı ( Ezandememek için çağrı dediğimin farkına varın da, bana acıyın ) Türkçe yapmayı başaramadık diyelim ( sahi neden başaramadık? ); kafamızı düzeltebildik mi, kafamızı?!.Asıl soru bu!..
Öyleyse nedir bu çağda bu kadar Kur’an Kursu?.Bu kadar İmam-Hatip mektebi?.Bu kadar “Evet”?.Bu örtü, tesettür merakı nedir Allahaşkına?!. Hep o tavizlerden değil mi?.
Bu milleti adam edebilseydik...
.....
Söyletme beni!.Nerdesiniz yahu?!.Niçin bir defa olsun, iktidara gelemediniz?.Ben söyleyeyim mi; göbeğini kaşıyan adamlara; şalvarlılara-kasketlilere seçim hakkı verdiniz de ondan..Şimdi sana dönüp; “Oh olsun!” mu diyeyim, yoksa milletime acıyıp; “Vah-vah!”mı?..
Söyler misin Kemal Bey, neyin peşindesin?.
Kapalı kapılar ardında sana neler edildiğinin, neler denildiğinin farkındayız..”Söz”de değil “Öz”de “Laik” yani akıl hocalarının yolunda olmaya devam et sen!.Bir yanında deniz, öteki yanında dağ gibi bir “Önder”lik var..Onların da arkasında “derin” ve gerçek “ER”lerimiz; güdülenmiş “GEN”lerimiz ve “KON”larımız yok mu?!.Kimden korkumuz var ki!.
Sözün özü Kemal Bey; sen sen ol; başkalarına özenme!. Kronik yolumuzdan ve özümüzden ve sözümüzden sapma!.
Bizi yolundan sapanlardan eyleme!.